zorla yaptırılan eylem.
-abi ben gidim.
-kal be mübarek sizin evde telvizyon var bilgisayar var o eve melek girmez
-olsun abi farketmez
-kal kal hadi bakim
yıllarca yapmaya zorlandığım ama zorluklara göğüs gererek reddettiğim eylem.
orta 1'de iken deneme sınavlarına girerdim sürekli. fem'in sınavına da girdim. girmez olsaydım. sınavda dersaneye bedava kazanma hakkı kazandım.
yazıldım, yazıldığım günden itibaren peşime düştüler. ders çıkışlarında kapıda bekliyorlar. arkadaşlarımı falan yolluyorlar beni ikna etmesi için. tabi sadece ben değil, gözlerine kestirdikleri bütün öğrencilere bunu yapıyorlar. baktılar ben yüz vermiyorum, evi aradılar. tabi evden de bir güzel kalayı yediler.
daha sonra dershane hocaları dışlamaya başladı reddedenleri. neyse orta okulu öyle böyle iplemeye iplemeye geçtik.
sonra lisede başladılar peşimize düşmeye. gel de gel. gel de gel. sınavlar yapıyorlar çağırıyorlar falan derken ben yine reddettim tabi.
en sonunda üniversiteye başladık. bu seferde vakıf ismiyle davetler aldık sürekli. ne vakfı lan?
özellikle yatılı okuyan öğrenciler açısından bakarsak duruma; yemek var, halı saha var, play station var, vb denir. öğrenciler de -yazık garipler- gider.
söylenen aktiviteler bittikten sonra tabi utanır kimisi öylece çekip gitmeye akşam namazı kılınır beraberce. ardından çeşitli tesbihler -ellerine birer kağıt verilerek- okutulur. daha sonra evde bulunan en yetkili abi** bir vaiz edasıyla bilgilerini paylaşır, kitaplar okur. son olarak yatsı ve kapanış.
yukarıdakiler tabi ki ilk kez abilere gidenlerin başına gelir sonra sonra maklube yerine menemen gelmeye başlar, halı saha maçları seyrekleşir, playstation bozulur, e tabi boşluğu doldurmak için uzuun uzun sohbetler edilir. bazı zamanlar öğrenciler -konuşulanları düşünmeleri için- yalnız bırakılır.
bulundukları odada bir raf dolusu kitap vardır.* sonra bu kitapları okuma yarışmaları düzenlerler. ufak tefek ödüller verirler. içlerinden bazıları okur. okuyanlardan bazılarına mantıklı gelir. daha çok öğrenmek için daha çok okurlar. *
bunların da bir kısmı lisedeki abileriyle bağlarını koparmaz ve üniversitede de bu evlerde yaşamaya başlarlar. ama hayat o zamanki gibi toz pembe değildir. maklubelerin, maçların havada uçuştuğu zamanlar yoktur. gerçi bundan rahatsız da değillerdir. en büyük sorunları yeni öğrencileri hizmete kazandırmaktır. artık abi olduklarını söylemeye gerek yok herhalde.
bu arada içlerinden bazıları sözlüğe girer ve bu entry yi eksiler.*
her liselinin başına gelebilecek olay. ben de o zamanlar lisedeydim. bir arkadaşım beni neredeyse zorla abilerin evine götürdü. abilerle tanışmam ilk defa orada vuku buldu. içeri girdiğimde saymadım ama rahat elli tane adam vardı. dedim ki hepsinden birer milyon alsam...
bu fikrimi onlara açtım. çok hoşlarına gitmiş olmalı ki hala kullanıyorlar.
günde 3 öğün makrube yenilen, duvarları çepeçevre kanepeyle kaplı, kapı girişinde çok büyük bir ayakkabılık olan ve içinde genellikle üniversiteyi yeni kazanmış gariban gençlerinde bulunduğu, koğuş sistemi kalınan ve islami promosyon amacı güden topluluk diyebiliriz.