yerken iki kere düşünülmesi gereklidir... birinci sebep: yerken ağzınızi ve midenizi ızdıraplara sokar. ikinci sebep: çıkarırken nereleriniz yanar hayal edin.
sürekli tüketildiğinde, metabolizmayı hızlandırır, yağ yakar, zayıflatır.
mideyi sağlamlaştırır, mide kramplarını azaltır. bağırsaklardaki bilumum asalak ve parazitin canına okur, hepsini temizler. kabızlığı giderir, sık sık tuvalete çıkartır. ilk başlarda ağızda uyuşukluk yaratır ama alışınca yemesi zevklidir. özellikle sivri olanları * daha acıdır ve daha güzeldir. dürümcülerde verilen küçük tombul arnavut biberi acı sayılmaz. başlangıç olarak acıya alışana kadar kullanılabilir. tek kötü tarafı, bağımlılık yapar, müdavimi olduktan sonra herhangi bir yerde yemek yerken, fellik fellik acı biber ararsınız. öyle ki biber olmadan yemek tatsız tuzsuz gibi gelir. giderek acı eşiğiniz yükselir. örneğin pulbiberin tadı tatlı gibi gelmeye başlar. bir de neticede turşu olduğundan bol bol su içirir. etli taze fasulye, türlü gibi sebzeli yemeklerin yanında harika gider. ve sofrada acı biber varsa ya yoğurt ya kola mutlaka olsun, acısını birazcık keser. *
acı olduğu bilindiği halde sapıkça bir iç güdü ile yenmeye devam edilen turşudur. insan her defasında " bir daha yersem ne olayım? " diyip yer mi bunlardan? üzerine limon ve tuz ekleyince gayet lezzetli olan turşu çeşididir ayrıca.
acı yiyemeyen bir insan olarak her seferinde yanımda kütür kütür yiyenlere özenmişimdir. ama küçük bi ısırıkta bile beni mahveden minik turşudur. hiç benim kalemim değil.