Hayatıma değişik bir şekilde girmiş bir garson sözü.
yaklaşık 2 yıl kadar önce; kız arkadaşımla birlikte, ayıptır söylemesi kebapçıya gitmiştik.
doğulu bir garson kardeşimiz menüleri verdi ve yaklaşık 1 dakika sonra sipariş almaya geldi.
ve meşhur diyalog gerçekleşti.
garson: karar verdik mi abim ne alırsınız?
ben: valla bilemedim ki urfa mı yesek adana mı? (kız arkadaşıma dönerek)
kız arkadaşım: bilmem. (beni nereye getirdin gibisinden somurtarak)
garson: acını seçmekte özgürsün abim. (kız arkadaşım ve beni bir müddet süzdükten sonra)
not: garson bile anlamıştı orada bu ilişkinin olmayacağını. bana güzel bir mesaj vermişti orada ama ben tebessüm etmekle geçiştirmiştim. hayatın verdiği ufak sinyalleri iyi değerlendirmek gerekir bazen.
o kadın filminde geçen bir repliktir. aynı zamanda rap'likmiş ki red adlı rap şarkıcısı esinlenerek parça yapmış.
Bugün bu yeryüzü neden senin yüzün ?
Neden benim yüzüm yerde ?
Neden benim yüzümdendi ?
Neden gülüp geçmedin?
+Neden mi istiyorsun fakir rapçi ?
Bi diploman bile yokken bi genç kızı taciz ettin.-Neyle?
+Aşkla, şimdi durumu açıkla !
Koşmak hayal kurmak olur dizlerinde balçıkla
-Battığım bi ütopya var şimdi
Hangi hikayeyi ezberleyim kitapları açıpta
Neyse dediğim kadar yarım saniyeden oldum
Beslemediğin korku oldu kocaman bi ordu
Bestelediğim onca şiir kafanı açmıyorsa
Defolup git ex aşkım ol bünyenin lordu
Neden bugün garip denebilcek kadar ağır
Tepki verdim yokluğundan etkilenmiş düşlerime ?
Neden 50 çeşit ayrı şekil işaretli sorular
Bu silik cümle sonlarında güçlenir hep ?
Demirden olmasa da sürreal bir zindanda
Fikirlerim, cümlelerim dinleyenler müşteriler.
Tanrı olsa ondan tek isteğim olurdu
Şu psikolojik koğuşlarda bi günlüğüne düş yerime.
içi boş duvarların sadece görüntü bu kez
içimdeki sana yazdım maalesef ölümsüz
Yürümek uzaklaşmak istemenin bi şekliydi
Anladım ki boşa gitti gözlerim güdümlü
Şehirden arta kalan adamlara yolcu denir
Ve sanki yolcuların bütün yükü, borcu benim
Işıktan uzaklaşmak istiyorum kır dümeni
1972 böyle aşka solcu denir
kendisi çatlamadan
toprağı çatlatamaz tohum
asmışım sinirini mutsuzluğun
ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum
acısını artık duyamıyorum
ki kendim öyle bir acı olmuşum
nasıl görmezse göz kendini
kendimi arıyor bulamıyorum.
o kadın filminden güzel bir diyaloğun final cümlesi. umut verir insana ama bir o kadar da acıdır. kısır bir döngüyü anlatır. kimsenin yaşamamasını dilerdim ama maalesef kaçış yok.
-işte bitti.
-evet bitti!
-peki bunu değil de diğerini seçseydi, hayatı cok mu farklı olurdu? bunu herkes için soruyorum. gercekten farklı mı olurdu hayat?
-evet farklı olurdu ama sadece öyküsü. bunu yaşıyacağına öbürünü yaşamıs olurdu!
-yani?
-yani sonuç seçimlerde hep aynıdı. aci.. her neyi seçersen seç, seçemediğin hep üzüntü kaynagı olacaktır, aklın hep o seçemediğinde kalacaktır. o seçemedigini seçmiş olsaydi yine bana bu soruyu sormuş olcaktın. hayatta herşey yüzde ellidir. aklınla davransan yüreğin, yüreğinin sesini dinlesen aklın bu soruyu sana hep soracaktır. seçemediğin hep acı verecek bu sabit acı hep olacak!
-bu kadar mi umutsuz yani? güzel bir yönü yok mu bu seçimlerin?