abdurrahman dilipak türkiye uyarısı

entry7 galeri0
    0.
  1. ooo abdurrahman... naaptın sen kuzum.. bunlar ne olm.
    bu yazdıkların iftira desen değil, itiraf desen değil. işlenen suçlara dair belge belge.

    la bu siyasi islamcılarda gr. akıl varsa beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar.

    işte a. dilipak' a göre akp ve saray için uluslararası suçlamalar neler olabilirmiş:

    -" kara para aklama " demiş ve belge sıralamış: Yurtiçi ve yurtdışından telefon kayıtları, videolar, hacklenen e-mail dosyaları.

    -bokoharam terör örgütüne destek. " Nijerya’da Bokoharam’a Türkiye’nin silah verdiği iddiasını ortaya atarlarsa şaşmayın. "
    belge ?:
    nijerya "Türkiye' den yola çıktığı belirtilen silah yüklü bir gemiyi Lagos limanında yakalayıp el koydu”

    ilahi abdurrahman, sen neymişsin be abi.

    not: ama bu amariga' da çok ayıp ediyor bilader, bop eşşbaşşşganına da yapılır mı şimdi bu gardaşım.
    3 ...
  2. 1.
  3. olası tespitlere sahip bir yazı.

    --spoiler--
    Bakın, ABD bu inadından vazgeçmez, vazgeçemez. Ama bu krizi iç ve dış şartlara göre yöneteceğinden emin olmazsa erteler. Asla vazgeçmeyecektir. Zamanı ve zemini kollayacaktır. ABD derin devleti, FETÖ’nün yüzüne-gözüne bulaştırdığı yarım kalan işini tamamlamak için harekete geçiyor. Eğer geri adım atıyor gibi görünüyorsa mutlaka başka bir yol deniyordur. Ok yaydan çıktı. ABD suçüstü oldu. Yarının çok geç olmasından korkuyor. Saldırgan politikası korkusundan. Gelecek günlerin geçen günleri aratmasından korkuyor. Yeni bir yenilginin daha büyük bir felakete dönüşmesinin tedirginliğini yaşıyor bu arada.
    --spoiler--

    ancak bu kadar doğru bir tespit yapılabilirdi.
    1 ...
  4. 2.
  5. çıkacak görüntülere, belgelere, kasetlere hepten "montaj" diyecekleri için çokta sıkıntı olmayacak "spoiler"dır. sıkıntılı olan kısmı onlarında montaj olduğuna inanacak milyonlarca insanın olması..

    mevzu emperyalist güçler olunca ak parti sarı parti fark etmeksizin devletin yanında olur tüm bu halk. halkın tek istediği insanları ayrıştırmayı bıraksınlar artık. yumurta deliğe geldi hatta çıkmak için zorlamaya başladı ancak liderleri hala insanları yaftalama peşinde. geçmişte yaptıkları hatalar ( fetö ile beraber icraatler çözüm süreci ve yolsuzluk ) çıkıp bir özür dilense kandırıldık deyip insanları uyutmaya çalışmak yerine hata ettik ve söz veriyoruz tekrarlanmayacak dense ülkenin sistemini rejimi değiştirmeye gayret etmeyeceğiz bu ülkenin kurucularının izindeyiz denilse ortada hiçbir sorun kalmayacak. bu kadar basit şeyleri sırf egoları yüzünden yapamıyorlar herhangi bir maddiyat istenmiyor senet istenmiyor sadece ağızdan çıkacak birkaç cümle ile tüm toplumu tek bir çatı altında toplayabilecekler iken hala inat hala ego hala rant peşindeler. gelecek günlerde amerikası israili ingilteresi daha fazla baskı kuracaklar üstlerinde o zaman bunları yaparlarsa kimse samimiyetlerine de inanmayacak iş işten geçmiş olacak..
    3 ...
  6. 3.
  7. satır aralarında üstü kapalı bir şekilde meral hanımın da abd projesi olduğunu, akp yerine getirileceğini söyleyen uyarıdır.

    --spoiler--
    Birileri AK Parti’den gideceklerin listesini durup dururken sızdırmıyor basına. Bunlara kurtuluş için “Meral ananın gemisi”ni adres gösterecekler. “Hizmet” sözü verirseniz pişmanlık gösterirseniz, cezanızı affedebilirler.
    --spoiler--
    2 ...
  8. 4.
  9. Yavas yavas islak rüyalarindan uyanmaya baslamislar.
    Durum vahim gibi kimse yarin ne olacak bilemiyor.
    0 ...
  10. 5.
  11. Abdurrahman Dillipak'ın Türkiye için bir uyarı olduğu gerçeği.
    0 ...
  12. 7.
  13. Abdurrahman Dilipak: Yakışıklı bir eş arayışında bireylerden oluşan gençlik!
    Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, günümüz Türkiye'sini değerlendirdiği yazısında gençliği "diplomalı cahiller olmaya aday" şeklinde niteleyerek "Her yere açılan üniversiteler, o ilin geleneksel kimliğini bozdu" diye yazdı. "O ildeki öğrenciler de ailelerinden ayrı farklı bir dünyanın peşinde savruldular" diyen Dilipak "Yakışıklı bir eş arayışında bireylerden oluşan bir gençlik! Ne sağcı, ne solcu, futbolcu! ideolojisiz, renksiz, kimliksiz, kişiliksiz bireyler!" yorumunda Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, üniversitelerin açıldığı illerin geleneksel kimliğini bozduğunu iddia etti.
    Dilipak, bugünkü köşe yazısında şu görüşlerini dile getirdi:
    Her yere açılan üniversiteler, hangi aklın ürünü ise, o ilin geleneksel kimliğini de bozdu, o ildeki öğrenciler de ailelerinden ayrı farklı bir dünyanın peşinde savruldular. Din, ahlak, gelenekten bağımsız, hayatı bir eğlence ve oyun olarak algılayan, hayatı bir kumar olarak gören, çilesiz, hedonist / zevkçi; diplomalı cahiller olmaya aday, ezberci, “gemisini kurtaran kaptan” anlayışına sahip, başarı için torpil arayan, keyif verici, heyecanlı bir iş ve çalışan, yakışıklı bir eş arayışında bireylerden oluşan bir gençlik! Ne sağcı, ne solcu, futbolcu! ideolojisiz, renksiz, kimliksiz, kişiliksiz bireyler!
    "Cemaatler ihale için bir sıçrama tahtası oldu"
    “Bu beklenmiyordu kuşkusuz, ama bunun böyle olacağı belliydi” diyen Akit yazarı, şöyle devam etti:
    Her şey siyasete endekslendi. Media sahibinin sesi oldu, STK’lar ve Cemaat siyasetin arka bahçesinde, siyasete sıçramak için ya da iş-güç, ihale için bir sıçrama tahtası oldu. Sermaye sahipleri de bu düzenin müteahhidlerine dönüştü. Yani bu sonuç aslında herkesin ortak eseri. Akademi bu düzenin ürünü idi ve bu düzen kendi akademisyenlerini üretti. Bu politika kurullarındaki, bu Bill’in kurullarındaki birtakım “Personel”ler bu bataklıkta hayat buldu. Bugünkü gençlerle, bırakın yaşlıları, orta yaştakilerin bile ne korkuları ne de hayalleri, umutları birbirine benziyor. Birbirlerini anlamıyorlar da. Her şey çok hızlı değişti. Bu din, ahlak ve gelenekten bağımsız “Birey”lerin hiçbir sabiteleri yok. Tarihin kırılma noktalarından birinde yaşıyoruz. Dünün kavram ve kurumları bugünü anlamaya, açıklamaya yetmiyor. Bugünkü  toplumun geneline hakim olan din, gelenek ve tarihle, bu dille ne bugünü ne de geleceği anlamamız mümkün değil. 1946’dan sonra CHP’lilerin çocukları DP’li oldu. 1960 gelirken o DP’lilerin çocukları bu kez solculaştı. Bugün de yine benzer bir durum yaşıyoruz. Bırakın dedeleri ve torunlarını, babalar ve oğulların rotası giderek farklılaşıyor. Hele şu CoVID yalanı bu işin tuzu biberi oldu. Dağılan aile ve Z kuşağı tartışmaları, vakıf, dernek, cami-cemaatin bu süreçte devre dışı kalması ile olan oldu.
    Geleceğe dair görüşlerini de paylaşan Dilipak, şöyle yazdı:
    Göreceksiniz intihar patlayacak. Boşanmalar daha da artacak, evlilik başvuruları durma noktasına gelecek. Doğum azalacak. Bu “Milli Felaket”in aslında bir “Milli Güvenlik” sorunu olarak ele alınması gerekir. Bu durum, 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan ve 15 Temmuz’dan daha vahim bir durum. Ekonomi, siyaset, toplum ve güvenliğimiz uluslararası sistemin tehditi altında!. Bu tehdide karşı birlik olmamız gerek. Birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, bu dünyayı birbirimize cehennem etmek zor değil, bir tek kurtuluş var ve ona ancak tüm namuslu, erdemli, akıllı ve cesur insanlar birlikte ulaşabiliriz. Bunun için ilk adım da önce kendimizi gözden geçirmek olmalıdır. Çok geç olmadan, aklımızı başımıza alalım.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük