cumhuriyet gazetesinin tekzip yayınlaması gerektiğine karar veren yargının bir anda taraflı, iktidarın güdümünde olduğunu düşünen laik arkadaşlarımızı göstermesi bakımından manidar bir olaydır. hem hukukun üstünlüğüne inanacaksınız, hem sırf hoşunuza gitmedi diye yargının verdiği kararı siyasi bulacaksınız, hem iftira atacaksınız, hem de tekzip edilince yargı bağımsızlığına vurulmuş darbe olacak bu, ne güzel memleket ya. başörtülü öğretmenin sokakta dahi başını örtemeyeceğini söyleyen yargı süper laik, harika, ama cumhuriyet gazetesinin yalan haberini tekzip ettiren yargı kötü, tü kaka, siyasi. hadi ordan.
sahi cumhuriyet gazetesine atılan bombalar mke yapımı çıkmıştı, ordumuzun malıydı, üzerine pek gidilmedi nedense, neden acaba?
yargı da elinizde olsun, yök de eliniz de olsun, çankaya da elinizde olsun, yaşasın demokrasi. hayallerde yaşıyor bazı arkadaşlar.
bazı komik arkadaşların, kanaltürk logosu görünce zihinleri bulandığından, 12 yıl önce posta gazetesi tarafından tekzibe söz konusu olan haberin ayan beyan gösterildiğini görememeleri neticesinde gittikçe komikleşen hadisedir. hadi bu tekzip doğru diyelim, ki pek öyle görünmüyor, tek bir tekziple aklanıcağınızı mı düşünüyorsunuz? söyleyip söyleyip, söylemedim diye geçiştirmek işin en kolay yolu ki bu ve bunun gibi öyle çok beyanat var ki. üstelik bant kayıtları ve açık seçik belli kimin ne dediği.
inkarın inkarı ile dinci iktidar karşısında el pençe divan duran yargı organlarından birisi tarafından sözüm ona yalanlanmış olan Abdullah Gül Efendi'nin rejim karşıtı sürrealist ifadeleridir .
Sanki bu açıklamaları Abdullah Gül değil de Salvador Daliyapmıştır .
cumhuriyet gazatesinin haberi madem doğrudur bu adamlar neden tezkip yayınlıyor. ağzından salyalar saçarak abdullah gül e saldıran bir gazate haberinin doğru olduğunu bile bile tezkip yayınlatır mı. lutfen elinizi vicdanınıza koyun ve futbol takımı tutar gibi gazeta tutmayın. bir kere de olsa sizin sevmediğiniz birine kardşı yapılan haksız saldırıyı desteklemeyin. ama olur mu siyasi menfaat haktan hukuktan daha önemli değil mi?
cumhuriyetin haberi tamamen doğrudur.abdullah gül bu demeci yabancı bir muhabire vermiş ve daha sonra da muhabir bunu türkiye deki yayın organlarına yaymıştır.
abdullah gül o sözleri söylemediğinden cumhuriyet gazatesi de doğal olarak bu sözleri söylediğini kanıtlayamadığından maydana gelmiş olaydır. yalan haber yapmanın sonucudur. yalan haberin düzeltilmesinin nesi basın özgürlüğüne darbedir. yalan haber yapmak basın özgürlüğümüdür. yalan haber yapılarak suçlanan kişinin hakları yokmudur. bu gidişle ileride de pek çok kez olacak olan olaydır.
hatırlayın... abi-kardeş kavga ederler, daha doğrusu yaşça büyük olan çocuk kendinden küçük olan kardeşine haksızlık eder, küçük çocuk da annesine söyler anne de büyük olanın kulağından yakaladığı gibi...
- özür dile bakiim kardeşinden, çabuk özür dile
--özür dilerim atacaan
++ehehe, bidaya yapacak mısın abi ?
-yapacak mısın bakiiim bi daha (bu esnada kulak bir miktar daha burulmak suretiyle büyük çocuk özüre zorlanırr)
--aaaah, tamam yaa yapmıcam bir dahaaaaa...
++ehehehe, peki kabul ediyoruumm..
yeni bir durum değildir, zaman zaman böyle tekzipler yayınlar cumhuriyet fakat bunun nedeni cumhuriyet'in yalan haber yapması değil, yargının birilerinin elinde olmasındandır. bağımsız olmayan yargı ile bu tür olaylara karşılanacaktır. fakat bu kişilere karşıtlar hemen sevinmesinler çünkü bu kişiler de yargı içindeki diğer bir güçtür.
işte Abdullah Gül'ün avukatı Av. Ömer Küçüközcan imzasıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan tekzip metni.
Düzeltme ve cevap
Mezkûr haberde, müvekkil Sayın Abdullah Gül 'ün, "Türkiye'de Cumhuriyetin sonu geldi... Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz" ifadelerini kullandığı iddia edilmiştir. Bu ibare kesinlikle müvekkilime ait değildir.
Herkesin malumu olduğu üzere laiklik ve Cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez şekilde hüküm bulmuş ve korunmuş değerleridir. Kamuoyunun gözleri önünde süregelen siyasi kariyeri boyunca böyle bir fikre sahip olmadığı tüm Türk halkı tarafından bilinen, bu husus üstlendiği tüm görevlerde gerek faaliyetleriyle, gerekse açıklamalarıyla sabit olan müvekkilim Sayın Abdullah Gül aleyhine ağır, haksız ve tamamen gerçek dışı beyanlarla saldırmanın hiçbir hukuk kuralıyla bağdaşamayacağı net ve açıktır.
Bununla birlikte, müvekkile ait olduğu iddia edilen ve gazetenizde sürmanşet olarak verilen ibarelerin suça konu olması gereken ifadeler olduğu dikkate alındığında, bugüne kadar ve bu sebeple müvekkil aleyhinde yargısal talep veya kararlar olması gerekeceği de aşikârdır. Müvekkilim hakkında böyle bir yargı kararı olmadığı gibi, bu sebeple herhangi bir dava da açılmış değildir. Çünkü bu ifadeler müvekkile ait değildir.
Müvekkilimize karşı bu iddialar doğrultusunda, kendisinin şeref ve haysiyetlerini ihlal edici ve gerçeğe aykırı şekilde yayın yapıldığı ortadadır. Öte yandan adı geçen müvekkil açısından, gerek siyasi kişiliği, gerek ailevi ve gerekse kişilik hakları bakımından bu kadar ağır sonuçları olan bir haber yayınlanırken, doğruluğunun araştırılmamış olması haberciliğin temel etik kurallarıyla da bağdaşmaz.
Gazetenizde yayınlanan ifadelerin ise özellikle içinde bulunduğumuz ve toplum hassasiyetin en üst düzeyde olduğu şu günlerde siyasi çekişmelere ve birtakım amaçlara hizmet ettiği izlenimi hasıl olmakla, yayının maksadı konusunda şüphelerimiz mevcuttur.