--Bakara 187'den bir alıntı--
şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. sonra da akşama kadar orucu tam tutun.
--spoiler--
Bu ayeti göz önünde bulundurarak dün 250 kişi ile birlikte ezan okunduktan sonrada sahur yapmaya devam etmişlerdir.
Seviyorum bu tür anarşistlikleri.
imam-ı azam, imam-ı şafii, imam-ı rabbani, imam-ı gazali ve imam-ı buhari gibi mezhep imamlarını ve müctehid alimlerinin görüşlerini kabul etmeyen zat.
sebep de şuymuş efendim: kendisi ilahiyat okumuş, prof olmuş, kur'an ve bu alimlerin kitaplarını yalamış yutmuş. ama kendisi o kadar büyük bir alimmiş ki ehli sünnet vel cemaat fırkasının sahih kabul ettiği kur'an dışındaki tüm kaynakları reddetmiş. "bütün ictihadları kur'ana bakarak akıl yoluyla ben verebilirim" sevdasında hazret.
iyi de be adam, reddettiğin islam alimleri, hz. peygamber efendimizin sahabilerini ya da sahabilerin talebelerini görmüş, hasbihal etmiş, sorular sorup cevaplarını almmış alimler. senin gibi prof'luğuna güvenip de kitap yazmış ahkam kesmiş insanlar değil. aklına güvenerek sahabi veya tabiin'den ders alıp icazet kapmış kişileri küçümsüyor, eserlerini delil olarak kabul etmiyorsun.
önce imam-ı gazali'nin ihya'u ulumid'din, imam-ı rabbani'nin mektubat-ı şerife ve imam-ı buhari'nin sahih'i buhari gibi eserlerine namzet bir eser yaz, ondan sonra çık ortaya ictihad yürütmeye kalk.
"bütün meseleleri kur'andan kendi aklımla çözerim" diyorsan tehlikeli sularda geziyorsun demektir. hz. peygamberi mi gördün, bir tek sahabiyle oturup sohbet mi ettin, sahabilerin talebeleri tabiinden ders mi aldın da kafana göre saçma sapan işler yapıyorsun?
dün bir tv kanalında kuran hukukunun uygulanması gerektiğini söyleyen, islam'ın 4 eşe izin verdiğini açıkca belirten bu sebeplerden dolayı anayasal suç işleyen yobaz kişisi.
son dönemim en büyük islam alimidir.
hadisleri, diğer alimleri yok sayıyor diyen arkadaşlar buyursun; http://www.fetva.net buradaki fetvaları incelediğiniz zaman hadisleri de, diğer alimleri de yok saymadığını görürsünğz.
--spoiler--
- Zamanımızda birtakım sıkıntılar var. Osmanlı'nın son zamanlarında namaz vakitleri, gözlem yerine hesapla yapılma yoluna gidildi. Gözlemle yapılırken problem yoktu. Hesaplama yapılırken astronominin hesaplarını yaptılar. Astronomi gök cisimlerini incelemek için bir hesap oluşturmuş, namaz vakitleri ise yeryüzüyle alakalı. Bu farklılıktan dolayı yatsı namazı da çok gerilere itilmiş oldu. Bugünkü akşam ile yatsının arasında ezan okunması lazım.
-Üç aylar da kandiller de yok. Bunlar bizim kültürümüzde oluşmuş şeyler; geleneksel... Kuran'da da yok Peygamberimizin sünnetinde de yok.
Peygamberimizin kıldığı herhangi bir teravih namazı yok. Sahabenin kıldığı da yok. Peygamberimizden sonra Hz. Ebubekir döneminde de kılınmamış. Hz Ömer bakmış insanlar camiye toplanıp namaz kılıyorlar, bir imam tayin etmiş. O şekilde namazlarını kılmışlar, sonra da onun adına teravih denmiş. Ve 'Sünneti müekkede'dir diye kitaplara geçmiş. Sünneti müekkede, peygamberimizin sürekli yaptığı arada sırada terk ettiği şey demektir. Peygamberimizin hiç yapmadığı şeye sünneti müekkede dediğiniz zaman yanıltıcı oluyor.
- Deniyor ki Ramazan'da geceleri teravih kılarak ihya ederseniz geçmiş günahlarınız affedilir. Bunu duyunca namaz kılmayanlar dahi teravihe koşuyor.
Bayındır, kefaret orucunun da olmadığını savunarak şöyle dedi: Bir insan, özrü olmadığı sürece orucunu tutmadıysa bu kişinin yapacağı bir şey yok. Daha sonra kaza edeceği hiçbir şey yok. 61 gün kefaret söylenir ama bunun dayanakları doğru değil. Kuran'da da Peygamberimizin sünnetinde de böyle bir şey yok. Bu kişilerin yapacağı tek şey tövbe etmek ve bir daha orucunu aksatmamak. Kefaret orucu diye bir şey yok.
--spoiler--
süleymaniye vakfı başkanıdır, teravih namazının olmadığını ve orucu yaklaşık 1 saat fazla tuttuğumuzu gündeme getiren ilahiyat profesörüdür ayrıca bu ramazanda kendi imsakiyesinide bastırmıştır.