Bir şarkının bitlenmiş saçlarında severken yalnızlığımızı kolumuz uyuşmuştu soğuktan. Sebepsiz bir rüzgâr esir etmişti zihnimizin düşünmeye meyilli tenini. Biz de tuttuk tarihin ortaoyununda pişekar bir düş yarattık doğmamış çocuklarımız için. Biri ambulans çağırsın lütfen!
Yutkundu şehir gülümsememiz üstüne
Üç defa yutkundu
Kılcal damarlarında bir aşkın usulca dolanmaktaydı eter
Biraz turkuaz biraz mor icabında
Aklını kaçırırdı gece yarısı düşesleri tozlu otel odalarında
Kareli kan damlalarından hülasa bir hayal yaratılırdı oysa
Yutkundu şehir gülümsememiz üstüne
iki defa yutkundu
Orospuluk kayıp otoban sevişmelerinin kanında vardı
Maddelerin genleşme katsayıları oylanıyordu oysa kasaba meclisinde
Biz bir parça aylak bir parça efendiydik icabında
Dilimize dolanan şarkıları hayat sanıp eğleniyorduk
Üstelik deniz atlarının üreme sistemlerinden bihaberdik
Sözlüye çekse ömür bizi telaşa yatkın seslerden sınıfta kalırdık
Bira ve sigaradan ötedeydi varacağımız menzil
Biz bu sokağın ayyaşı değildik
Soluğu tutmuyordu işte yanıtların
Ki yanıtlar bedeliydi koca bir yanılgının
Yangınlardan kurtarabildiklerimizi açık deniz tadında kefenliyorduk
Aç bir yağmur kanatıyordu dudaklarımızı
Yutkundu şehir gülümsememiz üstüne
iki defa yutkundu
Hanidir görünmeyen bir dostu karşılıyorduk biz oysa alsancak garında
Ve tüm şairler kıskanıyordu hikayecilerin alnına düşen perçemi
Hergele göz renklerinin koynunda demleniyordu göçmen kuşlar
Sigara dumanında yol biriktiriyordu manasız susuşlar
Yutkundu şehir gülümsememiz üstüne
Üç defa yutkundu
Acayip sevişirdik icabında
Acayip serseriydik ceset şemasında?