bugün gördüğüm ve karşısında hayretlerime engel olamadığım çakmaktır. promosyonda son noktadır. çakmak, dışarıdan bakıldığında alelade bir çakmaktır aslında. insan eline alıp keşfetmeye başladıkça anlar verilmek istenen mesajı ve bombalar ardı ardına patladıkça çakmağın akp promosyonu olmasının yanısıra aslında müthiş bir seçim metaforu olduğunun farkına varır...
efendim sözkonusu çakmağın keşfi kaba taslak şöyle gerçekleşir:
8 nisan 2009 çarşamba günü akşam 5 sularıdır... kpss kapsamında osmanlı tarihi çalışan ve buna bağlı bir sürü gereksiz bilgi ve tarihsel mastürbasyonu kafasına yüklemekten imanı gevremiş bünye çay yapmaya karar verir. ocağa yaklaşılır, ocağın yanındaki çakmak ele alınır ve gaz açıldıktan sonra yakılır... daha sonra çaydanlık ocağın üstüne konur ve çayın olması beklenirken mutfak masasının üstünde duran kitaba boş ve donuk bakışlar yöneltilirken, polis araçlarının tepesindeki ışıklar gibi mavi - kırmızı ışıklar saçan çakmağın hala elde olduğu fark edilir. bunun üzerine bu ilginç çakmağın altına üstüne bakılır ve altında bir ışık olduğu görülür. el feneri işlevi de gören bir çakmak olduğu kanaatine varılır. türklere özgü davranış biçimlerinden olan, bulunan el fenerininin ışığını hemen karanlık bir yüzeye tutma refleksi sonucu, kişi öylesine, masanın altına tutar ışığı... fakat o da ne?! masanın altında bir abdullah gül belirivermiştir! adeta "big brother is watching you" dercesine bünyeye doğru bakıp sırıtmaktadır. o, abdullah gül'ün omnipresent bir tarafının olduğunu anlama ve delirme arasında gidip gelinen küçük zaman diliminde anlaşılır ki çakmak aynı zamanda küçük bir projeksiyon cihazıdır ve el feneri sanılan şey aslında abdullah gül'ün fotoğrafını yansıtır...
gazı verdiğiniz zaman ülke polis devlete bile onay vererek kendi kendisini yakmaktan kesinlikle çekinmez. halkın, aydınlığı getireceğini sandığı uygulamalar ise* sadece kişisel çıkarları doyurmaya yarar...