Paylasılan degil, saklanan acı daha derindir. Sakın kendine yalanlar söyleyip, acılar icinde kıvranma. İcine saklandıgın yalanlar solunca hicbir gerçek seni kabul etmez.
acı çekmek ikiye ayrılır.
bir şey olmadığı için acı çekmek ve bir şey olduğu için acı çekmek.
mesela bir şey isteriz ama olmaz, örneğin bir aşk mevzusu, işler yolunda gitmemiş, neden olmadı diye acı çekeriz bu birinci durumdur.
bazen de her şey yolunda giderken hesapta olmayan çok kötü bir şey olur, örneğin ciddi bir sağlık problemi ya da daha kötüsü, bu ikinci durumdur.
ikinci durum birinci durumu her türlü döver.
-Değişti bütün dünyam.
-Kalmadı hiçbir sokak eskisi gibi,
-Ama nedense ne çıkmazlar açıldı,
-Ne güneş değişti, ne ölenler dirildi.
-Ee ne değişti o halde;
-Ne yıldızlar kaydı, ne dilekler değişti,
-Ne battı doğudan güneş,
-Ne azaldı yokluk denizi.
-Ben mi değiştim la
-Yaptıklarım, yaşadıklarım, hislerim mi değişti?
-Fikirlerim, gördüklerim duyduklarım değişti hep.
-Sadece acılar bir türlü değişmedi.
-Çok koştum sebebini bilmeden
-Sonra anladım, niye?
-Takatim nerede biter diye koştum,
-Ama acı çekerken yorulmazmış insan.
-Hep çekebilirmiş... hep koşabilirmiş...
ağlamaktır. o yaşların hepsinin içine akmasıdır. etraftaki herkesin güldüğünü görmektir. yalnızlıktır. her şeyinle gittiğin bir insana, daha fazla ne verebilirim diye düşünürken onun için hiç olduğunu anlamaktır. aşık olduğun biri için hiç olduğunu anlamak yalnızca acı çekmek değildir. ölmektir. hergün. defalarca.
iki tür acı vardır. birisi beden ile diğeri ruh ile çekilenidir. bana sorsalar "hangisini çekmek istemezsin" diye, "ruhla çekileni istemem çünkü bedenle çekilenden daha ağırdır. beden ile çekileni hiç istemem çünkü dayanamam." derim.
acı çekmek neredeyse yaşadıgının bir kanıtıdır.acı çekerken kendını diğer bütün sorumluluklarından kacabilecegi güvenli bir bölgede hisseder.aşırı derecede fiziksel acı çekmek sizi zen mertebesine taşır,ki bu mertebede baska hiç bir şeyin onemi yoktur.acı,onu kucaklamayı,onunla temizlenmeyi,onunla iyileşmeyi,neredeyse ondan keyif almayı bilenleri,ondan her ne pahasına olursa olsun kaçmaya calısanlardan ayırır.
günümüz insanının (daha çok gençlerinin) riyakarlık akan, samimiyetten uzak ota boka hissettiği duygudur.
sevglim aramıyor
sevgilim ilgi göstermiyor
annem bana bağırdı
babam beni azarladı
en yakın arkadaşım bana yalan söyledi
x beni sevmiyormuş
y beni çok kırdı
ehhhh bi siktirin gidin lütfen. acı çekmenin bile bir adabı vardır yahu. allah çektirmesin elbette ama ota boka da şöyle anlamlar yüklemeyin canımı sıkıyorsunuz.
sevdiğinin ölmesi değil, kaybolmasıdır zannedersem acı çekmek. herkeste farklı şekilde boy gösterir tabi. mesela bir ergen yarinden ayrılmışsa ondan acılısı yoktur. *