kendisinin öyle bir hikayesi var ki ölümsüz iki şiir bırakmıştır o hikaye. (bkz: mihribanım) (bkz: unutursun mihribanım)
Abdurrahim Karakoç gençlik yıllarında delice aşık olur ve bir o kadar sevilir ama asla birlikte olamazlar.
birlikte olamayışları hakkında kesin olmamakla birlikte çeşitli hikayaler var ama şurası kesin; Abdurrahim Karakoç mihriban şiirini bu kıza yazmıştır.
--spoiler--
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yar, deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban
--spoiler--
yıllar sonra mihriban hikayesini anlattıgı gibi \Lambada titreyen alev üşüyor\ sözlerini nasıl yazdıgını da anlatıyor. elektrik olmadıgı için gaz lambası kullanıyormuş. ve şiir yazmaya başlar başlamaz ışık titremeye başlamış.
bir gün bu işin kesın olarak bitmesi gerektigine inanır ve kıza mektup yazar. mektup yazar yazmasına ama oyle bildiğimiz mektup degil. karakoç o zamanlar kızın yaşadığı şehir gazetesinde şiirler yazmaktadır. mektup dediği o şiirler işte. kızın evine şiir göndermek dogru olmaz diye öyle yapar. karakoç şiir diye gönderir ama mihriban anlar kendine mektuptur o şiirler. neyse kıza mektubu yazar. kızdan \unut diyorsun ama unutmak kolay mı\ diye tek cevap gelir. abdurrahim karakoç ta cevap olarak ikinci şiiri yazar. (bkz: unutursun mihribanım)
--spoiler--
Unutmak kolay mı? deme
Unutursun Mihriban'ım
Oğlun kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım
Zaman erir kelep kelep
Meyva dalında kalmaz hep
Unutturur bir çok sebep
Unutursun Mihriban'ım
Yıllar sineye yaslanır
Hatıraların paslanır
Bu deli gönlün uslanır
Unutursun Mihriban'ım
Süt emerdin gündüz gece
Unuttun ya büyüyünce
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriba\'ım
Gün geçer azalır sevgi
Değişir her şeyin rengi
Bugün değil yarın belki
Unutursun Mihriban'ım
Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım
--spoiler--
abdurrahim karakoç yıllar sonra dahi unutamamıştır mihribanı.
Yıllar yirmi olsa da, otuz olsa da
Yollar kar, çamur olsa da, buz olsa da
Bedenim yorgun, aç ve susuz olsa da
Bir gün yalın ayak, terli gömlekle
Gelirim, beni bekle
Belki yakında olur, belki de uzak
Sırtımda hatıralar, saçlarımda ak
Gün, tarih bilemiyorum amma, muhakkak
Bitmeyen bir azim, sabır ve emekle
Gelirim, beni bekle
Unutmam mümkün değil, unutur sanma
'Gelmez' diyen olursa sakın inanma
Umutlarını kaybetme ha zamanla
Geç kaldı diyerek gam çekme
Gelirim, beni bekle
Sıcak bir yaz akşamında olabilir
Sarı bir güz akşamında olabilir
Kışın beyaz akşamında olabilir
Ellerinde bir top mavi çiçekle
Gelirim, beni bekle
Cümle köprüleri sel alsa da tek, tek
Söz vermişim bir kere engel ne demek
Başı karlı, kara dağlardan geçerek
Azığım bir tas su, bir dürüm ekmekle
Gelirim, beni bekle
Vermese de kaybolan gençliğimiz
Ayıran bir gün kavuşturacak bizi
Ve içimde sevgilerin en temizi
Seninle dolu, arı, duru bir yürekle
Gelirim, beni bekle
Ey yüksek sosyeteye mensup modacı hanım,
Eğlence zümresinin başının tacı hanım,
Bu metod ki, sizlerin müsbet ilâcı hanım:
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Yerindedir tahsilin, güzelliğin şahâne.
Varsa Türk'ten tâlibin, bu çeşitli bahane.
Bir ecnebî hovarda yakalarsan daha ne?
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Flörtünün sayısı; en az on beş olmalı...
Kimisi hâlis züppe, kimisi keş olmalı...
Altın kolyen, kürk manton, taksin beleş olmalı.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
iç votkayı, şarabı; sokaklarda nâra at.
Medeniyet sizlerle yükselmektedir kat kat.
Çeşni ruha gıdadır, her gün bir yatakta yat...
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Hiç durma twist öğren, her gün baloya git;
Tırnağını, yüzünü, dudağını boya git.
Sun'î peyke varis ol, conilerle aya git.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Bazan düz pantalon giy, traş ettir enseni.
Bin dolaş bisiklete, göster şöyle sen seni.
Kabahat ailende, anlıyorum ben seni.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Artist ol, filim çevir; ismine yıldız derler...
Bin kez kürtaj yaptırsan gene sana kız derler!
Çıplak resim çektirsen, ne şahâne poz derler.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Mayoyla endam göster, git jürinin önünde
Mahremini teşhir et her birinin önünde
Seçil bir kraliçe imtihanın sonunda.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Hayır, inanma kızım! Bunlar hep istihzadır.
Namus insanlar için en mukaddes meyvadır.
Gençlikte hissiyatın belki seni aldatır.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Haddinden çok açılmak soysuzun modasıdır.
Türk oğluna anne ol, iftihar et onunla;
Elin soysuz züppesi bağdaşamaz seninle;
Bu yurdun kızı isen şu sözü iyi dinle:
"Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Yapacağın düşüklük bize yüz karasıdır."
Özellikle mihriban şiirleriyle,küçüklüğümde edebiyatsever yanımı besleyen rahmetli şair. Aşk nedir tam bilmezken (8-9 yaşlarında) bu adamin kitabindaki siirlerindeki aşıklar icin ağlardım.
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben
Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım, tek kişilik mahşerde
Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar
Atılan ucuz safra selâmlar, merhabalar
En temiz topraklara gül eksem mantar biter
Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım
Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım
Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar
Çamur evlât doğurur taş yürekli analar
Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar
Koşanlar, yarışanlar.. dehşet ötesi dehşet
Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım-saçak
Kölelik histerisi yayılmış köşe-bucak
Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak
Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri
Aferine çalışır düzenin bekçileri.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı
Hisseler neden farklı, hak, hukuk neden ayrı?
Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı
Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç
Neşe-eğlence cinnet.. yatıp uyumak korkunç.
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil?Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Figüran heykeller var kül tablası boyunda
Beş yüz göbek atarlar dakikalık oyunda
işlenen her günaha kurtta ortak, koyun da...
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım.
BiLMEK iSTEYENLERE * ÜSTÂD ABDURRAHiM KARAKOÇ ...
Çok aylar geçti aradan.. Hâlâ sorarlar: neden başka yerdesiniz?. Sanki Brütüslük yapmışız gibi Siz de mi? diyorlar.
Mektuplarda, yüzyüze görüşmelerde, hatta bazı yayın organlarında ismim verilerek fikirsizlerin tenkidine tabi tutuluyorum.
Bilmek isteyenlere adlı şiir ısrarlar üzere zaruretten yazılmış bir şiirdir.
Tek arzum artık bu lüzumsuz sorunların ve sitemlerin kapanması. Herkes kendi doğru bildiği yolda yürümesidir.
Daha ne söyleyim ki?
Türkün Türkten gayri dostu yok derdik
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Dönüp Yahudiye gönül mü verdik?
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Söz: Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin
Her şey Türke göre ve Türklük için
Boş çıktı be dostlar, boşverin geçin
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Fikir, gaye dedik.. yeminler içtik
işkenceden geçtik, ateşten geçtik
Fikriyi, Sayfiyi ahbap mı seçtik?
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Elçibeyi biz satmadık çok şükür
Sevenleri aldatmadık çok şükür
Dansöz-mansöz oynatmadık çok şükür
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Seyislik mi yaptık topal kırata?
Oklar mı taşıdık Kara Murata?
Kimdedir döneklik kimdedir hata?
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Laiklerle Taksimde mi birleştik?
Sırtınızdan KiTlere mi yerleştik?
islamda mı, ikrarda mı körleştik?
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Nizam-ı Alemdi özü dâvânın
Sarmıştı sevdası bizi dâvânın
ihlastı ekmeği-tuzu dâvânın
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Her hatada hikmet gören safdiler
Boş kalıba koşup giren safdiller
Destekçiye destek veren safdiller
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Çıktı birileri Han otağından
Kemalizme indi Tanrı dağından
Tek emsal gösterin tevhid çağından
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Kıyıma, sürgüne uğrayanlar kim?
Ülkücü bürokrat doğrayanlar kim?
Mecliste iktidar yağlayanlar kim?
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Kula kulluk eski borç mu söyleyin
Köleliğe isyan suç mu söyleyin
Hür irade çok korkunç mu söyleyin
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Tek hedef ila-yı Kelimetullah
Şahide lüzum yok, biliyor Allah
Beli dedik durduk vallah ve billah
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Benlikledir, kibirledir kavgamız
Kıblegâhsız kabirlerdir kavgamız
Baskı, şiddet, cebirledir kavgamız
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Kara yama yakışmıyor beyaza
Bol tavizle girilecek bu yaza
Tansuya sadakat kaydı Ayaza
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
Tekrar tekrar soruyorum a dostlar
Gücenmeyin cevap verin ha dostlar
Biliyorum, biliyorum ya dostlar
Biz aynı yerdeyiz.. Siz nerdesiniz?
28.04.1994
---------------------------
Abdurrahim Karakoç
Bir kuyuya bir taş atar bir deli,
Çıkartamaz Anadolu, Rumeli,
Bırakın huyunu göstersin huysuz,
Şapkası düşsün ki görünsün keli...
imansızda vicdan olmaz çocuğum,
Kırk cesette bir can olmaz çocuğum,
Tay büyür at olur, ona sözüm yok,
it büyüyüp insan olmaz çocuğum.
Bir yılda iki bahar olmaz, derlerse yalan,
Bir insan iki defa ölmez, derlerse yalan,
Sarılmayınız sık sık sudan bahanelere,
Bir insan yaptığını bilmez derlerse yalan...
Bazan yolcu olur durakta bekleriz,
Bazan öfke, bazan merakta bekleriz,
Bazan uyuruz nefsimizin dizinde,
Bazan kendimizden ırakta bekleriz.
Yağcılar sayesinde yağın adı kirlendi,
Çağdaşların yüzünden çağın adı kirlendi,
Kusmuk çukuru yaptı solu solcularımız,
Milleti sağa sağa sağın adı kirlendi..
Açıl kızım utanma,bu devrin modasıdır/
yüksek sosyeteye mensup modacı hanım,
Eğlence zümresinin başının tacı hanım,
Bu metod ki, sizlerin müsbet ilâcı
hanım:
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Yerindedir tahsilin, güzelliğin şahane.
Varsa Türkten tâlibin, bul çeşitli bahane.
Bir ecnebî hovarda yakalarsan daha ne?
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Flörtünün sayısı; en az on beş olmalı
Kimisi hâlis züppe, kimisi keş olmalı
Altın kolyen, kürk manton, taksin beleş olmalı.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
iç votkayı, şarabı; sokaklarda nâra at.
Medeniyet sizlerle yükselmektedir kat kat(!)
Çeşni ruha gıdadır, her gün bir yatakta yat
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Hiç durma twist öğren, her gün bir baloya git;
Tırnağını, yüzünü, dudağını boya git.
Sunî peyke vâris ol, conilerle aya git.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Bazen düz pantalon giy, traş ettir enseni.
Bin dolaş bisiklete, göster şöyle sen seni.
Kabahat ailende.. anlıyorum ben seni.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Artist ol, filim çevir; ismine yıldız derler
Bin kez kürtaj yaptırsan gene sana kız derler!
Çıplak resim çektirsen, ne şahane poz derler.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Mayoyla endam göster, git jürinin önünde..
Mahremini teşhir et her birinin önünde..
Seçil bir kıraliçe imtihanın sonunda.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Açıl kızım utanma, bu devrin modasıdır.
Hayır, inanma kızım! Bunlar hep istihzadır.
Namus, insanlar için en mukaddes meyvadır.
Gençlikte hissiyatın belki seni aldatır.
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Haddinden çok açılmak soysuzun modasıdır.
Türk oğluna anne ol, iftihar et onunla;
Elin soysuz züppesi bağdaşamaz seninle;
Bu yurdun kızı isen şu sözü iyi dinle:
Dışının görünüşü içinin aynasıdır;
Yapacağın düşüklük bize yüz karasıdır.