geçmişte ne yaptığı değil, gelecek için nasıl adımlar atacağı önemli olan insan, 11. cumhurbaşkanımız.
hala bir insanı, geçmişte aldığı kararlardan ötürü yargılamamız ne kadar doğru bilmiyorum. dünya yüzeyinde her bireye tanınan
şansların, bir kere de abdullah gül'e tanınmasının doğru olacağını düşünüyorum. insanlar hala inatla inanmak istemiyor. adam ne dese; "hadi canım sen de! atıyorsun!" cevabını alıyor. deniz baykal muhalefet yapıyorum zannederek, adamın her dediğine; "biz kendisine güvenmiyoruz. dediklerinin hiçbiri doğru değil" şeklinde bir tavır takınıyor. bu nasıl bir bağnazlıktır, nasıl bir at gözlüğü takmaktır. sabır denen bir şey kalmamış kimsede. yahu, adam bizlere duymak istediklerimizi (her milletvekili vaadi gibi) söylüyor. peki bu dediklerini yapması için ona bir şans dahi veremeyecek miyiz? ahmet necdet sezer de aday olduğu dönem, bir sürü eksisi ve geçmişinden dolayı yerden yere vurulmuştu. ama ne oldu? her eksisini, iki artı yaparak toparlamaya, kapamaya gayret etti. her bir bireyin yapması gerektiği gibi...
iktidardaki partiler içinde, türkiye realitesinin farkında olan belki de tek parti akp. diğer bütün herkes ütopik hayaller peşinde koşarken, akp elindeki imkanları en şekilde nasıl değerlendiririm'e bakıyor. dini bütün kesmin oyları %20-%30 civarındadır. peki bu geri kalan oylar kimlerden geldi? tabi ki onlara güvenmeyi seçenlerden, yani karma kesimden.
akp'yi ya da abdullah gül'ü sevmeyebiliriz. ama bu onlara güvenmememize, ya da bir tek şans dahi olsun vermememize bir bahane olamaz. abdullah gül için, ufuk uras demiş ki; dediklerinin doğruluğu, yapmayı amaçladıklarının uygunluğunu hepimiz gördük ve duyduk. şimdi sıra beklemede. eğer hareketleri de bu dedikleriyle tutarlılık gösterirse, bizim de tam desteğimizi alacaktır... "
şöyle düşünün; abdullah gül dincilerin ya da akp'nin cumhurbaşkanı olmayacak. tüm türkiye'nin; dincisinin, solcusunun, sağcısının... hepsinin cumhurbaşkanı olacak... ve bu destekleri hakedebilmek için, isteklerine cevap verecektir. ortada daha fol yok, yumurta yokken; "bu adamdan iş çıkmaz" demek yersiz ve dar kafalılıktır... elimizdeki tek seçenek şu an; güvenmek ve beklemek...
karısı ile beraber fonda cami resmi varken resim çektirmiş cumhurbaşkanı. ilk defa milli olduk. hiç böyle bir şey görmemiştik. bir anda laiklik elden gitti mi yoksa daha bekleyecek miyiz? ama adam zaten mesajını vermişti yeşil ışıkta geçerken "bana her yer yeşil" diyerek. (bkz: yeşil)
sanırsam bir köşe yazısıydı. george w. bush'un a.b.d başkan seçildiği zamanlarda amerikalı bush karşıtı vatandaşların bastırdığı ve uzun zamanlar kullandığı "i hate my president" yazılı tişörtler varmış.
bugün ülkeme baktığımda ben böyle bir işe girişsem takribi 1 saat sonra kodeste olacağımdır. bu mudur hür irade bu mudur özgürlük.
ama en azından buradan söyleme şerefine nail olayım
normalde bir ülkenin dışişleri bakanı başka bir ülkeye gittiğinde o ülkenin dışişleri bakanı ile görüşür, cumhurbaşkanı ile değil. tamam ali babacan ile de görüşmüştür o bakan ama cumhurbaşkanıyla görüşmesi hangi mantığa sığar lan. gelsin ingiltere başkanı onunla konuş bari ne konuşacaksan.
ya ben hiç birşey bilmiyorum ya da bu yapılan eziklikden başka bişey değil.
milli gazete'nin kendisiyle dalga geçtiği kişi.
cumhurbaşkanlığının resmi sitesinde a.gül'ün özgeçmişine bildiği yabancı diller ile ilgili kısma arapça yazmamalarını tiye almışlar.
diyorlar ki " cumhurbaşkanı olmadan önce arapçayı bilen gül şimdi neden oraya arapçayı yazdırmadı ? yoksa unuttu mu ? ama eğer öyle olsaydı a.gül s.arabistan'da 8 yıl kaldı, ingiltere'de 2 yıl. ingilizceyi daha çabuk unutması gerekmez miydi ? "
nev-i şahsına münasırlıkta hiçbir artısı olmayan cumhurbaşkanıdır. Kendisinin yaptığı tüm davranışlar dikkat ederseniz ahmet necdet sezer öyle yapıyordu bu böyle yapıyor şelindedir. Meseela sezer'de böyle rektör atadır, sezer'de bazılarını köşke taşımadı, sezer'de bazı davetlere gitmedi demekki aslında sezer'de bir farkı yokmuy muş şimdi?
Geçmiş zamanlarda rektör seçimleri konusunda Ahmet Necdet Sezer'i eleştiren bir yaklaşımı olmasına rağmen, aynı makama geldiğinde aynı şeyi yapan Cumhurbaşkanıdır. ilk rektör atamasında 116 oy alarak birinci olan rektör adayını değil, 80 oy alan ikinci adayını rektör olarak atamıştır.
Hani demokrasi çığlıklarınız efendiler? Ses gelmiyor? Demek ki neymiş? Şimdi siz aynı şeyi yapınca son derece demokratik oldu değil mi? *
cumhurbaşkanı olduğundan beri akp'lilerle paso ziyaretleşen cumhurbaşkanı.. ya tamam birader cumhurbaşkanı oldun ama bu kadar abartmanın bi anlamı yok yav.. habire gidilip gelinmez ki kardeşim. sıkılır insan.. necdet sezer'in açıklarını mı kapatıyorsun, nedir? yani ben şahsen başbakanlıkta görevli olsam "bak abdullah; bir-iki-üç eyvallah ama her gün de gelinmez ki yav. git köşkünde neyin yaşa." derim. trip atarım lan..
az önce siirtte kendisine verilen hediyeleri kabul etmiş, sonra masanın başına oturmuş ve oruçlu olduğunu unutarak bir bardak su içmiştir. bir anda farkettiği gözlerinden anlaşılmaktadır.
cumhurbaşkanlık makamını halkla bütünleştirerek kullanacak kişidir. çok isabetli bir tercih olup, birileri gibi ısmarlama cumhurbaşkanı olmamıştır. kendisini direkt olarak halk atamıştır. birileri gibi makamını ankara topraklarıyla, resepsiyon davetleriyle sınırlı kullanmayacaktır. daha şimdiden halk ile kucaklaşmaya başlamıştır.
çok sevdiğim bir insandır. çünkü çok televizyon izliyorum. kış boyunca nefret ettiğim bu adamdan, yaz döneminde televizyon izlemekten dolayı çılgınca haz almaya başladım. inanılmaz derecede yakışıklı bir adam olarak görmeye başladım. ne biliyim gözüme bir garip geliyor artık.
biz böyle bir milletiz. en çirkin kızları televizyonda türkiye'nin gelini diye karşımıza çıkarırlar. biz de mükemmel kızlar diye oturur saatlerce o kızları izleriz. daha neler neler...
işte bunlar da aklıma gelince şaşırıyorum kendimi çekiyorum ama başarısızlıklarını ve ailesindeki çarpıklık gözüme görünmez geliyor.
sanırsam atatürk'ün eşininde başında türban vardı mealindeki algıda üstünlüğünü ortaya koyan açıklamasından sonra, atatürk'ün olduğu zamanın bi kısmında halifelik vardı diyerek halifeliği de atatürk'e mal etmeye çalışacak olan insandır ( sanırsam).
