gece gece beni pek bir bahtiyar etmistir kendileri. aurora ile ilgili inatlasmalarimiz neticeye baglandigi gunden beri bir cevap bekliyordum, o cevap bu gece geldi ve farkli kaynaklardan edinilen teferruatli bilgi gozlerimi yasartti. aurorayi gorebilecegim yerler, gittigimde kalacagim otel, otelin gunluk ucreti gibi aklima bile gelmeyen gerekli bilgileri karsimda gorunce icimi saran aurora kadar renkli ve guzel mutluluk duygusunu tarif edemeyecegim sanirim. bu ugrasi karsisinda onun hayaline de bir katkim olacakti, ödesecektik; ne yazik ki baska baharlara erteliyoruz, ne yazik ki. imkan dagilinde degil, olsa seve seve. giyerim kar montumu, alirim elime kahve fincanimi, tirmanirim dagin tepesine ve essiz guzellikteki manzarayi bir de benim gozlerimden yansitirim ona.. bir gun.. soz verildiyse tutulmak icindir, tipki onun yaptigi gibi. bu inceligi icin kendisine cok tesekkur ediyorum. *
rastasız halini deli gibi merak ettiğim ancak kendisinin sır gibi saklayarak, birliğine teslim olmadan hemen önce saçlarını kestirmesi sebebiyle o müthiş halini göremediğim insan evladı. beş buçuk ay boyunca kime bu kadar zırvalayabileceğim ve kimi yerli yersiz azarlayacağım ben şimdi? hadi hemen mayıs olsun.
bu adam bir zamanlar görükle'de yaşardı. sonra mezun olduk, topladı pılısını pırtısını gitti. hiç kabullenemedim gidişini, hep hala orda oturduğunu ama benim ona gitmediğimi düşünerek avuttum kendimi. hani sanki canım istese de gitsem orda bulacakmışım gibiydi. sonra dedi ki ben askere gidiyorum. gitti. işte o zaman kabullendim, mezun olduğumuzu, artık canım istediğinde gidemeyeceğimi.
peki şimdi ben bunları neden anlattım? çünkü 26 gün sonra yeni haliyle gördüm ben bu adamı, bir başka bakıyor artık. *