yazar kişisi sürekli olarak verdiği sikindirik bakınızlarla dikkat çekemeyeceğini anlamıştır. nick altı başlıklarına da "kankam benim" ,"canım kankikoşum, badim benim iyi ki doğdun", "yalanası hatun kişi" yazmaktan da bıkmış olmalı ki, eli yüzü düzgün olan ya da öyle inandığı bir başlık açar.
tamam der içinden oldu bu iş, mükemmel bir modelleme buldum. "düşen insana gülen orospu çocukları" harika bir başlık. içine biraz protestlik biraz agresiflik katıp 20 den fazla "ulan" da yazdıktan ve her cümleyi "dır, dur" ile bitirdikten sonra ağır sultanın bile ilgisini çekerim. düşünsene sultanla şömine başında karanlıkta yenen romantik bir akşam yemeği. acaba sultan 5 kadehten sonra verir mi der içinden. umut eder genç yazar.
fakat o da nesi? Hızla sol framede aşağılara düşen başlığı kimse tarafından okunmamıştır bile. aman tanrım der "roberto carlos bindirmeye geliyor" başlığı bile geçmiştir onu. sol frameden aşağı süzülen başlığına mı acısın yoksa üst dudağına süzülen göz yaşını mı silsin. fakat cin bir arkadaş olduğu için hemen parlak fikirler belirir kafasında.
gibi başlıklara başlığını bakınızlar. ama hayır. yine olmuyor, yine umursanmıyor. enrysini siler siler tekrar yapıştırıp tekrar aynı başlığı açar, nasılsa kimse anlamaz diyerek. halbu ki herkes bu ibneliği hayatında en az bir kere yapmıştır. bu faaliyet uludağ sözlük yazarlarının haccı gibi birşeydir. başlığına sürekli entry girer. üstte tutar. hayır bu iş bu kadar der herşeyi anladım. bildiği herşeyi yeniden sorgular yazar. Akşam bilgisayarını kapatıp uykuya dalarken olgunlaştığını hisseder. Bu işe yaramayacak der içinden ne kadar küçük düşürdüm belki de kendimi başka birşeyler yapmalıyım. yarın ilk iş başlığıma sonradan girdiğim entryleri de silip silip yeniden yazmak olacak. olaylar gelişmez...