bir jodi picoult kitabı konusu söyledir efendim
delia hopkins babası ile birlikte yaşayan, arama kurtarma çalışmalarında önemli görevler alan, nişanlısı ile görünürde huzurlu bir hayat süren biridir.
bir gün olmadık bir anda geçmişine ait bazı şeyler hatırlamaya başlar: hayal meyal annesini, babası ile bitmek tükenmek bilmez tartışmalarını hatırlar ve sonunda sarsıcı bir gerçekle yüzleşir: annesi babasının dediği gibi ölmemiştir, babası onu daha küçük bir kızken annesinden koparmış ve farklı bir şehire kaçırmıştır.
annesinin de ortaya çıkmasıyla picoult romanlarında alışık olduğumuz yüksek tempolu mahkeme sahneleri ve aile bireyleri arasındaki duygusal çekişmeler başlar.
picoult bu kitabında sadakat, iyi ebevyn olmak, doğru tercihte bulunmak gibi temalara dair önemli ipuçlarını okuyucuyla paylaşıyor ve kararı yine onlara bırakıyor. suçlu kızı için bütün hayatını değiştiren ve alkolik bir anneden onu koparan baba mı yoksa kötü de olsa bir anne olarak üzerine düşenleri çok sonradan öğrenen ve af dilemeye hazır anne mi?
klibinde yasemin mori'yi gordugumuz korhan futaci ve kara orkestra sarkisi. korhan futaci'nin "arabanın farı" derkenki sesi muslum gurses'e benziyor bir de. acaba muslum gurses bu sarkiyi soylese yakismaz miydi? onyargi varsa onu ortadan kaldirip hayal edin. yakisiyor vallahi. sonra dusunuyorum, abra kadabra korhan futaci ve kara orkestra'nin en iyi sarkisi demeye yelteniyorum ama diyemiyorum cunku bu adamlarin yaptigi her sey fazlasiyla iyi.
arabanın farı yandı
saat sabah üçtü
gelip beni evden aldı galiba bir meteor düştü
macera bizden büyüktü
sildi günü dünü
hatırlattı tekrar ikimize
o eşsiz bütünü
çağırdığında tahta melekler
korkular peşimizi bıraktı ve orkestra en sevdiğin şarkıyı çaldı
tekrar tekrar ıslak yollar
altımızdan kayar
tekrar tekrar ıslak yollar
altımızdan kayar
düştükçe düştük
sen bana ben sana
adına aşk dediğimiz
şehrin en yüksek
binasından aşağıya
sesten yatak renkten sıcak
her şey hazır bak
sapkın gücün sihirbazları gibi abra kadabra
tekrar tekrar ıslak yollar
altımızdan kayar
tekrar tekrar ıslak yollar
altımızdan kayar
sözcüğün kökeniyle ilgili teorilerden biri aramice'de "söylediğim gibi yaratacağım" anlamına gelen "avra kedabra" ibaresinden geldiğidir. sözcüğün aramiceden geldiğini iddia eden bir başka görüşe göre "abhadda kedhabhra" anlamı "bu dünya gibi yok ol" demektir ve hastalıkların iyileştirilmesinde kullanılır.
aslı ibranice bir kelimedir. romalı bir doktor hastalarını tedavi ederken bu sözü kullanırmış. sonradan büyücüler kullanmaya başlamış. ibranice "habrah ka dabra" ya da süryanice "aveda kadabra" yani anlam olarak "konuş ey kutsal iyileştirici" gibisinden bir anlamı vardır.
bir de bu adlarda pokemon vardı zamanında. abra en gelişmemiş hali alakazm da en gelişmiş hali.