1960’lı yıllar! Elazığ Akıl hastahanesinden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar. Toplam 423 deli kaçmıştır. Mülki makamlar panikler, Başhekime koşup “Doktor bey ne yapalım?” diye sorarlar.
O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastahanenin başhekimidir. Mutemet Bey : “Bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin” der. Doktor önde birkaç personeli arkasında Kara trencilik oynayarak bütün Elazığ’ı “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar. Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. Lokomotif, yani başhekim Mutemet bey yönünü hastahane’ye çevirince tüm kaçan deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar. Sorun çözüldüğü için Mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp hastahaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; Hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.
TV izleyicimizin kaldıramadığı bir yapımdı. reytinge kurban gitti. zaten internet izlenme reytingi ile ayakta kalıyordu. yakin zamanda (bkz: galip tekin)'in başka bir işini görmek isterim.
kuzey güney dizisinin müziği (aralarda çalınan kısa bir gerilim parçası) ile ilginç bir benzerlik gösteren müziği yüzünden, bu akşam beni 'acaba yeniden mi yayında' diye özlemle salona koşturan dizidir.
yaz sezonu açılınca bari tekrarını verin, hep doktorlar hep kutsi nereye kadar...
ilk 4 bölümünün izledikten sonra gayet gereksiz nedenlerden dolayı izlemeyi bıraktığım dizi. şimdi tekrardan başlama kararı almam ile birlikte ufak çaplı bir hayal kırıklığı ile karşılaştım. diziniz 720p ya da 1080p versiyonlarını bulmakta sıkıntı yaşıyorum. sadece 3-4 bölümün hd sürümleri var. bu konuda yardımcı olabilecek güzel sözlük yazarı aranmaktadır.
yayından kaldırılmıştır. evet. ** kıt beyinli star tv yöneticileri ibret-i ailemle birlikte bunun da izleyicilerini, kalitesini ve muhteşem senaryosunu hiçe saymıştır.
fatmagülün suçu ne yada aşkı memnu gibi saçmalıkların ilgiyle izlendiği bir ülkede tutmaz bu dizi. çoğu yoruma bakıyorum da saçma vasat dizi demiş. siz anca gidin kim kimi nerde beceriyor öyle dizileri izleyin. bu bir ilk. 40 dakikalık amerikan dizi formatında yapılmış bir dizi. işlediği konular öyle alelade konular değil. rtük gibi her şeyi süzgecinden geçiren bir ülkede ancak bu kadarı oluyor. bir supernatural gibi performans beklemeyin bence.
subliminal mesaj içerdiği hakkında onlarca videosu bulunan dizi.
gerçekten izlerken farketmedim ama sonra durdurup dikkat ettiğinde görebiliyorsun.
lakin bu yazılar ne zarar verir bilemiyorum.
sex yazıyor bir çok yerde. filmin içine gömmeye gerek yok ki sol frame bile yeter halbuki.
k: selamün ayleküm hemşerim. hayırdır konser neyin mi var ?
b: konser ya, var mı istek parçan? yok mu? ben seçeyim o zaman. şey olur mu mesela "stairway to heaven". yok sen çıkmazsın oralara düşersin kafanı mafanı kırarsın benden bilirsin.
başladığından bu yana ihtiyaç duyup da izlememiştim. eleştireceğim bir başlık olarak kenara not almıştım ve az önce sırf ön yargılı davranmamak için ilk iki bölümünü izledim. diğer bölümleriniyse izlemeyeceğim ve izlettirmeyeceğim. çünkü bu tam bir rezillik. farklı bir şey de değil. diyaloglar s.k üstünde kelebek gibi duruyor. 35 dakika gibi kısa bir süreye de birçok mantık hatası sığdırılmış. mesela ilk bölümde ülkemizdeki insanların %90'ının sıcak bir yuva, bir tas çorba fantazisi olduğunu iddia eden ciple kaza yapmış ablamızın söylediği adrese gönderilen çantanın içerisinde 2 milyon dolar ve üstünde "hemen kız kardeşini ara"* notu vardı. ardından telefon eden ses "inanamayacaksın saydım tam 2 milyon dolar var" deme gafletinde bulunuyor. yani kız kardeş ablasını "hemen" aramak yerine 2 milyon doları oturup saymış.* o anda ablasının durumunu değil, çantadaki paranın miktarını merak eden kız kardeş! ikinci bölümün başında da babanın kullandığı nuh nebiden kalma makineyle eskilerden bir hikaye anlatılacağını sanan ben, 4. dakikada kadraja giren nokia'nın son model telefonlarından biriyle irkildim. acayipmiş hakikatten!
ya da dur yahu uzatmayayım. "açık sözlü" davranayım. mide bulandıracak derecede sapkınlık içeren rezil bir yapım bu. özentilik yapıp duvarlara "sex" yazmalar falan. ahmaklar! bunu "kafa açıyor" diyerek seyredenler de ahmaktır. kafa mı kaldı sizde? subliminal mesaj ne kadar etkilidir bilinmez ama sürekli pornoya, zinaya vs yönelen ve islam'dan uzaklaşan bir neslin olduğu gerçek. erkekler 7 saniyede bir sex düşünür gibi abuk sabuk laflar dönüyor mesela. yemeyin oğlum bunları. kabullenmeyin hemen. bunların hepsi sizi kızgınlık dönemine girmiş bir kediden farksız hale getirmek için oyundur. sözüm dünyada bir amacı olmayan kalbi mühürlülere değil. sözüm, inanan ama namazsız yaşamaya devam edip de böyle sürekli önündeki ekrandan bir şeyler izleyerek uyuşmaya devam edenlere. o kodumunun ekranında hep yarı çıplak kadınlar, sevişen çiftler falan var. aile büyüğü tiplemesiyle zinayı meşrulaştıranlar vs. bunun yanında ibadetlerin önemini bir tek cuma vaazlarında duyuyoruz.
keşke böyle içinde tuzak bulunan abuk sabuk şeyleri terketsek de faydalı kitaplar okusak, ibadetin tadına varsak, tefekkür etsek ve arada da behzat ç'ye, leyla ile mecnun'a falan baksak... hayır kendime de kızıyorum lan. kitap okumaya hazırlanıyorum fakat bir şey benim bundan vazgeçmeme sebep oluyor ve kalkıp sinema filmi falan izliyorum.
...
belki bunları başka bir yerde daha güzel cümlelerle ifade edebilirdim. lakin o iki bölümün ardından duyduğum öfkeyle fazlaca yorulup bol miktarda güneş ışığı yediğim ve birazdan muhtemelen epileptik nöbet geçirecek olduğum şu halimle bu başlığa bunları yazmış bulundum.
son olarak, "bazılarının" misyonunu üstlenip bizlere saçmalıklar izlettirenlere gelsin:
Ve mekeru ve mekerallah, vallahu hayrul makirin. (Al-i imran: 54)
(Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.)