her az gelişmiş ülke kadar, en fazla abd emperyalizminin güdümündeki türkiye kadar piyondur.
1990 yılında ki savaşta, gürcüleri toprağından sürerek uzun yıllardır de facto bağımsız olan bu ülke, rusya' nın son yıllarda gerçekleştirdiği gürcistan operasyonuyla gündemimize girdiği için geçmişi fazlaca bilinmemektedir kamuoyunda.
yoksa abhazya varolduğu günden beri savaş coğrafyasıdır ve her karışı abhaz ve çerkesler' in kanıyla sulanmıştır.
dünyaya yayılmış tüm vatandaşlarını geri çağıran memleketim. Allah nasip ederse öztopraklarıma da yatırım yapacağım. Canlar ülkesidir. 90 savaşının izlerini hala taşımaktadır ülke. Halk tarih olarak m. ö. 2000 yılına kadar dayanır. Çerkezlerden kız kaçırmayana ve Kabardaydan at çalmayana kız vermezler. Çerkez ya da Gürcü değillerdir. Farklı bir millet, farklı bir kültürlerdir. Toplam 78 harfli bir alfabesi vardır. Diğer kafkas ülkelerine göre hristiyanlığı benimseyen bir hala sahiptir.
vakt-i zamanında çar ve sultan elbirliğiyle sürülen bir halkın anayurdudur.
1992-1993 yılları arasında sovyet rusya'nın çöküşü ile zulümden kurtulduğunu sanmış lakin ondan hemen sonra faşist eduard şevardnadze'nin abhazya'yı işgali ile dara düşmüş, bu savaş sonunda vladislav ardzınba ve abhaz halkı bağımsız abhazya'yı ilan etmişlerdir. şu an da türkiye'deki abhazlar'ın bazıları bu topraklara dönmüş ya da türkiye'ye abhazların özlük hakları için tepki koymuştur.
lakin büyük bir kısmı özlük haklarını bile vermeyen (anadilde eğitim) bu ülkeyi vatan benimseme hatasına düştüğü için pasif kalmışlardır.
kendi kurtuluş savaşında bile rus-sovyet malafatı yalamaktan çekinmeyen faşistlerin, bugünkü doğalgaz için rusya'nın taşaklarını emen* türkiye cumhuriyeti devletçilerinin hedefindeki ülkedir. özerk değildir, tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş ve gürcistan buna ses bile çıkartamamıştır.
bazı aptalların ve medeniyetsiz, cahil barbarların tarihi bilgisizliğini düzeltmek isterim, putin 1999'da başa gelmiş, abhaz-gürcü savaşı ise 1992-93 arası vuku bulmuştur gürcü'leri ve rusları bileklerinin kuvvetiyle sohum'dan def etmeleriyle bilinir halkı.
canların ülkesidir. * ama canımızı yakanın, canını yakmasını da biliriz.
kimse maval okumasın. abhazlar ne kürde ne de başka haine benzer. ama bizi hor görmeye çalışanın da sonu bugüne kadar hayırlı olmadı. kanıt isteyenler bugün gürcistan'daki savaş sonrasında yapılan mezarlığa bir göz gezdirebilirler.
bugün '92 savaşında hakkında bolca okuma yaptım...
bugün savaş çıksa, gidip canım pahasına savunacağım anavatanım. kuru sıkı laf olsun diye yazmıyorum... '92 de gidenler öyle düşünmediler. ben bir abhazım, apsuayım. öyle doğdum ve öyle öleceğim.
vatansız yaşamanın acısındansa, vatanım için şehit olurum.
uğruna ölebileceğim, can verebileceğim tek şey, abhazya'dır benim için. evet, fazlasıyla milliyetçi bir apsua'yım, fazlasıyla.(ancak bunun ırkçılıkla karıştırılmamasına özen gösteririm).gel gelelim, '92-'93 Abhazya-Gürcistan savaşına. sovyetler dağıldıktan sonra gürcistan-abhazya arasındaki tüm hukuki antlaşmalar, sovyetler gibi tarihe gömüldü. alınan karar ile Abhazya Hükümeti, Gürcistan ile görüşme talep etti. gürcistan'dan cevap gelmemesi üzerine, Abhazya hükümeti 25 Ağustos 1990 tarihinde bağımsızlığını ilan etti. bu karara tepki göstermeyen gürcistan, bu olaydan iki yıl sonra, 14 Ağustos 1992'de Abhazya'ya "tren yolu raylarını değiştirme" bahanesi ile girdi ve peşinden gelen hava, kara ve deniz saldırıları sonucu, binlerce masum insanın ölmesine, yaralanmasına ve sakat kalmasına sebep olacak ve 30 Eylül 1993'te Abhazya'nın zaferi ile sonuçlanacak bir özgürlük, kurtuluş savaşı başladı. bu savaşta abhazya'nın tek müttefiği "Kuzey Kafkasya Dağlı Halklar Konfederasyonu*" oldu. tabii savaşa kafkas diasporasının en yoğun olduğu ülkelerden; türkiye, suriye, ürdün gibi yerlerden direnişe destek vermek için, hiç düşünmeden giden ve çoğu şehit düşen "özgürlük savaşçıları" katıldı. savaşta Abhazlara liderlik eden insan, Vladislav Ardzınba olmuştur. bu arada, gürcistan abhazya'yı işgal ettiğinde, gürcü ordu komutanı karkaraşvili,"100.000 gürcü askeri ölse bile, tüm abhaz halkının soyunu kurutacağız." diyerek yaptığı şovenist konuşma sonrası, arkasından ölüm, hüzün, yas - zafer, sevinç, mutluluk gibi bir ironi bırakarak ülkesi gürcistana tıpış tıpış dönmüştür. aynı bu durumda olan bir başka kişi ise, dönemin faşist gürcistan devlet başkanı eduard şevernadze'dir. savaşın sonlarına doğru, dranda'daki havaalanından özel uçağıyla kaçmıştır.
*"Kuzey Kafkasya Dağlı Halklar Konfederasyonu" ya da "Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti" Abhazya, Adigey, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkesk, Osetya, Çeçenya-inguşetya ve Dağıstan olmak üzere 7 eyaletten oluşur.
karkaraşvili'nin konuşması;
savaş görüntüleri ve savaşta söylenen şarkılardan oluşan,"Ҳара ҳаруаа реиҳабы"(Ordumuzun Komutanı) filmi;
valera bagatelia'nın, evinin bahçesinde oyun oynarken gürcü askerlerinin attığı bomba sonucu hayatını kaybeden küçük kızı Rada'ya yazdığı, abhazca bilmeseniz bile iliklerinize işleyen o şarkı;
bu arada, abhazya sovyetler birliğine özerk olarak değil, kurucu devletlerden biri olarak katılmıştır. ancak sovyetlerin başına stalin geçtiğinde, abhazya gürcistan'a bağlı özerk bir cumhuriyet statüsüne sokulmuştur. Stalin, aydın olarak gördüğü abhazlarların tamamını sibirya'ya sürmüş, insanları orada ölüme terk etmiştir. buna dedemin babası, anneannemin babası, dedemin büyük kardeşleri de dahildir. he bir de "abhazya gürcistandır" cümlesini abhazya'da kullanmayı buyurun, deneyin.
bir çok insanın haritada bile yerini göstermeyeceği, rusya'dan kopan, dünyadaki 4 ülke tarafından tanınan rusya da dahil, kafkasların yoğun olarak yaşadığı, 200 bin küsür nüfusu olan ülkedir. ben şahsen makadonya muhaciri olmama rağmen tak diye gösteririm abhazyayı harita ve dönüp arkama bile bakmam.
Canlar ülkesidir. Candır.
Dedemin dedesi zamanına abhazyadan sürülerek türkiye topraklarına yerleşmişler. Düzcenin en tepesindeki köylerden birinde yaşam kurmuşlar kendilerine. Dedem hep der; abhazlar dogayı sever, tepeyi sever ve bu yüzden dedelerimiz en yüksek yerlere yerleşmişler. Giden tüm akrabalarımın hayran kalarak dönmeleri tesadüf değil.
Her ne kadar kültürlerini yaşatamasamda kişiliğim ve tipimle abhazım.
En kısa sürede abhazyayı gezip görme dileğim ile.
30 Eylül'de Abhazya'nın Bağımsızlık Günü için gideceğim vatan yarısı. bir ubıh olarak kendimi her zaman abhazalara yakın hissetmişimdir. zaten diasporada bir çok ubıh kendisini abaza, bir çok abaza da kendisi ubıh sanmıyor mu. * iç içe gemiş halk.
gürcistanın kuzey batısında abhazların yaşadığı şehirimsi ülke. eskiden özerk bölgeydi fakat sonradan gürcülerin sınırlarına girmeleri korkusuyla savaşıp bağımsızlıklarını ilan ettiler. ilk defa 2008de ululararası olarak tanındılar ama asıl kuruluş yılları 1990 olarak geçer. tabi bağımsızlıklarını ilan etmelerinde rusların da payı büyüktür.2011 sayımına göre 240.000 küsür insan yaşıyor abhazyada. küçük bir yer yani. türkiyenin bir şehri bile etmez neredeyse. abhazların en büyük düşmanı gürcüler sayılabilir. 1998de gürcülerin ayrılıkçı abhazlara başlattığı abhazya savaşı isimli bir savaş yapıldı ama abhazlar ve gürcüler arasındaki asıl sorun bundan çok öncelerine dayanıyor.
genelde ülkelerine abhazya denilmesinden hoşlanmazlar. onun yerine "canlar ülkesi"ni tercih ederler. bayraklarında yeşil-beyaz-kırmızı renkler var. başkentleri ve en büyük şehirleri sohum, resmi dilleri abhazca ve rusçadır. okuduğum kadarıyla türklere karşı sempati besliyorlar. bizi rusya değil türkiye korusun diyenleri bile varmış. lan olum daha türkiye kendini koruyamıyo bide sizle mi uğraşıcaz.
Dünyada sadece 4 ülke tarafından tanınan, gürcistan tarafından feshedilen canlar diyarıdır. Tanıyan ülkeler: rusya, venezuala, nikaragua, botswanadır. Dış işleri bakanın 23 yaşında olduğunu duymuştum. Ben de burada yaş olmuş 24 hala tutunacak dal arıyorum.
Kısaca bi sik olmaz bu ülkeden. Dünyanın yüzde 90nı bihaberdir varlığından.