süheyl-behzat uygur kardeşlerin yaptığı şarkıdır. star olma heveslilerine ayarları ardı ardına vermektedir. gizli argolar göze çarpmaktadır.
Abdulkadir samda kebapçiymis zamaninda
Arkadasi varmis onun un kapaninda
Kalkmis gelmis Istanbul'a sanatçi olmaya
Abulkadir baska yer mi yok sarkici olmaya
Abdulkadir bir sen ekiktin homojen olmayan
Madem buraya kadar geldin buyrun Avrupa'ya
Abdulkadir Ramiye ya da Unkapanina gidelim
Ya rock söyleyecez ya da hicaz vallahi aç kalacaz
Kiçini basini açtin mi sarkici olursun
Abdulkadir sen nerde yavrum tutturursun
Ülen bi kaset yapacakan milenyumda yap
Milenyumda yapmazsan Uranyumda yap
Abdulkadir Ramiye ya da Unkapanina gidelim
Ya rock söyleyecez ya da hicaz vallahi aç kalacaz
Pazarlari gazetelerde bedava magazin var
Magazinlerde senin gibi bir sürü armut var
Abdülkadir kusura bakma bir sen armutsun
Bir de sen dene sansini pop müzik kurtulsun
Her gün bir star patliyor sen de patlarsin
Millet böyle susarsa RTÜK ne yapsin?
Abdulkadir Ramiye ya da Unkapanina gidelim
Ya rock söyleyecez ya da hicaz vallahi aç kalacaz
Ibret olsun sesimiz prodüktörlere
Ayip oluyor artik durun yazik bu millete
Olayin Abdülkadirle hiçbir ilgisi yok
Anlayan anlamistir baska sözümüz yok
Kulaginizi öptüysek vallah özür dileriz
Bu son olsun yoksa biz de sarki söyleriz
Abdulkadir Ramiye ya da Unkapanina gidelim
Ya rock söyleyecez ya da hicaz vallahi aç kalacaz
Eger böyle giderse herkes sarkiciyim der kendine bu ülkede
Onlar da duysunlar sesimizi hep birlikte
başlık, ünlü şarkının uygur kardeşlerin söylediği versiyonuyla açıldığına göre, bir dikkati paylaşmak sanıyorum faydalı olacaktır. "ibret olsun sesimiz prodüktörlere" cümlesini bir yerde "ibret olsun sesimiz prodükdötlere" olarak söylüyorlar. her önlerine çıkanı şarkıcı yapan prodüktörlerden intikam alma biçimleri bu galiba.
Osmanlı imparatorluğu tarafından 1890'da sipariş edilen, 1892'de istanbul'daki Tersâne-i Âmire'de yapımına başlanan ancak inşası tamamlanmadan 1909'da hurdaya çıkartılan ön dretnot savaş gemisidir. On yıldan uzun bir aranın ardından Osmanlılar tarafından inşasına başlanan ilk büyük gemi olan Abdülkadir, aynı zamanda kendi sınıfının da ilk gemisiydi. Ana silah olarak dört 28 cm top taşıması ve kemer zırhının 230 mm kalınlıkta olması planlanmıştı. Maddi kaynak sorunu nedeniyle inşası yavaş ilerleyen geminin iki yıl sonunda yalnızca gövde iskeleti tamamlanabildi. 1906'da çalışmalara son verildiğindeyse yalnızca gövdenin bir kısmı plakalarla kaplanmış durumdaydı. Yapımı tamamlanamayan gemi, 1909 yılında hurdaya ayrılarak parçalandı.
