acilarin sirini

entry1 galeri0
    1.
  1. Acilarin sirini, eski adıyla saf şirin annesiyle birlikte mutlu ve şirin bir hayat şirinlemekteydi. Fakat günler geçiyordu, saf şirin kendine uygun bir iş bulamıyordu, şirin köyün kıraathanesiden çıkmaz olmuştu. Bakkal şirin, kasap şirin ve manav şirin artık biriken borçlardan dolayı saf şirine uyarılarda bulunuyorlardı, saf şirin fakir, üzgün ama gururuluydu. Mutlaka bu borçlar kapatmalıydı ama hiçbir yolunu şirinliyemiyordu. Şirin çileği taralarında çalışmıştı, kıraathanede çalışmıştı ama hepsinden beceriksizliği ve saflığı nedeniyle kovulmuştu.

    Bir akşam şirin kıraathanesine ispikçi şirin nefes nefese şirinler. "saf şirin koş, anneni şirinliyorlar" sözü kıraathanenin mantar duavrlarında yankılanır. SAf şirinin gözleri fal taşı gibi açılır, kaşlar tuhaf bir şekle girer, ve koşmaya başlar. Eve geldiğinde kasap şirin, manav şirin ve bakkal şirinin anne şirin i şirinlediğini görür. Ve o hışımla evdeki baltayı kapıp dördünü de şirinler saf şirin. Artık namusu temizlenmiştir ve uzun yıllarını hapiste şirinleyecektir. O gün bu gündür saf şirin acıların şirini olarak tanınmaya başlar.

    (bkz: şirinlemek)
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük