türkiye'nin son günlerde en popüler televizyoncusu.
bir lafın ne olduğundan ziyade kimin tarafından söylendiği önemlidir ve acun ılıcalı kadar (iyi ya da kötü, saygın ya da popülist fark etmez) tanınmış ve türk şov dünyasında ekol olmuş birinin internet dünyasının popüler unsurları konusunda konuşması da çok yerindedir. ılıcalı objektif bir karşılaştırma yapmış ve her yanından agresiflik fışkıran ekşi sözlük'e notunu vermiştir. o ekşi sözlük değil midir ki bir çok yazarın istediği kişiye kendi çapına hiç dönüp bakmadan not vermeye kalktığı yer? o ekşi sözlük değil midir ki formatının lastikliliğine sığınıp millete istediğini giydirebildiğin, "aptal" başlığına gidip tanım yapar gibi yaparken gıcık olduğun eski sevgiline, dersinden kaldığın hocaya, seninle arkadaş olmayan sözlükçüye kin kustuğun, aklınca küçümserken kendi komplekslerini akıttığın yer? o ekşi sözlük değil mi ki, sol frame'ine doluşan solcu kız anal, anne karpuz bilmem zıkkım başlıkları yüzünden uluorta açmaya çekineceğimiz bir yer haline gelen site, dahası eski, iyi yazarlarının büyük bir kısmının arkasına bakmadan kaçtıkları ortam, aynı bakınızların birmilyon kere verildiği forum sitesi?
eski çamlar bardak oldu, ekşi sözlük de acun ılıcalı'nın bile dudak büktüğü bir yer. uludağ sözlük elbette daha iyidir.
uludağ sozlüğü ekşi sözlükten daha kaliteli bulan adam. fikrine saygı duyuyorum da, neyi baz aldı acaba?
ayrıca, an itibariyle ekşi sözlükte bazı yazarlar tarafından siklenmemiş ama gazla çalışan bir kısım tarafından düşman ilan edilmiştir.
ey ekşisozluk yazarı; sen eleştrince bi bok yok, sen eleştrince onun adı düşünce özgürlüğü. başka biri seni eleştrince tukaka, aptallık, ilgi çekme aparatı anasını satıyım. lan sabri sarıoğlu'nun yerinde olsanız ne yapardınız acaba bu psikolojiyle? ekşi'de yazınca insanüstü bi yere mi yerleşmiyorsunuz, az sakin olun.
bu arada düşünce özgürlüğü demişken; acun ılıcalı'nın söylediği bazı sözler düşünce özgürlüğüne saygı duymadığını göstermiştir. toplumu bu kadar etkileyen bir insanın söylediği sözlere dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum. sonuçta ne kadar aptal bi program yapsa da halk onu izliyor, konuştuklarını dikkate alıyor.
türk televiyonlarının en maliyetsiz programını yapan yapımcı. şöyle ki; var mısın yok musun` da, insan ve kutu var başka da bir şey yok prodüksiyon ve yapıma maliyeti bakımından. geri kalan her şey zaten sponsorla hallediliyor. ayrıca kurnaz yapımcı işini de iyi biliyor ki, istanbul büyükşehir belediyesinden, tarabya - ferahevler de ki metin oktay spor kompleksini komple kiralamış ve bildiğim kadarıyla oraya da zaten çok cüzi bir miktar kira veriyor.
''az zaman da ve az parayla çok ve büyük işler'' başaran insan.. televizyonlar da programların bir bir kalktığı bu kriz dönemin de bize bu adamı ve ekibini tebrik etmek düşer.
duyumlarıma göre tv'de uludağ sözlük'ü beğeni ile takip ettiğini söylemiş, yapımcı, prodüktör.
o zaman bu entrymide muhtemelen okuyacak demektir. o zaman;
sevgili acun, nasılsınız? senden bi isteğim var. ben stüdyonun yanındaki salonda ağırlık çalışan yakışıklı vatandaşım. * diyorum ki; beni hiç başvuruyla, mülakatla uğraştırmadan direk yarışmaya seç la. söz, uludağ sözlük'ü orada en iyi şekilde temsil edicem. o değil de, nedense hep taş hatunları yarışmaya seçiyosun, çakal. * hadi aeo.
çürüten bir düzenin çürümekte olan insanlarına "örnek alınması gereken zeka parıltısı, büyük prodüktör" olarak yutturulmaya çalışılan kişi. uludag sözlüğü beğeniyormuş diye bin türlü yalakalık örneğini sahneleyenlere de bir sözüm yok elbet, onlar tam da buna layıklar zaten.
her neyse yaptığı programların vasat oluşunu bir kenara bırakıyorum lakin gelin görün ki ben bu adamın henüz acun firarda'yı çektiği bir dönemde hangi televizyon olduğunu unuttuğum bir röportajına denk gelmiştim, yanında eşiyle birlikte. kendisi o dönem bahamalar senin maldivler benim gezerken, nice latin kızlarının sırf muzur sunucu ayağına orasına burasını mıncıklarken o röportajda eşiyle ilgili söyledikleri, kendisinin kadına bakışıyla alakalı düşünceleri karşısında oha demekten kendimi alamamıştım. eh tabi adını "maço erkek" "taşfırın erkek" gibi sevimliliklerle meşrulaştırıp kadının bütün yaşamına aleni bir şekilde müdahale etmek, onu kişiliksizleştirip eve hapsetmek, maddi koşullar nedeniyle kendinize mecbur bırakıp köleleştirmek, başörtüsüne hapsetmek sizin tabiyatınız gereği. kendin dünyanın bilmem neresinde jennıfer'lardan öpücük alıp kur yaparken iyi, ama iş kadına gelince "benim karım yalnız başına dışarı çıkamaz" "benim karım çalışamaz" armutluğunu yapmak ve öte yandan bu armutluğa kucak dolusu alkış toplamak ancak böylesi bir toplumsal düzenin ürünü olabilir. şimdilerde sadaka dağıtan başbakan'ının sadaka dağıtan sunucusu olmayı ihmal etmiyor, bu da sosyal devlet'in sosyal sunuculuk anlayışından olsa gerek kim bilir! *
çok zorluklar yaşadığı belli olan ancak bunları fazla da hoşnut olmadan dile getirirken yüzünde beliren hüzünlü bakışlarıyla bize olayı fazlasıyla hissettiren ''var mısın yok musun''adamı..
türkiye de neyin tutacagını bir numara olacagını hep cok iyi tahmin ediyor ( acun firarda, survivor, var mısın yok musun ) uluda sozluk içinde aynı şeyleri söylemiştir.
uludağ sözlük hakkında güzel sözler söylemiş kişidir. bundan dolayı çok sevildiğini düşünüyorum sözlükte. halbuki kumarbazcılık oynamaktadır ekranlarda. son derece de kıl bir adam.
"maraba türkiye" çağının en büyük magazin düşünürü, post-modern zamanlar türkiye'sininse en taze production sahibi bu işbilir arkadaşın; halkın nelere alkış tuttuğunu/tutacağını iyi biliyor olmasından kelli, koca bir reyting avcısı haline gelmesi başarıdır. o ıssız adalarda, börtü böceğin içinde yarışmalar düzenledi bu adam. kolay değil. öyleyse bize bu başarıyı alkışlamak düşer evvela... bravo!
şimdilerde daha steril bi ortam mevcut; kutu açtırıyor. biz de açılan her büyük kutu sonrası ailecek hüzne batıp, küçük açana kırk yasin okuyoruz. işte necip türk milletinin soyluluğu da burdan geliyor zaten; mağdurun yanında hep! maşallah...
acun kutuları açarken bizi hiç de ilgilendirmeyen bazı kararlar alınıyor meclis çatısı altında. alınan bu kararlar her defasında bu ülkenin emekçilerinin geçmişteki kazanımlarından birer birer çalıyor. bizimse, götümüze giren-çıkan nedir'den çok, 21 numaralı kutuda o an aklımız. ufak çıksa bari diye beklerken ömrümüzden ömür gidiyor.
acun değildir bu gerzekliği yaratan. o sadece işine bakıyor. hayırlı işler olsun kendisine.