abuziddin efendi koyde sevilen bir kişiydi, köy erkeklerine ib-
ni sina'nın kitaplarından haram, helal, doğruluk, iyilik ve de fit-
nelik hakkında uygulamalı dersler verirdi. köy kadınlarına da si-
cimle örgü, nakış, yemek, çocuk bakımı, ev ekonomisi, sağlık ve di-
kişle ilgili muazzam bilgiler verirdi. köyde ki butun çocukları el-
ma şekeriyle besler, çeşitli kitaplardan onlara masallar hikaye-
ler ve arada fırsatını buldukça da hepsini meydana toplar si-
nemaya götürürdü. evinin kocaman bahçesine yeşil biber, patlıcan e-
kerdi. bu onun en büyük zevki idi. topladığı patlıcan ve biberleri gö-
mer, toprağın altında pişirirdi. sonra da onları keçi sütüne sü-
tüne sokardı. bunun tadına doyamazdı. bu onun özel yöntemiydi. am-
am en çok da yemesini severdi. göbekliydi. kuru fasülye, pilav, ca-
cığa ağızının suyu akardı. bu arada üstüne başına çok öenm verir, ta-
radığı saçlarını hergün şekillendirir, kravatını güzelce ütüler, ku-
şaklarını beline dolardı. abuziddin efendi bir gün öldü. ama ya-
şamı boyunca milletine hizmet etti. elinden düşürmediği fildişi ta-
rağı mezarının üstünde hala bir abide gibi durur.