sekreter: acun bey size süper bir haberim var
acun : nedir?
s: reytingin am.na koduk acun bey
a: ne olmuş söylesene,
s: nihatın annesi beyin kanaması geçirmiş, ölmek üzereymiş
a: harbi mi lan, yaşadık amk.
s: evet durumu baya ciddiymiş biz kamereman filan gönderdik hastaneye.
a: tmm super, hemen metin yazarları benim için bir şeyler yazsın, benim nihata haber vermem çok trajik olmalı.
s: evet yazıyorlar tam sizin istediğiniz gibi, ajitasyon, ajitasyon, ajitasyon.
a:show tv ye haber verin, tüm hafta boyu prime time da reklam kuşağı ayarlasınlar , ben çekip gönderecem.
s: tamadır patron. sen rahat ol. ayrıca hacıbadem le görüştük olayı anlattık, reklam anlaşması istiyorlar.
a: du bakalım medyakal otoparka da sorun, daha fazla verirler belki.
s: tamam dır patron. sen merak etme.
yıllardır insanların duygularını sömürerek üzerinden para kazanan, siz aptal ve sıkıcı yaşamlarınıza program bittikten sonra geri dönerken, ellerini avuşturan adamdan başka ne beklenebilir ki? hiç şaşırtmamış ve sizin gibi aptallara müstahak olan davranış. görün, program cumartesi günü reyting rekorları bile kıracak.
acunun aslında kim olduğunu gösterdiği talihsiz durum. durum üzücü ama acunun düşük bir kişi olduğunun da göstergesi.
acun kendini anlatığı ya da gösterdiği gibi sevecen, insancıl, tevazulu biri değil.
survivor un bir bölümü gibi çekip yayınlamışlar. nasıl bir reyting hastalığıdır bu ya? acun gerçekten hiç yapılmaycak bir hata yapmış. televizyonculuğu geçtik, insanlık değil bu.
aslında 'var mısın yok musun?' adlı programın başladığı andır. programda kutuların toplam açılma süresi 3 dk, yarışmacıların dertlerinini anlatıp ağlama süreleri 90 dakikadan daha fazlaydı. varın siz düşünün.