zor ilişki türü. büyüdükçe ama o ilişki yerini artık dostluğa bırakıyo ama. en özel sırlarını paylaşabildiğini gördükçe de daha kimseye ihtiyaç duymuyosun üstelik.
ne kadar seviyomuş herkes kardeşini. Biz mi üveyiz acaba diye düşündüm bi an. Başka açıdan bakarsak abla ikizler burcu kardeş ikizler burcu olunca anlaşamamakta normal tabi. Pıçaklıcam bi gün kendisini.
hayatta ki en güzel duygudur, herkesden vazgeçebilirsiniz onun dışında, neredeyse tek özlemimdir kendisi, anneliği öğretti belkide elimde büyüyerek şimdi büyüdü tabiii sıpacan, işi var gücü var ama bana ayıracak zamanıda her zaman var, entyı gorur gormez mesaj attım, sevildiğini bilsin diye...
yeryüzündeki en güzel ilişkidir. herkes herkesi bırakır ama siz birbirinizi ne olursa olsun bırakmazsınız. bir de yıllarca bir evde,çoğunlukla iki kişi kalmışsanız daha garip bir bağlılığınız olur birbirinize.
Çileden çıkaran ilişki türüdür. Hele ki kardeşiniz ergenlik dönemlerindeyse hiç çekilmiyor. insan saygı bekliyor. Bacak kadar boyuyla 'sana ne' diyor ya. Öldür, gebert, rahatla. Yine de seviyorum keratayı.
Kendinizi bazen anne gibi hissettirir. Eve gec kalinca telefonunu acmayinca acayip endiselenirsiniz. Sevgililerinden nefret edersiniz binbir türlü bahane bulursunuz. Bakkala gitmek icin yaratilmistir ve her seferinde gitmicem yeaa bi kere de siz gidin ! demesine ragmen poposuna tekmeyi vurup gönderirsiniz. Cok kavga edersiniz ama herkesten cok seversiniz.
her an kavga çıkma potansiyeli yüksek bir ilişkidir. ama iki taraf birbirini çok sever, yani bir dakika önce kavga edip şimdi gülünebilir. öyle değişkendir.
aradaki yaş farkı fazlaysa ilk başlarda problem olur ama erkek kardeş büyüyünce, hele bir de kafa yapısı ablası gibiyse süper olur. eğer siz 'abla gel pes oynayalım' dediğinde 'hadi aç oynayalım' diyen bir ablaysanız kardeşiniz sizi üniversite için şehirden ayrıldığınızda her gün arar 'abla ne zaman geliyosun, canım sıkılıyo benim kapatma telefonu' diye yalvarır. aranızda zaten kardeşlikten doğan bir çekim vardır, hem ailevi problemleri de en iyi anlayabilen o'dur. ablacık der, 'kanki naber' diye mesaj atar sizi gülümsetir zaman zaman. bazen sizi ilgi alanlarıyla bunaltır, başınızı yok balık avıydı yok antrenmandı diye şişirir ama yine de seversiniz, bıkmadan dinlersiniz. ailesine, ülkesine faydalı olsun diye etik değerleri öğretmeye çalışırsınız. bazen anneye 'keşke ablam annem olsaydı, sen beni hiç anlamıyosuun!' der gülümsetir. 'abla benim karnım acıktı' der yiyecek hazırlarsınız. şımartırsınız. kısacası biraz ablalık, bazen de annecilik ilişkisidir.
şahsen yaşadığım çok güzel bi ilişkidir. Ablam benim her şeyim diğer yazarlarımızında dediği gibi yeri geldiğinde annem gibidir. Öyle pes oynamaktan çakmasa da ablam candır can.
abla mario olmak istediğinde seve seve luigi yi kabul ettiren ilişkidir. yakın yaşlarda ise okul harçlığını saklayıp eve dönerken abur cubur ucuz oyuncak falan aldırandır. eğer ki aranız iyiyse anneden sonra gelen kişidir abla. tabi siz de onun en sevdiği oyuncak filan olabilirsiniz ama canı sağolsundur. ayrıca bazen saçınızı filan da kesebilir ama yine de canı sağolsundur. topunuzu da kesebilir filan.. düşününce biraz eziyetlidir fakat büyüdüğünüzde değerini anlarsınız. kadınların canını yakmaktan korkmanızda annenizle beraber etkisi büyüktür. özlenir ayrıca. canını yediğim. *
ablanın; her türlü hakareti, dayağı, espiriyi sadece kendinin yapabileceğini, başkalarının -anne baba bile- aynını, ona bağırmasını, kızmasını kabullenemeyeceğini ortaya koyduğu ilişkidir.