90'ların ortasında, tonton dedenin istanbuldan gelen torununu köyün çobanlarıyla mal yaymaya göndermesi sonucu vuku bulan olaydır.
Başrol oyuncusu tabiki benim. Dedem iki öküzün karnının doyması için beni diğer yaşıtım olan çobanlara emanet eder. Güzel
bir havada kıra çıkılır. beraberinde götürülen öküz ve yayılırken yanımızda getirdiğimiz azlıklardaki yiyeceklere yumulma
anında bir anda sis çöker. Çobanlara mallara bir şey olmasın sakın dememe bir şey olmaz yanıtını almama rağmen içime bir
kurt düşmüştür ne de olsa. Sisin bir saat sonra ortadan kalkmasıyla sadece ve sadece benim mesuliyetim altındaki öküzlerin kayıp olduğu anlaşılır. 10 yaşlarındaki ben, feryat figan yayaraktan ağlamaya başlarım ama bizim köyün çobanlarında tık yok.
ben- ulan bulsanıza. hani bir şey olmazdı mallara. size giren çıkan yok aq, olan bana oldu. dedeme ne diycem ben şimdi:
yavşak çobanlar- ya canını sıkma sen bulunur elbet. bir ikisi de götverenlik yapmaktadırlar. ya kurt ya da ayı daldıysa
araya.
ben: laynnn. bulacaksınız onları. yoksa şu karşıdaki canavar köpeklerin kolladığı sürünün içine dalarım.
çobanlar inanmaz tehditlerime ama götten iki kilo etin eksilme riskine rağmen planımı uygularım, beş kangalın koruduğu
koyun sürüsüne dalınır. gene bir şey olmaz bana. çobanlar ne de olsa birbirini tanırlar ve ben gene yırtarım bu salaklıktan fakat dar ağacına giden mahkum tarzında, dedeme ne diyeceğim diye düşünüp yanımda bulunan yavşak çobanlara küfür ederekten köye dönüş yoluna girilir.
Direk dedenin yanına gidilir ve sonrasında şu konuşmalar geçer:
d- oğlum hoşgeldin. nasılsın? günün nasıl geçti?
b- (salya sümük ağlayaraktan ve dedenin ayaklarına lütfen beni öldürme tarzında) dede ben çok öküzleri kaybettim?
d- canın sağolsun be torun. öküzler senden değerli mi kdto?
b- tabi değerli ama nasıl yani kızmadın mı?
d- oğlum kaybolduysa kayboldu bir şey olmaz.
b- dede nasıl bir şey olmaz? iki öküz de dışarıda ne yaparlar? ayı kurt dadanmaz mı bunlara?
dedenin rahatlığı şaşırtır ama durumu da açıklar. meğerse, asıl yavşak olan çobanlar değilmiş öküzlermiş. iki tane ineğin peşinden gidip uzak bir köyde halvete girmişler ... koduklarım. ertesi sabah saat 7' de gelirler. başlarında kimse olmadan köyü bulabilen öküzleri tabi ki ödüllendirmiyorum ve acımıyorum. elimdeki sopayla var gücümle vuruyorum zevkten dört köşe olmuş öküzlere, hayatımın en stresli iki gününü yaşattıkları için.