Bu gemiler abdülaziz döneminde dış borçlanmayla alınan gemilerdir. Avrupa seyahatinde son model donanmalardan oldukça etkilenen sultan abdülaziz, birçok gemi siparişi yapmıştır. Abdülaziz dönemindeki Osmanlı donanması, bölgesel hatta küresel anlamda sayıca fazla bir donanmaydı. Abdülaziz devrilirken donanmanın da katkısı fazla olmuştur. 2. Abdülhamid'in donanmadan korktuğu için haliç'te çürümeye terk ettiği söylentileri vardır. Olaya objektif perspektifte bir tarihçi olarak bakarsak, bunun asılsız bir iddia olduğunu görürüz. Kaliteli gemiler bulunduran donanmanın bakımı çok masraflıydı. Oldukça hor kullanılmış gemilerin tamiri, yeni kurulacak bir donanmadan bile fazla maliyetliydi. Nitekim yunan savaşı'nda haliç'ten çıkarılan donanma bir rezalete sebep olmuş, bazı gemilerin kazanları patlamış, bazıları kontrolden çıkıp rota değiştirip karadeniz'e gitmiştir. Hatta Karadeniz'e giden gemileri ruslar osmanlı'ya teslim etmişlerdir. istanbul'da halkın ve diplomatların önünde olan bu rezil olay osmanlı donanması'nım vahim halini gözler önüne sermiştir. Anlaşıldığı üzere abdülaziz'in kurduğu donanma, müze donanması olmaktan ileri gidememiştir. 2. Abdülhamit'in donanmaya önem vermediğini iddia edemeyiz. Devletin berbat ekonomisi nedeniyle daha çok bölgesel bir donanma kurmak istemiş hatta yeni bir teknoloji nimeti olan denizaltılardan osmanlı'ya iki adet almıştır. O dönem dünyada sadece yunan ve osmanlı donanması'nda olan denizaltılardır bunlar.
"aptülhamit iyi ki çürüttü"ye bağlanan gemilerdir.
Tabi ki o işin aslı öyle değil..
Aptülaziz gemi namına ne bulursa alıp, dünyanın 3. Büyük donanmasını kurmuştu. Bu işi ve yaptırdığı saraylar ekonomiyi mahvetti ve tahtından olmasına sebep oldu.
Tuttuğu yol yanlıştı. Evet, japonlar da işe hazır gemi almakla başladılar ama bunların sayısını fazla tutmayıp, kaynakları demir çelik sanayine ve tersanelere akıttılar. Sonuçta 1905'te Rus Donanmasını denizin dibine gönderecek bir güce eriştiler.
Aptülhamit ne demir çelik sanayine, ne de donanmaya yatırım yapmadı. Uyduruk denizaltıları saymazsak ki onlar da bir işimize yaramadı.
Hadi geçtik o işleri, aptülaziz'in donanmasının bakımını bile yaptırmadı, tatbikat yapmayı yasakladı! Sürekli gelişen teknoloji nedeniyle aptülaziz Donanması ile batılı donanmaları yenmek mümkün değildi fakat Balkan devletlerinin donanmalarının ve Rusya'nın Karadeniz filosunun hakkından gelmeye gayet yeterliydiler. Donanmamız o hale gelmişti ki aptülhamit'ten sonra yapılan ilk tatbikatta kazanları infilak etti, Çanakkale boğazına bile varamadı. Bir de rotasını şaşıran gemiler var ki ibretliktir.
Balkan savaşı sırasında Donanmamız ne zaman boğazın dışına çıksa Yunana yenildi ve adaları kaptırdık.
Söz konusu tezin bir mantığı olsa, nasıl olsa abd ve Fransız donanmalarını yenemez diye mevcut donanmamızı da çürümeye terk etmek icap eder. Gemilerimizin yaşının kaç olduğuna bakan var mı? Bir araştırın isterseniz..
Aptülhamit ülkemizi zayıf düşürmüş bir tiptir. Yaptıklarının özrü, affı olmaz..
--dolayısıyla gemileri satın almak çözüm değil. abdülaziz'in kurduğu ithal malı donanma tam bir gerizekalılık... abdülhamit başa geçtiğinde o gemiler ya demode olmuştu, ya da olmak üzereydi..
--modern donanma ancak ülkenin endüstriyel omurgası oluştuktan sonra mümkündür..
--bence abdülhamit doğrusunu yapmıştır..
*********************************
donanma , deniz ticaret filosunun gölgesidir . deniz
ticaret filon yoksa donanmanı ayakta tutamazsın .
ayrıca ruslar ve almanlar da çok para harcamalarına karşı etkili
biir deniz gücü olamadılar .
*******************************
Deniz Kuvvetleri 1950'lere gelindiğinde dahi ihmal edilen, hatta "fantezi kuvvet"
olarak nitelendirilen bir yapılanmaydı. Dolayısıyla Amerikan askerî yardımları
kapsamında alınan gemi ve denizaltılar büyük sevince neden olmuştu.
Onlardan birini ziyaret eden gazeteciler görülüyor.
Maalesef özetle şu hale gelmiş:
--spoiler--
1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda donanmanın felâket durumu fark edilmişti. 1897'de savaş başlayınca donanma Haliç'ten Çanakkale'ye doğru halkın önünde bir gösteri yürüyüşü yapması düşünülmüştü. Fakat daha yürüyüşün başında Mesudiye zırhlısının 8 kazanından 3'ü patladı, Hamidiye 'nin makine dairesi su doldu. Donanma, Yeşilköy Feneri açıklarında toplanacaktı, ama çok az yağan yağmur gemilerin yolunu kaybetmesine yol açtı; Hamidiye Çanakkale yerine Lapseki'ye ulaştı, Hizber adlı zırhlı duba kayboldu, iki gün sonra imralı adasında kıyıya oturmuş bulundu. Askerler bu gösteri yürüyüşünde üniforma giymeyi akıllarına getiremeyecek kadar yetersizdi.
--spoiler-- https://tr.m.wikipedia.or...a_dönemi_Osmanlı_donanmas ı
21 yıllık saltanat dönemindeki böyle bir süreç sonrasında, 1897'de yunanistan ile savaş nedeniyle harekete geçen donanmanın yaşadığı feci görüntüyle (#44212241) karşılaşınca, artık kendisinin de bir şeyler yapmaya karar verip donanmaya yatırım yapmaya başlamasına yol açmıştır.