-abdullah öcalan memlekete hoşgeldin.
+hoşbulduk baboo.
-bundan sonra sana tahsis edilmiş bir ada var seni orda krallar gibi yaşatacağız.(!)
+babağa rahmet... **
hemen peşinden abdullah öcalan'ın söylediği cümleler akla gelir. önder denilen şahsın söylediği sözleri keşke birileri okusa da bu katilin zor durumda kaldığında nasıl dansözlük yapabildiğini görse.
abdullah öcalan başarılı bir operasyonla ülkenin başına bela edilmiştir. tabi suç ona memlekete hoşgeldin diyen askerde değil onu oraya gönderen kişilerde...
insan bir hesap eder. "ya bu adamlar, bu adamı bize neden veriyorlar" diye hesaplar. o günün siyasilerden ecevit bile nedenini bilmediğini söylemiştir. bir şart ileri sürülmedi diyorsa da bence yalandır. nedenini bilmiyordur ama şart ileri sürülmüştür. küçükken zeki olmama rağmen saf kalırdım. sonra kendi kendime öğrendim. anlayamadığım, anlamsız bulduğum, garipsediğim olayları uzun uzun düşünüp neden veya niye sorularını bilinçli olarak sormaya başladım. bu sayede saflığımdan eser kalmadı.
öcalan isteseydi barzani veya talabani'ye sığınabilrdi. bir kürt kedisini bile teslim etmeyiz diyenler öcalan'dan nefret etseler bile kendi kamuoylarından çekindikleri için ona zarar veremez, korumak zorunda kalırlardı. oysa görüyoruz ki barzani ve talabani ile aramızda sorun olmaması gerekiyormuş. öcalan ve pkk bir şekilde siyasi güce dönüştürülecekmiş. bu günün siyasilerine bu sorunu miras bırakanlar bunun farkında mıydı, yoksa beleş mezar bulmuş gibi mezara gömülmeyi mi kabul ettiler bilmiyoruz. bu gaflet veya hiyanet olarak nitelendirilebilir. ben olsam ne yapardım diye düşünüyorum. ordumuzun, istihbaratımızın geçmişini, gücünü bilen biri olarak onu yolda halledebilirler veya yakalamaya çalışırken çatışmada öldürüldü denilebilirdi. ama demek ki işbirlikçilik veya bir vurdumduymazlık oldu. dava sonuçlandığı anda asılmaması yine aynı işbirliğini gösterir. arkasından idamın kaldırılması ise bardağı taşıran son damla. kimse idamı desteklediğimi sanmasın ama bir kanun varsa bunu en çok hakedene anında uygulanırdı. ben idam kanunu varken bunu kullanmayanların niyetini merak ediyorum. şimdi iş işten geçmiş, idam kaldırılmış, adam hiçbir yerde olmadığı kadar güven içinde. sağlığı, rahatı, mutluluğu için türkiye seferber oluyor. dağda olsaydı bir mikrop kapıp geberir giderdi. olmazsa biri gider vururdu.
ben bu ülkenin istihbaratının, güvenlik güçlerinin herşeyi çözebileceğine inanan biriyim. 50-100 senelik bir ülke değiliz. bir suikast düzenlenir işi bitirilirdi. fakat bizim içimizde istemeyen kişiler olmuştur. delilim var mı. ufak tefek duyumlar var ama kesin bir delil daha çıkmadı. sadece öcalan'ın isteklerinden anladığımız bu. o yıllarda adam italya'da iken türkiye'ye gitmek istediğini söyleyince, "lan bu nasıl manyak, ölümüne susamış" diyordum. öyle başarılı bir operasyonla paketlenip kıymetli bir hediye gibi sunuldu ki, siyasi konjonktür de buna uygundu. necmettin erbakan gibi amerika'ya, avrupa'ya uzak bir başbakan indirildi. geri kalanların tümü bir iktidar kurdu ve bu olayın karını, zararını paylaştılar. sonunda bu suçu paylaşanlar da çoğunlukla tasfiye olundu ve akp temiz olarak piyasaya çıkabildi.
birileri öcalan'ı hep kullandı ve kullanıyor. emin çölaşan'ı sevmem ama bir yazısında öcalan'ın pkk'nın geri çekilmesi konusunda kullanıldığını yazmıştı. bana da öyle geliyor. bu devletin hapishanesinden dışarıya özgürce "terör yapın" mesajı göndermesine kimse izin vermez. öyle bir durumda kanunsuz yollarla bu engellenir. kaldı ki kanunen de bunu yapması durumunda görüşe izin verilmez. böyle bir görüşmeden sonra mesajı götürenler takip ederek kiminle mesajın pkkya ulaştırıldığına bakarlar ve onu da hapse atarlar. biz saf mıyız?
a.ö.'yü enterne eden ekibin albayının uçakta sarfettiği sözdür. (bu değerli albayımız da ergenekon'dan içeridedir şimdi)
devamında: "nassıın. sağlık durumun eyi mi?" der bu albay ki türk'ün böyle bir karaktersiz şerefsiz dalaksız ciğersiz bir gavata bile insani soru sorabilmesinin kanıtıdır."
rivayet edilir ki; levent göktaş, ergenekon kapsamında içeri alındığında, kendisine de birileri tarafından, imralı fışkısına sarfettiği sözler söylenmiştir.
çok yanlış söylemiştir. şöyle yapabilirdi; "hoşgeldin tarrram, şlak!"