22 temmuz seçimlerinin doğal sonucudur. kabullenemeyenlerin de "akıllı düşman" misali akp'nin arkasındaki desteği hak etmediği bir biçimde artırmaması adına makul ve mantıklı davranmaları gerekir artık.
bir de demokrasi... demokrasi mesela, kötü mevsimlerde de tercih edilebilen şık bir giysidir. her bünyede bol durur biraz, ama onun kesimi öyledir.
iktidar partisinin kararıdır, gayet normaldir. seçilirse de* oldukça demokratik bir adım olacaktır. isteyen sevincinden nara atsın, isteyen sinirinden kudursun, gerçek budur. eşi şöyle giyiniyormuş, böyle örtünüyormuş muhabbetlerinin de bırakılması gerek artık zira; biz, hayrünisa gül hanım'ın giyim tarzı yüzünden değil, bunu ısrarla tartıştığımız için geri gidiyoruz. ayrıca artık lütfen, halkın iradesine yapılan saygısızlıklar bitsin dilemekteyim. eskiden halk doğruyu bilirdi, peki aynı halk, şimdi, bazı kesimin hoşuna gitmeyen partiyi iktidara getirdiği için mi bazı kendini beğenmiş, kibirlilerin hakaretlerine uğramak zorunda? çok çağdaşsanız, çağı yakalayınız. at gözlükleri çıksın artık..
devletin halk ile uzlaştığının göstergesidir. deniz baykal ve türevlerinin dayatması ile zayıf karakterde bir aday gösterilmediği için akp'nin hanesine + olarak yansıyacak olaydır. baykal muhalefeti gereğince korku senaryolarının ters teptiği 22 temmuzda ortaya çıktı.hal böyle iken 'chp oylarını bu seçimde arttırdı' demek pişkin pollyanna'cılıktır.
baykal ilk önce halk ile uzlaşmalı.ya da uzlaşma kelimesini öğrenmek için tdk'ya bakmalı. uzlaşma kendine göre dayatma anlamına geldiği için kendisi ve partisi ve zamanında onun gibi düşünenler (ağar-mumcu) şimdi bu haldeler. halk 22 temmuz'da dedi ki gül'ü ister sev ister sevme. sevmiyorsan bile gir meclise hayır oyunu bas. ama sen kalkar da cumhuriyet tarihinde bir ilk açar 367 dersen senin seçmenin de sana sırtını 367 derece döner.22. dönem mecliste oyların %45 mecliste diyerek bir bahanesi vardı. şimdi oyların %87si meclise yansımış durumda. mhp ve bağımsızlar da meclisteki seçime katılacaklarına göre &20yi temsil eden sayın baykal %80 e hala uzlaşalım diyorsa bu 'senin dediğin aday değil benim istediğim aday cumhurbaşkanı olacak' demektir.
cumhur'un zaferidir; sayıları toplasan yüzbini geçmeyecek, 'ne olursa olsun benim dediğim olsun'cu pagan oligarşinin sözünü dinlemek; onların iğrençliklerine, pervasızlarına boyun eğmek yüzde 47'ye değil; aslında aklı başında tüm vatandaşlara, ki yüzde 80'e yakın bir orandır, çok büyük ayıp olurdu...
cehapelilerle taşak geçmeyi bırakıp ciddi konuşacak olursak aslında çok da iyi olmadı. nihayetinde ak parti'nin göstereceği en dandik aday bile ans'den daha ılımlı olacaktı ak parti'ye karşı ve öyle veya böyle iş görecekti. bu şekilde sanki tsk'ya karşı bir cephe alınmış gibi oldu.
ama öte yandan da yüzde 47'nin (artı mehapeliler, dtp'liler, çekimserlerin bi kısmı) isteği var. valla acayip boka saracak gibi gözüküyor ya haydi bakalım nolacak.
sonun değil, sözde değil özde, yaygın demokrasinin, gerçek demokrasinin başlangıç noktasıdır; çok kısa sürede tüm sözlük, ayh! tüm ülke görecektir bunu; korku tacirliği yapan beyinsizler chuky olsun sevgili sözlük...
