bünyesinde barındırdığı ayşegül karakterinin neden her saniye 32 dişi dışarda sırıttığını biri açıklasın dizisi. bide bunun rakibi tuğçe ve yandaşları var. onlar ayrı bi alem. halaları ve okul müdürü olan insanlar * nasıl böyle saçma bi diziye alet oldular anlamak mümkün değil. *
açıkçası çocuklara ve gençlere yönelik bir dizi olmasına rağmen töre dizilerie yeğleyip izlediğim dizi. artık böyle dizilerde kedi görmek baysa da sonuçta orjinalinden dolayı bu uyarlamada da var. oyunculuklar çok başarılı ve tercihler cuk oturmuş. orjinali sabrinadan bile güzel bence. belki de bize daha yakın geldiği için böyle düşünüyorumdur.
bir bölümünde halalar selda ve melda hamurdan adam yaparlar ve karakter oluştururlar. iyi dans eden ve iyi şarkı söyleyen çocuğa ayşegül, isim olarak tarkan tan soltürk ismini koymuştur. başarılı.
gereksiz, aptalca bir dizi ayşe denen salak kızı tavlamak için iki tane ayşenin iki katı boydaki devenin birbiriyle ahmakça yarıştığı dizi. diğer karakterlere ise hiç bişi diyemiyorum. zira ne söylense az kalır.
başarısız bir sabrina taklidi. yıllar önceki teknolojiye rağmen bilgisayar sayesinde dizideki kediyi konuşturuyorlardı. hem de gayet insan gibi ağzı oynuyordu. ama 2007 yılında işte bizim acemi cadı.. o kedi nedir ya? hayır yapamıyorsan yapma bari rezil olma..
kedinin ağzını açmadan konuşabildiği ilginç dizi. daha ilginci de selim'in tuğçe dururken mal gibi beyinsiz ayşegül'e yazmasıdır. en ilginci ise bu salak diziyi sanırım sözlükte düzenli olarak sadece ben takip ediyorum.
çok önemli edit: üzerine tez yazılabilecek, tv'deki talk show programlarında tartışılabilecek, propoganda aracı olaraka kullanılabilecek, makalelerde alıntılar yapılabilecek süper entrylerim bir köşede dururken böyle salak bir şey hakkındaki sıradan bir yazıyı girdiğim günden beri en beğenilen entryleri listemin tepesinden indirmeyen siz ilginç insanlara ne diyeyim ben? itibarımız ayaklar altında, rezil olduk sosyeteye. ahah.
işin daha daha ilginci de tuğçe' nin hala mal gibi beyinsiz selim' in peşinden koşmasıdır . işin 3 kat ilginci ise bu salak diziyi sanırım sözlükte düzenli olarak sadece benim ve arjen robben' in takip etmesidir..
türk televizyon tarihinin en oksijen israfı ve en gereksiz dizileri yarışmasında, oscarla ödüllendirilmesi gereken ve 0-6 yaş grubu izleyici kitlesine hitap eden abidik kubidik dizi, zorla kanal d'yi sildirecekler listeden, o derece yani...
devamlı otlak yerlerde dans partileri düzenlenen, selimin o emrahvari bakışları ile ortalıklarda gezip, basketbol oynuyoruz ayağına ilk defa basketbol topu gören insan rolünü iyi becerebildiği, müdür dilaver'in tatlı hayattan sonra burada da oyunculuk başarısını bizlere tatlı tatlı gösterdiği, tuğçe sen neden öyle selimin peşinden koşturuyorsun, gel bakalım yamacıma diye billur yazgan'a seslendiğim (ahaaa gerçek ismini bile biliyorum, ulan en çok ben izliyorum) özellikle şenay gürler için evet evet eveeet benim de izlediğim dizi.
türkiyede görülmemiş okul bahçesi, ortamı bulunan. selim karakterine uyuz olduğum. her öğrencinin minimum bir sevgilisinin bulunduğu bana içten içe okul mu manita mekanı mı diye sorgulatan dizi. öğretmenler ise ayrı bir facia. fizik, kimya ve biyoloji ye bir tane hoca girmekte. oyuncudan tassarruf bu olsa gerek! ayrıca bir tarih, bir de bedeb hocası var. müdür de arada edebiyat dersine girip resim yaptırıp şarkı söyletiyor. eh diğer dersleri de öcüler yedi dedirtiyor!
evet izliyorum, düzenli olmasa da izliyorum. daha kötüsü için;
(bkz: selena)*
espiri malzemesi gıda kızımızın rol aldığı dizidir. zira;
kalabalık bir erkek topluluğu zaten kalablık olan bir cemaat evine iftara gider. yemekten sonra çaylar içilir ve tv'de ne izlesek münakaşası başlar. kimi spor kimi stv derken abilerden biri: "yau mubarek bugün acemi cadı yok muydu izlesek?"
ordan sonra işaret gelir ve artık acemi cadı şakirtler arasında moda olur.*
arada bir mute tuşuna basılarak, esmer bir hatun*için izlenilmesi gereken dizidir.
daha sonra "noluyo lan, liseli kızlara bakıyorum, sapık mıyım " gibi sevimsiz hislere kapılsanız da;
(bkz: geçer)