erken seçim öncesi,seçim sonrası yapılan bir çok turlardan sonra, 341,337,357 derken geçerli geçersiz,28 Ağustos 2007 de 339 oy alarak, Türkiye Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanı seçildi.
Köşke giren, 3. besiktaşlı ABDULLAH GüL'DüR.
anadolu insanından,halktan bir cumhurbaşkanı.özal kadar üstün performans gösterememişsede koltuğu gayet güzel doldurdu.sezerden sonra türkiyenin önünün açılması için bir fırsat oldu.tarih uyumlu çalışmasından ötürü başarılı bir cumhurbaşkanı olarak abdulllah gülü kaydedecektir.
hayır bence sakıncası yok. affetsin. çünkü yasa bu durumda affetmesini söylüyor. benim tuhafıma giden bundan önceki cumhurbaşkanımız ahmet necdet sezer bu durumda ki mahkumları affettiği için akp yandaşları tarafından terörist ilan edilmişti. ahmet necdet sezer başlığında hala o entryler duruyor..
şimdi sorarım size; ne oldu kuzum? kendi adamınız da affedince neden sesiniz çıkmıyor? bu kadar mı delikanlılığınız?
işte türkiye bu yüzden adam olamıyor.. takım tutar gibi parti tutuyor türk insanı. ulan yanlışsa herkese yanlış, doğru ise herkese doğru olması lazım değil mi? kaldı ki burada kanunlar çerçevesinde abdullah gül'ün yaptığı doğrudur..
geçtim. ahmet necdet sezer 3-5 hasta teröristi affetti diye terörist ilan edilmişti. ulan akp onlarca gerçek teröristleri affetti ya! sesiniz neden çıkmaz dürrükler.
14 sene evvel mecliste yaptığı bir konuşmada "türkiye'nin avrupa birliğine girmesinin imkansız olduğunu" dile getirmiş olan şimdilerin reis-i cumhur kişisi.
ak parti bünyesinde yer alan bir milletvekili iken avrupa birliğine uyum süreci adı altında yürütülen çalışmaların, daha doğrusu tavizlerin; boşa kürek çekmek olduğunu acaba hiç dile getirdi mi? şu an devlet yapısının en tepesinde bulunan bir kişi olarak; avrupa birliğine giremeyeceğimiz gerçeğine dayanıp gerekli tedbirleri aldı mı?
bir kesim halk tarafından artı oy alabilmek için güler zere' yi affetti.
onun, bütün öldürdüğü insanların vebali üstünüze olsun. o bir teröristti. olay, öldürdü geldi geçti den ibaret olmamalıydı.
sayenizde ülke insanlık ayıbından kurtulmuş oldu. zira güler zere' nin yaptığı eylemler, insanlık ayıbı değildi.
Tunceli ziyareti sırasında fotoğraf çektirmek için yanına çağırdığı çocuğun "Munzur'a baraj yapılmasın, Munzur'a uzanan eller kırılsın" sözlerini "Sus yoksa fotoğraf çıkmaz" savuşturmaya çalışarak kendisine güldürmüş kişi. çocuk aklı işte değil mi.*
hürriyet gazetesi yazarı sedat ergin, rektör atamaları konusunda abdullah gül'ün demokrasi anlayışı üzerine çok güzel bir yazı kaleme almış. özellikle anadolu üniversitesi rektör ataması konusunda, sadece 97 oy (oyların yüzde 12si) alabilmiş adayın atanmasına dikkat edin. link;
cumhurbaşkanlığını ülke gezileri yapmak ve hükümetin gönderdiği yasaları onaylamaktan ibaret zanneden siyasetçi.
cumhurbaşkanı koltuğuna oturmadan da oturduğunda da çok tartışıldı ama her şeyi bir kenara bıraktığımızda son yaptığı ile ne denli ''cumhurbaşanı'' olduğunu göstermiştir.
7 aralıkta tokat'taki hain saldırıda 7 şehit vermiş bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak 10 aralıkta bir açıklama yapıyor ve eylemin ''düşündürücü olduğunu'' söylüyor.
yani pkk yapmıştır demiyor, diyemiyor.
peki bilmiyor mu gerçeği?
şimdi onu da düşünmek gerek.
bugün yapılan açıklamada saldırıdan bir gün sonra saldırıyı pkk'nın yaptığı telefon kayıtları ile tespit edilmiş ve gerekli bakanlık bilgilendirilmiş.
ne zaman bilgilendirmiş yani?
8 aralık!
peki 10 aralıkta cumhurbaşkanı kameralar önünde ne diyor?
''eylemi kimin yaptığını bilmiyoruz.
eylemin yeri ve zamanı düşündürücü.''
peki aynı ağızı kim kullanıyor?
ahmet türk, emine ayna.
hatta emine ayna daha da ileri götürüp ''ergenekon'' diyor.
peki saldırıdan bir gün sonra saldırıyı kimin yaptığını belirleyen bir istihbaratın ''cumhurbaşkanı'' olan kişinin
saldırıyı pkk'nın yaptığını bilip de
söylelemesi mi daha ''düşündürücü'' yoksa
haberinin bile olmaması mı?
(doçentlik seviyesinde)akedemik çalışmaları,kültürü,devlet adamlığı birikimine rağmen ortalama vatandaşa benzeyen halktan bir cumhurbaşkanımız var...ne yüzünde,ne konuşmalarında kibirden eser yok..birilerinin sindiremediğide...sevenlerin sevmesinin en temel sebeplerinden biride bu...
kendisi ile alakalı düşüncelerim pek olumlu sayılmaz ancak, israil konusundaki hareketi takdir edilmesi gerekmektedir.
gül'ün tepkisi asla "one minute" tepkisi ile aynı değildir. biri gayet açık ve net olarak iç politikaya yönelik açık bir şovdu ancak, bu hiç de öyle değil. hele ki, dışişleri bakanlığı'nın ilgili olayda nota bile verememiş olması kuru bir şekilde "özür dilensin" edebiyatı yapılmasının yanında s,re verip, "büyükelçimizi çekeriz" mesajı vermesi gerçekten göğüs kabartmıştır.
takdirimizi sunarken, 4 temmuz 2003'teki rezalette dışişleri bakanı olarak geerken tepkiyi abd'ye göstermemiş olması da ilginç ve rezalettir.
sevenleri, seviyoruz çünkü bize benziyor diyorlar. 30 yaşındayken 15 yaşında bir kız çocuğuyla evlenebilen bir adam bize benziyorsa yanmışız demektir. türkiye tarihinin en büyük cumhurbaşkanı olmasıda sanırım çocukları çok sevdiği için olabilir...
kendisini kesinlikle cumhurbaşkanı olarak görmediğim ve asla görmeyeceğim kişidir.
çünkü değildir. çünkü hala siyasi kimliği ile, akp sözcüsü olarak o makamdadır.
akp ne zaman bir yasa veya madde değiştircek olsa ilginç bir şekilde ilk ortaya çıkan kendisi olur ve akp sözcüsü, bakanı gibi bu yasaları savunur, değişsin iyi olur der.
hey sayın! gül. sen cumhurbaşkanısın. tarafsız olman gerek.
şuan sen çankayadasın. geçti o başbakan olduğun, dışişleri bakanı olduğun günler.
akp'nin vekili değilsin.
ama kime dersin ki. zaten halkı cilalamak için oraya yerleştirilmedi mi.