sinirleri tel tel gerilmiş,ne yapacağını bilememekten agzı yüzü seğiren kişidir bu günlerde.istenmediğini anlamanın acı ağırlığı çökmüştür yüreğine,bu ruh halini yaşayan bir diğer kişi için
(bkz: rte)
laikliğe dil uzatmaktan hapis yatan başbakanın partisinde bulunan; dokunulmazlığı nedeniyle kayıp trilyon davasından yargılanamayan cumhurbaşkanı adayı.
ülkeye bakar mısınız?
trt de yaptığı açıklamalarla beni laiklikten, milliyetçilikten, atatürkçülükten ve daha bir sürü güzel şeyden soğutan(!) adam. zira abdullah gül laikse, ben mollayım.
kayıp trilyon davasında hala yargılanmadığı yönündeki soruya "zaten ordaki iki kişi ceza aldı. diğer arkadaşlarda aklandı" gibi saçma sapan cevap veren politikacı. her zamanki gibi gülerek söyledi bunu. ne kadar güzel. hadi biz de gülelim.
bugün trt de katıldığı proğramda ''o mitinglere katılanlara soruyorum ,Eğer biz o düşündüklerini yapsaydık yada yapacaksak ozaman neden Avrupa birliği için son dakikasına kadar mücadele edelim.Böyle birşey varmı.Laik olmayan bir ülke avrupa birliğine girebilirmi yada orada barınabilirmi.O mitinglere çıkan insanları anlamıyorum,Örneğin iran bugün avrupa birliğine girebilirmi'' diyerek gayet samimi ve mantıklı bir şekilde cevap veren dış işleri bakanıdır.
trt de katıldığı programda refahyol iktidarı sırasında görevi ile ilgili olmayan harcalamaları devlete ödettiği konusunda gayet tatminkar bir anlatımla açıklık getiren şimdiki dışişleri bakanımızdır. ayrıca cumhurbaşkanlığı biraz gecikmiş kişidir. cumhuriyet gazetesinin iftiralarına uğramış kişidir.
hiçbir şekilde samimiyetine inanamadığım zat, kendisi hakkındaki iyi niyetli düşüncelerim tamamen yalan olmuştur. zaman insanı nasılda değiştiriyor di mi?
1 mayıs 2007 tarihinde trt1'de canlı yayında gazetecilerin sorularını cevaplayan dışişleri bakanımız.
Aynı yayının bir kısmı ntv'de emre kongar-mehmet barlas programında canlı olarak yayınlanmıştır.
Abdullah Gül kendisi hakkında gazetelerde çıkan bir çok soruyu cevaplamıştır. Keşke bu tür bir toplantıyı 10 gün önce yapsaydı çok daha iyi olurdu diyorum.
Meğersem ingiliz Guardian gazesindeki laiklikle ilgili açıklamaları daha onceden tezkip etmiş. Ayrıca ismet Berkan'ın sorusuna doğrudan cevap verdi: Abdullah Gül şu anda bir darbe beklemiyormuş.
cumhurbaşkanlığına aday olarak önerilmesi, etyen mahcupyan tarafından, ordunun bunu sivil itaatsizlik gibi algıladığı yorumuyla değerlendirilen politikacı;
mahcupyan, tsk'nin sorunu böyle algıladığını şöyle belirtiyor: "... elit zümrenin bürokratik kanadı ise bir adım daha da ilerde! onlara göre akp’li bir cumhurbaşkanı neredeyse bir tür sivil itaatsizlik. Çünkü bürokratik elit açısından demokrasi halkın tercihlerini değil, doğruluğundan kuşku duymadıkları kendi tercihlerini yansıtan bir rejim; ve halk da ancak bu tercihlere uyduğu ölçüde demokrasi içinde yer alabilmekte... anlaşılıyor ki kemalizm gerçekte demokrasiyi bile, devletin özel alanı olarak tanımlamaktaymış ama biz bunu yeni yeni anlıyoruz..." etyen mahcupyan
posta gazetesinin 1995 yılında ki haberine gore laikligi ve cumhuriyeti kotuleyen insan*. http://img408.imageshack....abdullahgulgercegibr1.jpg
Edit:imitasyon bildiriyor: the guardian da cıkmıs bi yaz 12 sene önce abdullah gül ertesi gün bir yazı göndermiş ben böyle birsey söylemedim diye ve the guardian özür dilemiş. ki bugün cumhuriyet gazetesi ne kadar kırmızı baslık atdıysada altında yazmıs ve durumun böyle olmadığını...
27 kasim 1995'te öyle talihsiz bir demec verdigine inanmadigim kisi. The Guardian'in arsivina baktim fakat 1995 yilinin gazeteleri internetteki arsivlerinde yok, o yüzden bir sonuca ulasamadim. Milliyet'ten Melih Asik bu konuyu yazisinda belirtmis, yalniz The Guardian'in yayinlamayacagi türden dilbilgisi yönünden bozuk bir cümle. Gazeteden alinti oldugunu sanmiyorum, cünkü The Guardian böyle bir hatayi düzeltmeden yayinlayacak bir gazete degil.
'This is the end of the republican period... If 60 per cent of Ankara's population is living in schacs than the secular system is failed and we definitely want to change it.'
deniyor Melih Asik'in yazisinda.
ingilizce'de "schac" diye bir kelime yok. olsa olsa "shack"dir o ve anlami kulübe, barakadir. sanirim gecekondu kastediliyor.
"the secular system is failed" de yanlistir, ".. has failed" olmasi lazim.
Abdullah Gül'ün ingilizcesi de böyle alenen görülebilen basit dilbilgisi yapacak türden degil, yalnizca arap agziyla(sive) konusuyor ingilizce'yi.
Kaldi ki, Abdullah Gül böyle bir seyi dediyse, yaziklar olsun. Melih Asik'in su görüsüne de katiliyorum :
"Bir siyasetçi dün söylediği kimi sözleri politika gereği sonradan değiştirebilir. Ama cumhuriyetin özüyle ilgili görüşlerini aynı kategoriye koyamazsınız. Çankaya Köşkü'ne çıkmaya hazırlanan bir adayın 12 yıl önce "Cumhuriyet bitmiştir, laik sistemin değiştirilmesi gerekir" sözlerini sarf etmesi, Cumhuriyet'in en yüksek koltuğuna oturmaması (veya oturtulmaması) için yeterli sebeptir..."
Inanmiyorum da böyle bir sey söyledigine, düsündügüne, inanmak istemiyorum ya da belki.
edit : inanmak istemiyorum cünkü bahsi gecen kisi ülkemin en üst yönetimine tek aday. umarim dogru degildir.