"This is the end of the republican period... If 60 per cent of Ankara´s population is living in schacs than the secular system is failed and we definitely want to change it."
Bu sözler Abdullah Gül´e ait olup 27 Kasım 1995 tarihinde, The Guardian gazetesinde yayımlanıyor...
"Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir. Eğer Ankara´nın yüzde 60´ı gecekonduda oturuyorsa bu laik sistemin başarısız olduğu anlamına gelir ki, biz de onu kesinlikle değiştirmek istiyoruz..."
Bir siyasetçi dün söylediği kimi sözleri politika gereği sonradan değiştirebilir. Ama cumhuriyetin özüyle ilgili görüşlerini aynı kategoriye koyamazsınız. Çankaya Köşkü´ne çıkmaya hazırlanan bir adayın 12 yıl önce "Cumhuriyet bitmiştir, laik sistemin değiştirilmesi gerekir" sözlerini sarf etmesi, Cumhuriyet´in en yüksek koltuğuna oturmaması (veya oturtulmaması) için yeterli sebeptir...
ilk başta hiçbir siyasi görüşümün olmadığını söyliyeyim*. ama eğer bu adam madem bu kadar kötü biriydi, neden 4 senedir en kritik bakanlık olan dışişleri bakanlığı koltuğunda otururken sesiniz çıkmadı da şimdi konuşuyorsunuz onu çözemedim...
27 kasim 1995 tarihinde the guardian gazetesine verdiği röportajın ana başlığı türkiyede laik sitemi değiştirmeye kesinlikle kararlıyız olan cumhur başkanı adayı.
27 kasım 1995 de verdiği demece rağmen halk tarafından seçilip iktidara taşınan bir partinin başbakanlığını ve akabinde 4 yıldır dışişleri bakanlığını yapıyor olmasına rağmen laik sistemi değiştirmeyi bırakın türkiye'nin ab üyesi olabilmesi için elinden geldiğince mücadele eden ve bazı hazımsız, antidemokratik ve korkak insanların cumhurbaşkanı olmasını bir tehlike olarak gördükleri insan.
beyefendi nasil olur, durusu ve konusmasiyla en guzel sekilde temsil eden kisi. kendisi ile ilgili girilen bu entry siyasi bir mana ifade etmemekte ancak buna ragmen eksi oylanmasi hazimsiz bunyelere siddetle tavsiye edilmektedir.
27 kasim 1995'te öyle talihsiz bir demec verdigine inanmadigim kisi. The Guardian'in arsivina baktim fakat 1995 yilinin gazeteleri internetteki arsivlerinde yok, o yüzden bir sonuca ulasamadim. Milliyet'ten Melih Asik bu konuyu yazisinda belirtmis, yalniz The Guardian'in yayinlamayacagi türden dilbilgisi yönünden bozuk bir cümle. Gazeteden alinti oldugunu sanmiyorum, cünkü The Guardian böyle bir hatayi düzeltmeden yayinlayacak bir gazete degil.
'This is the end of the republican period... If 60 per cent of Ankara's population is living in schacs than the secular system is failed and we definitely want to change it.'
deniyor Melih Asik'in yazisinda.
ingilizce'de "schac" diye bir kelime yok. olsa olsa "shack"dir o ve anlami kulübe, barakadir. sanirim gecekondu kastediliyor.
"the secular system is failed" de yanlistir, ".. has failed" olmasi lazim.
Abdullah Gül'ün ingilizcesi de böyle alenen görülebilen basit dilbilgisi yapacak türden degil, yalnizca arap agziyla(sive) konusuyor ingilizce'yi.
Kaldi ki, Abdullah Gül böyle bir seyi dediyse, yaziklar olsun. Melih Asik'in su görüsüne de katiliyorum :
"Bir siyasetçi dün söylediği kimi sözleri politika gereği sonradan değiştirebilir. Ama cumhuriyetin özüyle ilgili görüşlerini aynı kategoriye koyamazsınız. Çankaya Köşkü'ne çıkmaya hazırlanan bir adayın 12 yıl önce "Cumhuriyet bitmiştir, laik sistemin değiştirilmesi gerekir" sözlerini sarf etmesi, Cumhuriyet'in en yüksek koltuğuna oturmaması (veya oturtulmaması) için yeterli sebeptir..."
Inanmiyorum da böyle bir sey söyledigine, düsündügüne, inanmak istemiyorum ya da belki.
edit : inanmak istemiyorum cünkü bahsi gecen kisi ülkemin en üst yönetimine tek aday. umarim dogru degildir.
posta gazetesinin 1995 yılında ki haberine gore laikligi ve cumhuriyeti kotuleyen insan*. http://img408.imageshack....abdullahgulgercegibr1.jpg
Edit:imitasyon bildiriyor: the guardian da cıkmıs bi yaz 12 sene önce abdullah gül ertesi gün bir yazı göndermiş ben böyle birsey söylemedim diye ve the guardian özür dilemiş. ki bugün cumhuriyet gazetesi ne kadar kırmızı baslık atdıysada altında yazmıs ve durumun böyle olmadığını...
cumhurbaşkanlığına aday olarak önerilmesi, etyen mahcupyan tarafından, ordunun bunu sivil itaatsizlik gibi algıladığı yorumuyla değerlendirilen politikacı;
mahcupyan, tsk'nin sorunu böyle algıladığını şöyle belirtiyor: "... elit zümrenin bürokratik kanadı ise bir adım daha da ilerde! onlara göre akp’li bir cumhurbaşkanı neredeyse bir tür sivil itaatsizlik. Çünkü bürokratik elit açısından demokrasi halkın tercihlerini değil, doğruluğundan kuşku duymadıkları kendi tercihlerini yansıtan bir rejim; ve halk da ancak bu tercihlere uyduğu ölçüde demokrasi içinde yer alabilmekte... anlaşılıyor ki kemalizm gerçekte demokrasiyi bile, devletin özel alanı olarak tanımlamaktaymış ama biz bunu yeni yeni anlıyoruz..." etyen mahcupyan
1 mayıs 2007 tarihinde trt1'de canlı yayında gazetecilerin sorularını cevaplayan dışişleri bakanımız.
Aynı yayının bir kısmı ntv'de emre kongar-mehmet barlas programında canlı olarak yayınlanmıştır.
Abdullah Gül kendisi hakkında gazetelerde çıkan bir çok soruyu cevaplamıştır. Keşke bu tür bir toplantıyı 10 gün önce yapsaydı çok daha iyi olurdu diyorum.
Meğersem ingiliz Guardian gazesindeki laiklikle ilgili açıklamaları daha onceden tezkip etmiş. Ayrıca ismet Berkan'ın sorusuna doğrudan cevap verdi: Abdullah Gül şu anda bir darbe beklemiyormuş.
hiçbir şekilde samimiyetine inanamadığım zat, kendisi hakkındaki iyi niyetli düşüncelerim tamamen yalan olmuştur. zaman insanı nasılda değiştiriyor di mi?
trt de katıldığı programda refahyol iktidarı sırasında görevi ile ilgili olmayan harcalamaları devlete ödettiği konusunda gayet tatminkar bir anlatımla açıklık getiren şimdiki dışişleri bakanımızdır. ayrıca cumhurbaşkanlığı biraz gecikmiş kişidir. cumhuriyet gazetesinin iftiralarına uğramış kişidir.
bugün trt de katıldığı proğramda ''o mitinglere katılanlara soruyorum ,Eğer biz o düşündüklerini yapsaydık yada yapacaksak ozaman neden Avrupa birliği için son dakikasına kadar mücadele edelim.Böyle birşey varmı.Laik olmayan bir ülke avrupa birliğine girebilirmi yada orada barınabilirmi.O mitinglere çıkan insanları anlamıyorum,Örneğin iran bugün avrupa birliğine girebilirmi'' diyerek gayet samimi ve mantıklı bir şekilde cevap veren dış işleri bakanıdır.