siyaset meydanı isimli programda celal şengör ile arasında geçen bir diyalog da bana bir milyon lira borcunuz oldugunu ispatlayamazsanız ödemeniz gerekiyor diyerek, iddaa sahibinin değil, karşı tarafın borçlu olmadığını kanıtlaması gerektiğini iddaa etmiştir. zeka seviyesi çocukları güldürecek cinstendir. **
ek : eksileyen yazarlar allah rızası için bana açıklasınlar bu durumu lütfen, oldukça meraklıyım ve aydınlatılmayı bekliyorum.
bilgisayar gibi gavur icadını darülharp* diye mi ya da şeytanın baştan çıkarmasına dayanamadıklarından mı bilinmez kullanan kafa ortaçağda kalmış bedevilerin imanmetreyle imanını ölçtükleri ve kıt beyinleriyle hakkında bir neticeye vardıkları ilahiyat profesörüdür. babadan oğula geçtiğine inandıkları feodal kafa din anlayışlarıyla ilkokulu dahi bitirmemiş açıp bir tane kitap okumamış cahil cühelanın sözüm ona fetvalarıyla kötülenen kişidir. yobazların meslek haline getirdikleri hurafeciliği yıkıp atan kişidir.
sayesinde ramazandan bir gün önce 04:35 de okunan sabah ezanının ramazanda neden 03:50'ye çekildiğini sorgular olduk. sahiden lan yobazlar ramazandan 2 gün önce oruç tutsam imsak vaktim 04:35 olurken kim bana hangi hakla 45 dakika daha fazla oruç tutmayı dayatabiliyor?
ben abdülaziz beyi severim, fetvalarını okurum, ancak onun fetvalarıyla amel etmem.
çalışan, çabalayan, kendisine göre 'hurafeleri ayıklamaya' çalışan bir din adamı kendisi. okumuş, etmiş, birçok dil öğrenmiş bir 'din bilimi profesörü'. ancak bizim öğrendiğimiz bir şey vardır: itikadı sağlam olmayanın, fetvası ilmî değer taşısa bile, muteber olmaz.
kusura bakma hocam, şefaati inkar edeni, biz pek tınlamayız.
Diyanette diyanet işleri başkanı olmadığı için sunduğu teklifleri hayata geçirememiş insandır. isteyen süleymaniye vakfına gidip detaylı bilgi alabilir.
cübbeli tarafından ayar manyağı yapılan nursuz. en vakıf olduğu konu boş konuşmaktır. birkaç videosuna zor dayandım. hem verdiği örnekler sığ, hem de hitabeti kötü. nasıl oluyor da saygı görüyor bu adam? ne oldu da abdurrahman çelebi konumuna geldi? bir laf söyleyecek, uzattıkça uzatıyor ama; lugatı öyle dar, öyle sığ ki... anlatamam. yine de üç kuruşluk aklıyla sözüm ona bir şeyleri sorguladığını sanan adını unuttuğum youtube dallamasından yeğdir.
tarikatler ve bazı cemaat ehlinin pek sevmediği islam alimi... kasıtlı yapılan ve devam ettirilen hurafeleri ifşa etmesi bazı sözde şeyhlerin hacı hocaların hoşuna gitmemektedir ve iftira yöntemi olarak hadis inkarcısı denmektedir.
Yazdığı veya söylediği şeyler alıntı yapılarak buraya konulan, sonra 'bakın bu adam böyle diyor, bu adam şerefsizdir, kafirdir.' sözleriyle güya eleştirilen adam. Eleştirenler, kuran'dan ve sünnetten hiçbir delil getirmeye ihtiyaç duymadan, tamamen hocasının, mollasının, şeyhinin vs. Sözlerine göre hareket ediyor. Sahabiler bile, peygamber bir söz söylediğinde bu sözün peygambere mi yoksa allah'a mı ait olduğunu sorgulayıp peygamberin kendi sözlerine gerekirse itiraz edebilirken, peygamberle istişare edebilirken, bu kişiler bağlı oldukları şeyhin her söylediğinin doğru ve hak olduğunu iddia edebiliyor! Onların kendilerine ait düşünceleri bile yoktur. Nasıl olsa kendisini bağladığı insanlar, onların yerine de düşünmektedir! Oysa bu adam, kuran'ın bütün insanlara indiğini, herkesin aklını kullanmasını öğütlediğini söylüyor. yanlış veya doğru, bütün iddialarını kuran ve sünnete dayanarak, deliller göstererek ortaya döküyor. Eleştirenler de eleştirirken deliller kullansalar, adamın gösterdiği delilleri -eğer yanlışsa- neden yanlış olduğunu açıklasalar sözlerine daha çok itibar edilir.
son dönemde dikkatimi çeken kuran ve sahih hadis dayalı fetvalar veren hocalardan birisidir.
istanbul üniversitesi ilahiyat fakültesinde profesör olması yanı sıra süleymaniye vakfı kurucularındandır.
verdiği kimi fetvalar çok doğru iken(imsak vakti gibi), bazı fetvalarıda çokda sağlıklı değil açıkçası (kadınların hayızlı hallerde oruç tutması gibi).
islam dini bir hocanın bir kurumun arkasından gitmeyi uygun görmez. bir kitap varken doğru olarak onu ele almamız gerekir.
kurumlarda insanlardan oluşur. hocalarda insandır. insan beşerdir hata yapar.
süleymaniye vakfı başkanıdır, teravih namazının olmadığını ve orucu yaklaşık 1 saat fazla tuttuğumuzu gündeme getiren ilahiyat profesörüdür ayrıca bu ramazanda kendi imsakiyesinide bastırmıştır.
--spoiler--
- Zamanımızda birtakım sıkıntılar var. Osmanlı'nın son zamanlarında namaz vakitleri, gözlem yerine hesapla yapılma yoluna gidildi. Gözlemle yapılırken problem yoktu. Hesaplama yapılırken astronominin hesaplarını yaptılar. Astronomi gök cisimlerini incelemek için bir hesap oluşturmuş, namaz vakitleri ise yeryüzüyle alakalı. Bu farklılıktan dolayı yatsı namazı da çok gerilere itilmiş oldu. Bugünkü akşam ile yatsının arasında ezan okunması lazım.
-Üç aylar da kandiller de yok. Bunlar bizim kültürümüzde oluşmuş şeyler; geleneksel... Kuran'da da yok Peygamberimizin sünnetinde de yok.
Peygamberimizin kıldığı herhangi bir teravih namazı yok. Sahabenin kıldığı da yok. Peygamberimizden sonra Hz. Ebubekir döneminde de kılınmamış. Hz Ömer bakmış insanlar camiye toplanıp namaz kılıyorlar, bir imam tayin etmiş. O şekilde namazlarını kılmışlar, sonra da onun adına teravih denmiş. Ve 'Sünneti müekkede'dir diye kitaplara geçmiş. Sünneti müekkede, peygamberimizin sürekli yaptığı arada sırada terk ettiği şey demektir. Peygamberimizin hiç yapmadığı şeye sünneti müekkede dediğiniz zaman yanıltıcı oluyor.
- Deniyor ki Ramazan'da geceleri teravih kılarak ihya ederseniz geçmiş günahlarınız affedilir. Bunu duyunca namaz kılmayanlar dahi teravihe koşuyor.
Bayındır, kefaret orucunun da olmadığını savunarak şöyle dedi: Bir insan, özrü olmadığı sürece orucunu tutmadıysa bu kişinin yapacağı bir şey yok. Daha sonra kaza edeceği hiçbir şey yok. 61 gün kefaret söylenir ama bunun dayanakları doğru değil. Kuran'da da Peygamberimizin sünnetinde de böyle bir şey yok. Bu kişilerin yapacağı tek şey tövbe etmek ve bir daha orucunu aksatmamak. Kefaret orucu diye bir şey yok.
--spoiler--