#4606723 entrysini okuduktan sonra "yazar burada bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor" demek istediğim kişi. cem adrian hayrani erkegin es cinsel olma ihtimali gibi saçmalık ötesi bir başlığa yazdığım entry sonrası şahsım için "escinsellerin gözünden empati" anlamını çıkarabilecek kadar yetenekli* olduğuna şaşırdım gerçekten. ne diyelim bu yaşta, bu zeka. başarılarının devamını diliyoruz.*
kadınların ve diğer insanların asla anlayamayacağı hareketlerde bulunmasıyla dost hanesine adını yazdırmayı başarmış olan, yaratıcı, dolaylı yoldan yardırma etkisine sahip optimum değerdeki esprileri ile sevdirmiş tipik bir balık burcu erkeğinin sözlükteki tezahürü.
taraftarı olmadığı takım hakkında müthiş yaratıcı başlıklar açan troll çakmalarının anlayamayacağı derecede karmaşık bir yapıda kurduğu cümleleri her babayiğidin harcı değilken aynı zamanda kimseye karşı tam anlamıyla cephe almayan kişiliği bambaşka bir insani güzelliğidir.
üzülmek için milyonlarca sebebimizin ve bahanemizin olduğu, melankolik ve gamlı görünmenin hayatın yükü omuzlarımda havası estirircesine prim yaptığı ortamlarda bu tür kaygılara düşmemiş ve hatta neşesini belli etmek, arkadaşlarını neşelendirmek için harcadığı kayda değer çabaların karşılığını bir dost kazanarak aldığına inanmak istemiştir.
üçten fazla paragraf yazmaktan kıllanan şahsıma bu entariyi yazması için haklı gerekçeler vermiş olan sevgi dolu güzel insan abmfu arkadaş edinilmesinin, suyuna gidilmesinin ve muhabbetlerde kahkahalar arasında kaybolmaların müsebbibi olmasının gerekliliğine inandığım bir mümtaz şahsiyettir.
duygusal falandı, her gün yurda kırmızı güller yollardı, anlamlı sözleri mail ile yollamaktan hesabımda boş yer bırakmamıştı ve beni bıktırmıştı bu kadar ama nerden bilebilirdim ki:
hem henüz doğumgünüm sadece yaklaşmakta iken şahsıma yazdığı entry ile hem de bugün kargoyla bana gönderdiği sürpriz hediyesiyle bir kez daha bir diğer ben olduğunu ispatlamış tarifi imkansız bir arkadaşlık hikayesinin baş kahramanı. bilmiyorum bugün gönderdiği paketten yarın ne çıkar. ancak öyle bir adam ki dostum abmfu o lanet olası kargo elemanı ne getirirse getirsin ben o hediyeyle fotoğraf çekip facebook denen aşağılık sitede profil fotoğrafım yapacağım.
yarın telefonum kapalı olur ararsın diye korkarım, hayal kırıklığına uğrama. ulan ne hayal kırıklığı hayvan herif? yumiyum bile çıksa bana aldığın hediye ben onu pırlantalar kadar değerli sayarım.
dostumsun, adamımsın... seni lanet olası zenci!
edit: yarın hediye gelince buraya da edit gelecek.
beklenen edit bir küçük bir rötarla burada: arkadaşımız abmfu hem şaşırtmış hem kendinden bekleneni yapmış olmanın haklı gururunu yaşıyor olmalı şu anda. tamam ulan ben de ilginç bir şey bekliyordum ama patlıcan ne oğlum?
şahsıma göndermiş olduğu hediye kolinin içeriği tam olarak hatırlayamamakla birlikte yaklaşık olarak aşağıdaki gibidir.
1 adet patlıcan
1 adet kabak
1 adet hıyar
1 adet domates
1 adet knorr hazır çorba. tutmaç çorbası ne lan?
2 adet ülker albeni
2 adet ülker metro
4 adet nestle sıcak çikolata
2 adet ülker alpella beyaz çikolatalı gofret
1 adet çilekli dankek
1 adet ülker browni zıkkımı
1 adet bilmemne çikolatalı kek
1 adet juicy portakal suyu
1 adet keskinoğlu ısıl işlem görmüş sucuk benzeri piliç ürünü***
ve hepsinden önemlisi adeta beraber büyüdüğü bir adet karl malone figürü...
bu adam insan değil. bu adam gerçekten farklı. ben farklı dediğim için değil öyle olduğu için farklı.
sevgiler, saygılar. misillemem çok kötü olacak abmfu.*
hani bazı insanları durup dururken çok seversiniz ya; çok yaşanmışlığınız yoktur, yılların pekiştirdiği bir dostluğunuz yoktur ama bilirsiniz ki yardıma ihtiyacınız olduğunda yanınızda olacaktır, moraliniz bozukken sizi neşelendirecektir. her zaman karşınıza çıkmaz o insanlar ama karşınıza çıktığında da ömür boyu sürecek bir dostluğunuz olacağını bilirsiniz; işte o insanlardan biri. ben bu cümleleri kendisine de sarfedebilirdim evet lakin doğum gününde onunla beraber başkaları da okusun istedim. doğum günü kutlu olsun istedim. siz de kutlayın istedim.
davranışlarını tahmin etmeye çalışan insanları şaşırtmasıyla meşhur, afyon sokaklarında sesini duymayan pek az insan olmasına rağmen tanıyanının pek az olduğu radyocu insan.
karıştırdığı her kitaptan sonra ben de yazabilirim deyip gülücüklerimi gizleyerek cesaretlendirdiğim fakat sonra yazdıklarını görünce yanılsam da yanılmanın en lezzetli olduğu deneme adamı. insan.
sözlük sitesi denilen bu yerin ilgisini çekiyor olmasıyla ilgimi çekmesine sebep olan insan.
ayda bir bir maçını izlediği fakat toz kondurmadığı takımıyla bir holigan, bir fenerbahçe li insan.
her konuda rahatlıkla sohbet edilebilecek, yanında insanın canının sıkılmasının imkansız olduğu sempatik yazar dost.
not: geri dönüşümün ilk entrysi sana armağanımdır.
kendisine doğum günü şerefine bir entry yazamadığım bambaşka bir adam. tertemiz yüreği, en değişik fikirleri, sigara içmekten feri sönmüş gözleriyle şu boktan hayatta aynı ruhu taşıyan iki farklı insanmışız gibi hissettirmesi ise sonbahar yağmurunda saçları rüzgarla dans eden bir kadın kadar güzel bir şey.
yaptıkların, yapacaklarının teminatıymış gibi hep tedirgindim seninle konuşurken. yine ters köşeye atlamaktan, hiç aklımda olmayan şeylerle karşılaşmaktan çok korkardım dostum. artık korkmuyorum. öyle inanılmaz bir keyif alıyorum ki senin sohbetinden... sessiz ve yalnız bir gecede zembereği atan saatin zamanı durdurabileceğine senin sayende inanıyorum. senin yüzünden utanıyorum kendimden. yaratıcı sandığım yapımı yerden yere vuracak kadar şok edebildiğin için zihnimi.
ne ölümden aldı beni, ne de kör bir kuyudan.
fakat öyle bir vurdu ki o yumruğu omzuma...
bu adam, bu adam dost dedim.
aynı insanın ikiye bölünüp başka şehirlere atılmış hali biz miyiz abmfu?
yıll boyu süregelen bir dostluğumuz yok, biliyorum.
fakat bundan sonra olmayacağını kim söyleyebilir ki?
geç de olsa doğum günün kutlu olsun.
ömrünün son gününe kadar birlikte kutlamak dileğiyle...
kafa iznini sonuna kadar kullanmış fakat ne yazık ki sözlükte kafa izni alan diğer bütün yazarlar gibi hayat gailesinin içinde uğraşmış durmuş yazar. sonunda sigarayı bırakmış, gergin ve düdüklü olarak geri dönmüştür. düdüklü ne manaya geliyor bilmiyorum bir bildiği olmalı.
ah dostum! ah dostum neler yaptık biz böyle? nasıl düştük bu hataya?
evet dostum biz bir hata yaptık. insanlardan bizim gibi olmalarını bekledik. sözlerini tutmalarını, omzumuza omuz vermelerini bekledik. hiç güvenmezken çok daha iyi miydi dersin? daha mı mutluyduk elimizdeki mum, karanlıkta sönmeden önce?
ah dostum! demedim mi ben sana balık burcu erkeği rüyalarından uyanmak zorundadır hep en sonunda? ben de uyandım. gördün tanrıya bile tutunmadan ayağa kalkışımı. gözlerinle değil, ruhunla, benliğinle, senliğimle. uyandırıldım sille tokat. gözlerimi açamadan sokağa attım kendimi. ilham topladım sokaklardan ihtiyacımdan biraz fazla. sonra siktir et dedim fırlattım kavanozu seni hiç tanımayan kaldırıma.
ah dostum! neden o sözleri söyleyen onlar değilmişçesine çıktılar ki tepemize? neden geri dönmek bu kadar zordu verilen karardan haksızlığını bile bile? biliyorsun bütün cevapları bundan eminim. çünkü ben biliyorum; gökyüzü bana tokatlarını bir bir patlatırken sen de ona vuruyordun en hırslı darbelerini.
ah dostum! sakin olmak insanın içindekileri dökmesinin en iyi yoluymuş bunu da öğrendik. dünyada üzgün olmaya değen üç beş şeyden birinin üzerinden hızla atlıyoruz, bütün şaşkınların gözü üzerimizde. kendi dirayetsizliğini merhametle dolu yüreğimize yüklemeye çalışanlara inat gözlerimizde şimşekler var. yakmak, dökmek, kırmak ve esip gürlemek bize göre değil. göğsümüzde taşıdığımız değerlerin anlamını bilemez onlar.
''-çaresiz sandığınız adam benim.'' diye haykırdım, duymadılar.
duymak istedikleri ne kadar yorgun olduğumuzdu. boşver bilmesinler diyordun ya. haklıydın, hep olduğun gibi. bu haklılığınla senden daha fazla gurur duymamı sağlayacak kadar temizsin. biliyorsun yazamıyorum artık. zayıflığımdan değil, yorulmuşluğumdan değil, sadece boşvermişliğimden. affet bütün bu saçmalıklar için beni.
ne bir kuzgun anlayabilir seni, ne martı denen aptal kuşlar sandıkları kadar gerçek. oturduğum yerden kaşımı kaldırıp ufacık bir yasemin mori şarkısı söylemek yeter ikimize de.
insanlar birazcık vefasız,
biraz da unutkan
ve aptal, aptal, aptal...
