saatlerdir en tarafsız(!) haliyle trt'de arz-ı endam eden cumhurbaşkanı. saatlerce değişik hiçbir şey söyleyememek de maharet olsa gerek; zira kendileri hergün yazılan ve söylenilenleri tekrar etmekle yetiniyor. sayın başbakanımıza nazire etmek niyetleri sanırsam.
herhalde 11 eylül nedeniyle dünyayı yerle bir eden amerika'ya gidip, 11 eylül'den kat be kat korkunç ve yıllardır devam eden pkk terörüne karşı ne kadar aciz kaldığını anlatarak daha fazla destek isteyecek.
açıklama yapmasını seven belkide kendisini cumhurbaşkanı değil de başkan sanan bunun sebebide yapılan referandum sonucunda halkın artık cumhurbaşkanını seçmesini öngörülmesidir.
sevgili bush a büyük ortadoğu projelerinde sonuna kadar yanlarında olduğumuzu bütün millet adına söylemiş şahsiyettir. ayrıca başarılar da diliyormuşuz.
başbakanla aynı kafadan. bu biraz daha ılımlısı. fakat gerçek olan bu kişinin de geçmişinde karşı devrim söylemleri olduğudur.
o koltukta şu an oturuyor olması zamanında "türkiye'de laikliğin sonu geldi, islam camilere hapsedilmiş, biz bunu değiştireceğiz" şeklindeki kendi söyleminin varlığını değiştirmez.
sonuçta sayın cumhurbaşkanıdır kendisi. körler, yobazlar, mandacılar, hükümet şakşakçıları vs. sonuna iyelik takısı da kor.
şimdi efendim, eğer çeşitli kurumlar onay vermişse, iş sadece cumhurbaşkanı'nın onaylaması ise benim açımdan bir sorun yok.
benim sorunum şu, ahmet necdet sezer, adalet bakanlığı'ndan gelen ve adalet bakanı'nın onayladığı bir kararnameyi imzalayarak terör örgütüne üye olmaktan hapis yatan 3-5 kişiyi affettiği için, bir tek darağacına çekmedikleri kalanlardır.
şimdi, ahmet necdet sezer'i, "teröristleri affediyor" diye karalamaya çalışan, mevzuattan bihaber her kimse, gelecek bu kişinin başlığının altına da aynı tepkiyi koyacak, erkan mumcu "cumhurbaşkanını halk seçsin" dediğinde "tukaka" deyip, tayyip erdoğan deyince, "halkçı" kesilenler gibi olmasınlar!
içlerinde bir gram delikanlılık ve tutarlılık varsa, bu kararı eleştirmelerini bekliyorum ve alenen tehdit ediyorum, eğer ki, bu kişiler bu tutarlılığı göstermezlerse hepsini tek tek afişe edeceğimdir.
hakkında sunduğumuz somut deliller karşısında sadece ve sadece eksi butonlarıyla kanatlar altına alınan kişi.
oğlum bir gün de somut bir şeylerle çıkın lan karşıma vallahi ağlayacağım ülke gençliğimin bu pısırık haline. çok mu şey istiyorum lan somut bir şeyler isterken?
edit: evet çok şey istiyormuşum sayın seyirciler, somut şeyler ortaya koyamadan, sanal mastürbasyon yapıyorlar. acınacak durumdasınız oğlum var ya.
eski akp'li yeni cumhurbaşkanı. video'da * abdullah bey'in kısa sürede değişen düşüncelerini görüyoruz çok garip bir insan bu kadar zamanda nasıl bu kadar çok değişir yada gerçek kimliğini nasıl saklar.
son türban düzenlemesini imzalaması konusunda basına yaptığı açıklamada herkesin(!) cumhurbaşkanı olduğunu göstermiş olan zat-ı muhterem.
öyle bir açıklama yapmıştır ki, recep tayyip erdoğan'ın ağzı ile yapılsa ancak bu kadar olur. efendim 411 oy, %80 halk mutabakatı gibi ifadeler kullanmıştır biliyorsunuz ki, bunlar tayyipçiğimin lafları.
bu meclisteki partilerin milletvekili sayısına bakıp, ondan sonra bu milletvekillerinin her yaptığına halkın "doğrudur" dediğini düşünmek abdullah gül'ün hala "herkesin" cumhurbaşkanı olmadığını gösterir. örneğin, abdullah gül mantığı ile emekli milletvekili maaşının 6000 lira olmasını 411 milletvekili kabul etse, abdullah gül diyecek ki; "halkın %80'i bu emekli maaşını milletvekillerimizin hak ettiğini düşünmekte"
zannediyoruz sayın abdullah gül salı günleri trt 'te yalnız akp grup toplantısını izliyor. çünkü, söylediği laflar tayyipçiğimin lafları, hani akp'ye oy veren başta liboşlar olmak üzere pekçok kişinin ikiye bölündüğü bu düzenlemeye karşı olduğu, mhp'ye oy veren kişilerde de büyük bir çatlak olduğu aşikarken, çıkıp "%80 halk desteği var" ifadesi kullanması, abdullah gül'ün hala "siyasetçi" olduğunun, hala "akp güdümünde" olduğunun kanıtıdır ey halkım.
açıklamayla abdullah gül'ün alenen akp'ci olduğu ortaya çıkmıştır.
edit: alenen akp'ci olduğu başından bellidir ancak kendisi ve bazı kişiler "herkesin cumurbaşkanı" demekte kendisine. kendisin ve bazı kişilerin tezini çürütmektedir kendisi.
Şu an dünya üzerindeki en büyük askeri operasyon, baş kumandanı olduğu ordumuz tarafından yapılırken, tanzanya ya gitmekten kerhen vazgeçmiş cumhurbaşkanımız.
ya şimdi tanzanya ziyareti diyerek, ziyaretin büyüklüğüne gölge düşürmeyelim. kendisi tanzanya yla beraber diğer mühim afrika ülkeleri kongo ve demokratik kongo ya da gidecekti.
istiklal marşı okunurken en az benim kadar heyecanlandıgını hissettigim büyük devlet adamı, cumhurbaşkanımız.
not: ne cumhurbaşkanları gördük, zaten yoktular..
çanakkale ye, göreve geldigi ilk üç yıl mesaj dahi yayınlamayan, daha sonra ulusalcıların, milliyetciligi körüklemek üzere el atmasından sonra ancak, mesaj yayınlayan, ex cumhurbaşkanları gördü bu millet..
mahalle baskısı yüzünden zorla "üzüldüm" demek zorunda kalmıştır gül. günün anlam ve önemine binaen çifte standartın dibine vurduğumuz şu günlerde, acaba hukuki olarak mı yoksa siyasi olarak mı üzülmüştür diyesi. çünkü taraflar belaltı muhalefet yaparak, birbirlerinin samimiyetini yargıladığı gibi, yargıçlardan yargıç beğenir pozisyona düşmüş haldeler, bilmiyorum daha ne kadar kirlenebilirdik. öyle bir çıkmaz ki, sağdan da soldan da aynı rüzgar esmeye başladı ve korkarım bu "kendine demokrat" manzara derin izler bırakacak ülkenin geleceği açısından. siyasi mi hukuki mi bilemeyeceğim, çünkü ahmaklığın ne aidiyeti ne terminolojisi olur.
