akp'ye açılan kapatma davasının sonuca varması ve tayyip erdoğan ve yönetim kadrosuna siyaset yapma yasağı getirilmesinden sonra akp'nin başına getirilecek olan ılımlı politikacı. bu da derin devletin son icraatı olsun..
dürüst olduğu için, namuslu olduğu için, yetkisinde bulunan yerleri ona buna peşkeş çekmek için uğraşmayacağı için özelleştirme idaresi sorumluluğundan alınıp, çok daha iyi peşk öhöhöhm satabileceği için kemal unakıtan'a devredilen, akp'nin yanlışlarını söylediği için akp'den dışlanan siyasetçi.
"Eğer, küresel dalga büyürse Türkiye ekonomisinin iyi gideceğini söyleyemem. Bugün işler iyi gitmiyor. Esnaf sıkıntıda işsizlik had safhada. Bugun Türkiye'de ülkenin ekonomisini ayağa kaldırıcı bir hareket gerekiyor. Rakamlarla oynayarak milli geliri suni şekilde yükselterek bu sıkıntıdan kurtulamazsınız." cümlelerini sarf eden realist insan.
"ne var ekonomide yahu" diyen pek sayın tayyipçiğime selam olsun.
tobb etü'de okumaya başlamadan önce günde 500 defa küfrettiğim şahsiyet. Tobb'daki öğrenim hayatımda onunla fırsatı bulmam, münazara turnuvamız için yaptığımız daveti kabul etmesi sebebiyle fikirlerim değişmiştir.
Abdullatif Şener, 1954 yılında Sivas Yıldızeli'nde doğdu.
ilk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamlayan Şener, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni 1977 yılında bitirdi. Bazı kamu kuruluşlarında memur ve denetim uzmanı olarak çalıştıktan sonra, Gazi Üniversitesi Bolu iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi'nde akademik çalışmalara başlayan Şener, aynı üniversitede Maliye Anabilim Dalı'nda doktorasını tamamladı, bulunduğu fakültede Dekan Yardımcısı olarak görev yaptı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi'ne geçen Şener, bu üniversitede görev yaparken doçent oldu.
1991 seçimlerinde Sivas milletvekili olarak Parlamentoya giren Şener, 1996-1997 yıllarında 54. Hükümette Maliye Bakanlığı yaptı.
19, 20 ve 21. Dönem Sivas milletvekili olarak TBMM'de bulunan Şener'in, yayınlanmış bir kitabı bulunuyor.
Şener, evli ve dört çocuk babası olan Abdullatif Şener, 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde Sivas'tan parlamentoya girdi ve 58. TC Hükümetinde Başbakan Yardımcısı oldu.
2007 yılında yapılan genel seçimlerde kendi isteğiyle aday olmayıp üniversitediki görevine dönmüştür.
ak partinin en liberal düşünebilen üyelerindendi. ilkeli siyaset yaptı.
her an bir süprizle bir partinin genel başkanı olarak döneceğini sandığım insandır.
tobb etü'deki münazara turnuvasının finaline konuk olarak gelen, maçtan sonra konuşma yapması için kürsüye çıktığındaysa "bir şeyler yapıyorsunuz da herkes kendi fikrini savunsa daha iyi olmaz mı ben onu destekliyorum" diyerek münazara nedir anlamadığı gibi, kendi benimsediği haricindeki fikirlere açık olmadığını göstermiş şahsiyet.
kabinede olduğu dönemlerde bile adından bu kadar söz edilmeyen öğretim görevlisi, hemen her partinin genel başkanlığında adı geçen silik şahsiyet.
'nasılsa elinden alırız, şimdilik oynasın bari'' diye çocuklara cep telefonu, arabanın anahtarları falan verilir ya; parti başkanlıkları için aynı sebeple adı geçmektedir, şaşırmayın.
eğer bir parti kurarsa veya bir partinin başında akp ye rakip olarak çıkarsa sonu erkan mumcuya benzeyecek olan şahıs. ancak denemekten zarar çıkmaz seçime girip baraj altında kalıcam derse kendi bileceği iştir. siyaseti şimdilik zirvede bıraksa da değişik oluşumlarda adı geçmekte.
samanyolu ve vakit gazetesinin halkımızı aydınlattığı(!) gibi rotary kulüpten ödül almış eski siyasetçi.
"vay hain vay, sen nasıl da elin yahudi masoniklerinin toplantısına katılırsın, nasıl müslümansın sen" demeye getirmiş vakit. doğrusu bu vakit ve ikiyüzlü haberlerine "ulan sizin yapacağınız haberciliğin taa..." diyesi geliyor insanın. ha bu arada aynı ödülden sayın tayyip erdoğan ve bülent arınç da almıştı, ama vakit ve samanyolu haber bunu unutmuş herhalde. neyse biz söyleyelim. ayrıca, sayın tayyip erdoğan "yahudi üstün cesaret ödülü" de almıştı yekten, vakit ve samanyolu bunu da gözden kaçırmış herhalde?
edit: oo koçlar, ne o rahatsız mı oldunuz? bu ne sinir sanki ben aldım o ödülü? recep tayyip erdoğan bey aldı o ödülü ben değil! abdüllatif alınca oluyor, ama tayyip amca katmerlisini alınca olmuyor, gururunuza mı dokunuyor? hep ikiyüzlüydünüz ve öyle kalmaya devam edeceksiniz.
refah partisi zamanında, belkide en ateşli milletvekili idi. yani neredeyse, erbakan padişah ise, bülent arınç sadrazamdı. bu adamda, vezirdi. ( tayyip'de şovalye idi.)
ama şimdi, demokratlığından, ağır başlığından geçilmiyor.
ak partiden ayrıldı diye zamanında ak partiye demediğini bırakmayan bünyeler tarafından muhalefet zafından olsa gerek baş tacı edilen kişidir. bugün tayyip erdoğan akp den ayrılsa onu da baş tacı eder bunlar. aferin evladım aynen devam.
bir kısım insana göre akp nin kapatılması durumunda başına geçecek, yani başka bir oluşum adı altında toplayacak şahısmış. şimdi düşünüyorum ben, hatırlıyorum yani, cumhurbaşkanlığı sürecini, neden aday gösterilmediğine dair çıkan dedikoduları ki eşinin başı açık olduuğu içinmiş, tayyip erdoğan'la ters düşmelerini, partiden istifasını, sonraki eleştirel söylemlerini, eğer diyorum bu tezgah gerçekse tırsıyorum lan ben bunlardan, hakketen tırsıyorum. yani sen her şeyi planla, milleti kandırmak için yalanlar söyle ve olası bir kapatılma durumunda yolundan alıkoyulmamak adına alternatif bir insanı gizliden gizliye halka işle, karşıtmış gibi gösterip/görünüp milletin ısınmasını sağla. dedim ya gerçekse bu teoriler tırsıyorum lan ben, çok korkunç bu insanlar ve kafaya koymuşlar edecekler ülkenin içine.
ülkemizin özlediği bir siyasetçi portresi çizmiştir. herkesin koltuğuna yapıştığı bir alan olan siyasette bakanlığı elinin tersiyle itmiş ve akademisyenliği seçmiştir. her zaman seviyeli oluşu, aşırı uç noktalara kaçmaması, ılımlı davranışlarıyla muhalefet partilerinin bile saygısını kazanmış bir siyasetçidir...
sevilmesinin nedeni akp'den ayrılması değil, devlet lideri olma kapasitesine sahip olmasıdır. cumhurbaşkanı yapılsaydı günümüzdeki belirsizlik ortamı olmayacaktı ama yapılmaması daha iyi oldu, yakın zamanda oturduğu makama layık olmayanları safdışı bırakıp, ülke lideri olucaktır.
hepimizde olumlu intiba bırakan bir adamdır sayın şener.
şöyleki çoğumuz ne işi var akp' de demişizdir. hatta cumhurbaşkanlığı krizinde muhalefetin üzerinde uzlaşılabilecek bir isim olarak teklif etmişliğide vardır.
daha sonra birden siyasetten çekilme kararı almıştır. tabiki bu gayet doğal, ailesine daha fazla zaman ayırmak için olabilir, daha fazla kitap okumak için olabilir, akp' yle yola devam etmek istememiş olabilir veya hiçbir nedeni de olmayabilir.
ancak daha başka birşeyler de olabilir. mesala; akp' nin dışarda bıraktığı joker olabilir. erdoğan ve önde gelen isimlerin siyaset yasağı alması durumunda sahneye çıkacak isim olarak belirlenmiş olabilir mesala.
eğer durum böyleyse çok büyük bir oyunun parçası olmuş yada olacak kişidir. yok değilse ben paranoyak oldum. yada beni paranoyak yaptılar.( böyle daha güzel oldu )
hayatının en güzel muhabbetlerini rakı masasında yaptığını söyleyen, hala siyasi, hala öğretim üyesi olan şahsiyet. kendisi her ne kadar akp'den aykırı bir muhteremmiş gibi görünsede bana göre hem rte'den hemde bülent arınç'dan daha mukafazakardır. rengini belli etmemesi de onun en büyük artısıdır. bu arada çerkezdir. bu yönü dolayısıyla ayrıca yakınlık hissederim kendisine.
türkiye'de aslında boş olan sağ kulvarda yer alan dürüst bir liberal parti ihtiyacının (salt amerikancı olmayan, din sömürüsü gibi bir iş icra etmeyen) en olası lideri. buna çok ihtiyacımız var, çünkü ortada affedersiniz sağ parti yok. ne idüğü belirsiz, sağdan ziyade kendi özel tarafında yer alan bir cemaat partisi var ve bu parti de zaten iktidarda.
liberal sağda bir parti kursa, iyi bir programla chp'lilerden bile oy alabilir. (yine laf aramızda)
son anlattıklarına göre 22 temmuz öncesi bir dönemde tayyip ile baş başa görüşmüş ve belgelerle akp'nin kapatılabileceğini söylemiş ve tayyip'i uyarmış. tabii burnunun dikine gitmeye and içmiş tayyip ciddiye alma birşey yapamazlar demiş.
dürüstlük ve iyiniyetin ya da sivri çıkışlar yapmamanın, yahut sağduyunun tek başlarına ülke yönetmeye yetmediğini/ yetmeyeceğini; aynı kökenden gelen daha sempatik daha merkeze yakın duran genç siyasetçinin kitleleri sürüklemeye de, iktidara gelmeye de gücünün yetmediğini, sivil toplum kuruluşu adı altında böyle güzel insanları gazlayanların ilk durakta indiklerini başta hüsamettin özkan /ecevit örneğinden biliyoruz. sürekli işte ülkemiz için süper bir çözüm bulduk havasındaki viski/ purolu toplum mühendislerinin kemal derviş ve ytp projeleri de yüzde 1 fiyaskosunu görmüştü. bir defa bizim milletimiz sessiz ve herkesi kucaklarken fazla sağduyulu efendi adamların sırtını sıvazlar ama oy atmaz. hepsi isterdi bunu yapmayı ama göze alamazlar. şener hoca ' nın vasıflarının sadece dürüstlük ve sağduyudan ibaret olmadığından kuşkumuz yok, ama diğerleri nelerdir henüz bilende yok. hal böyleyse de giderek renksizleşmiş siyaset sahnemizin; fazla gri ve flu duran erdoğan ve baykal dışında halka daha yakın ve içmeyiz ama içeni severiz tadındaki bir rakibe ihtiyaçları var ve bu rakibin kredi kartı düşmanı sinan aygün ya da beyaz gömlek cem uzan olmasındansa besim tibuk ' un türk mizahına dönmesi ya da şener hoca ' nın olgunlaşmış bir düşünceyle siyasete ayrı kulvardan giremsi evladır.
edit: olm kıymetini bilin bu entrynin. içinde sevişme olmayan tek entrym. bir daha göremezsiniz.
Abdüllatif Şener, 1954 yılında Sivasın Yıldızeli ilçesinde doğdu. Babası Bedirhan Bey, annesi Ayferat Hanım. ilk ve ortaöğrenimini Sivasta tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi.
içişleri Bakanlığı ve iş ve işçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü’nde çalıştıktan sonra 1978'de Maliye Bakanlığında Gelirler Kontrolörü olarak göreve başladı. Gazi Üniversitesinde doktora yaptı. Gazi Üniversitesi Bolu iktisadi ve idari Bilimler Fakültesinde dekan yardımcısı oldu. Hacettepe Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümünde öğretim üyeliği yaptı. Maliye Bakanlığında Gelirler Kontrolörü olarak çalıştı. AKP kurucu üyesi oldu.