eğer yargılanmasını gereken bir durum varsa zaten kendisi bir takım kanunlara imza atarak veya istifa ederek yargı yolunu açacaktır.
benim ülkemde kim dokunulmazlığının arkasına saklanıp naylon faturadan veya trilyon iç etmekten yargılanmaktan kaçmış.
zaten böyle şeyler yapanlar siyasete girmez.
ha benim ülkem neresi mi? başka gezegende daha keşfedilmedi.
ümraniye davası'nda yargılanan askerler, komutanlar, üst düzey yetkililer söz konusu olunca demokrasinin gereğidir, elbette ki bu kişilere de dokunacağız, bundan neden rahatsız oluyorsunuz denilmişti. ülke bağırsaklarını temizliyor denmişti.
şimdi abdullah gül mevzuu ortaya çıkınca 180 derece dönmek olmuyor açıkçası.
türkiye'de yargının ne denli siyasallaştığını, ne denli nalıncı keserine dönüştürüldüğünü bize bir kez daha göstermiş vakayı asliye, fecaatı huhukiye, madrabazlık ul hakimiye.
hayır efendim ak partinin yılmaz savunucularından biri degilim. pek de hazzetmem kendilerinden.
yok efendim abdullah gül'ün en bir muhteşem cumhurbaşkanı olduğunu iddia edenlerden de değilim. şimdi kendi adının altına bir şeyler karalayacağım. ama genelde müspet şeyler olacak onu söyleyeyim. neyse merak edersen gider okursun.
yok yok ergenekon davasının da tümüyle tarafsız, bağımsız olduğunu da düşünmüyorum ön yargı kelebeği. onun hakkında da zaman bulursak bir şeyler karalarız. rumuzum erdener abi, tut aklında denk gelirsen okursun onu da.
sanıyorum yine bir kanadoğlu madrabazlığı bu. öyle bir koku alıyorum.
yani yanlış olduğunu bile bile böyle bir hukuki karar alınması ancak ve ancak sabih abinin telkinleriyle olabiliyor türkiye'de onun için böyle dedim.
yani adamın yargılanamayacağını bile bile böyle bir sonuç çıkması başka türlü izah edilemez.
ederse o eder.
bu karara alkış tutanlar, ergenekon'a gık demesin bozuşuruz.
madem sen hukukun her şart ve alvalde tarafsız olması gerektğiniden işine geldiğinde ödün veriyorsun, ergenekon'da başkalarının ödünü olsun canım ne çıkar.
belki garip gelecek size, ki garip zaten ama umrumda değil; ne zaman böyle bir hukuki tecavüze denk gelsem türban karşıtlarının en sevdiği argüman olan "ben başörtülü bir hakimin tarafsız olabileceğine inanmıyorum o yüzden kamusal alanda başörtü istemiyorum" aklıma gelir. nasıl yara yaptıysa içimde bu salak örnekleme, abuk subuk, alakasız zamanlarda aklıma düşüyor yine kaşım seğirmeye başlıyor.
aha lan işte içine sıçmış amcam hukukun. bere mi vardı ki kafasında nedir!
dün bir tv kanalı,sokaktaki vatandaşın fikrini soruyor.hükümet karşıtları 'kesinlikle yargılansın,az bile' tavrıyla cevaplarken,hükümet yanlıları ise 'bu ülkede ahmet necdet sezerler,kenan evrenler yargılanmadı,o niye yargılanacak' diyor.
işte bence sırf bu yüzden yargılansın.eğer yargılanır ve kendini aklarsa,o zaman bütün millete bir tokat vurur,"bu makamda ne adamlar yargılanmadı,ben yargılandığım halde birşey bulamadılar" tokadı olur bu.böylece şimdi bahane ettiği cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı derdini de bir kenara koymuş ve kendisi ile beraber makamını da aklamış olur.
367 olayını uyduranların ortaya attığı karardır. mümkün de değildir, boşuna yorulmasınlar. cumburbaşkanları vatana ihanet suçu dışına mutlak sorumsuzlardır.
cumhurbaşkanı sıfatını taşıdığı için yargılanamayacağı durumudur. görev süresi biter alır yargılarsın. ne ki bu yaygara. sahte gündem bulamadılar bunu sundular ortaya. makam saygın bir makamdır oraya çıkan kişinin de saygın olması gerekir. bunu oraya çıkartmadan düşünecektiniz.
Cumhurbaşkanı görevi ile ilgili olan işlemlerinden dolayı yargılanamaz. Çünkü Cumhurbaşkanı'nın sorumsuzluğu vardır. Görevi ile ilgili yaptığı tüm işlerden Başbakan ve bakanlar kurulu sorumludur. Cumhurbaşkanı ancak görevi ile ilgili vatana ihanet suçundan yargılanabilir. Burda asıl dikkat edilmesi gereken nokta ise Cumhurbaşkanı'nın yaptığı işlemlerden sorumlu olması ya da olmaması, yaptığı işlemlerin görevi ile ilgili olup olmadığıyla ilgilidir. Anayasada açık bir şekilde Cumhurbaşkanı'nın dokunulmazlığıyla ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı görevi ile ilgili olmayan suçlarından dolayı yargılanabilir. Bu böyle mi olmalıdır, tartışılır.
cumhurbaşkanı devletin en saygın kurumunun başındaki kişidir. devlet başkanı olarak ülkeyi temsil yetisine sahiptir. onun söylediği her söz türkiye cumhuriyetinin sözüdür. dolayısıyla cumhurbaşkanı koltuğunda kim oturursa otursun görevi sırasında yargılanmamalıdır.
davayı dondurursun gül'ün görev süresi dolunca, yani boşa çıkınca davayı açarsın paşa paşa yargılarsın. devletin kıçı kırık memurunu yargılamak bile izne tabii iken cumhurbaşkanını, devletin başındaki kişiyi yargılamak türkiye'ye lükstür. vatana ihanet dışında.
hukuk devleti kavramına "düzmece" gözüyle bakanların sonunda hukuk bir işimize yarayacak düşüncesiyle yaklaştıkları saçmalık. olmayacak iş. hukuk başarısıyla değil de başbakanı yakmasıyla övünen hakim, ikinci olarak cumhurbaşkanını da yakmaya çalışıyor. o zaman sıra çekirgenin 3.sıç(ray)ışını izlemeye geldi.
edit: etmemiştir olum öyle şey, isterlerse yargılasınlar, beraat edecek zaten. kendisi ile aynı durumda bulunan diğer 11 genel başkan yardımcısı beraat etti zira. asıl problem, kendi ideolojisine sahip değil diye cumhurbaşkanı yargılayabileceklerini zanneden çapsızlar. hele ki hakimse bir de bunu diyen, tam facia.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Gül'ün yargılanması için verilen kararın kaldırılmasını istemesi ile son bulacak durum.
Ne zaman tersi oldu ki? Yoksulsan ne olduğu belli olmayan bir iç savaşın içerisinde(amerikan çıkarları sağolsun) ölürsün, aç kalırsın, ezilirsin, söz de mahkemeler sadece seni yargılar.