bugün milliyet gazetesi'nde konu edilmiş ve akp'Nin hatta akp seçmeninin çapını, siyaset algısını ve samimiyetsizliğini çok güzel karakterize eden görüşlerdir.
şimdi reisi cumhurumuz 15 yıl önce refah partisi'nde hocanın tuttuğu genç siyasetçilerden. bakalım ne demiş o zaman ermenistanla ilgili sayın Gül;
--alıntı--
Hükümet, bu politikasıyla, geleceğimizi gerçekten ipotek altına almıştır ve öyle ipotek altına almıştır ki, Ermenistan Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanının cenaze merasimine katılma cesaretini göstermiştir."
Sizin nasıl bir uzlaşmacı olduğunuzu, Türkiye'nin menfaatleri söz konusu olduğunda, sizin şahin gibi davranmayacağınızı bildiği için, yüzünüzün ne kadar yumuşak olduğunu bildiği için cesaret bulmuş ve Türkiye'ye gelmiştir.
Siz bana bir ülke gösterin ki, kardeşleriniz savaş halinde olacak, kardeşleriniz katledilecek ve onlar katledilirken, Bunun müsebbibi Türkiyedir" diye demeçler verecek; o kardeşlerimiz katledilirken, Avrupa'nın haritaları bellidir, yerine oturmuştur; fakat Ortadoğu'nun, Asya'nın haritaları nihai şeklini almamıştır"; diye açıklamalar yapacak; Kars'ın, Ermenistan toprağı olduğunu iddia edecek, bütün bunlardan sonra o adam Türkiye'ye gelecek ve siz de elini sıkacaksınız!...
--alıntı--
(bkz: Mustafa Kemal in balıkesir hutbesi) vs (bkz: Hilafetin ve saltanatın kaldırılması)
(bkz: Mustafa Kemalin dindar söylemleri) vs (bkz: istiklal mahkemeleri)
(bkz: Mustafa Kemalin dindar söylemleri) vs (bkz: Latin harflerinin yerleşebilmesi için Kuranın orijinal halinin yasaklanması)
ve ayrıca
zaman ve şartlar ne gerektiriyorsa o şekilde hareket eder idareciler. Mustafa Kemal de savaş sonrası işgalcilerin askeri ataşelerini devlet başkanlarını ağırlamıştı. Hani şu meşhur " sor bakalım babasının ne işi varmış Çanakkalede " dediği toplantı. Abdullah Gül'ü eleştiren bir de bu açıdan baksın.
Nokta. Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyaretini tasvip etmediğim konusunda hala ısrarcıyım.
Israr üzerine edit.: Bazı bünyeler hala Mustafa Kemal in söylemleri ve icraatları arasında tezat olduğunu kabullenemiyorlar. Kaldıki Mustafa Kemal değiştiğini söylememiştir bile. Hangi değişim sizce daha köklüdür. Mustafa Kemal'inki mi yoksa Abdullah Gül'ünkü mü ? *
mustafa kemal gibi gerçek bir liderle abdullah gül'Ü karşılaştırmak saçmalığında ve izansızlığında bulunanlara göre tabi ki normaldir bu değişim. ulan adamlar biz vallahi değiştik diyerek iktidara geldiler zaten.
asıl karın ağrımız bu karakter zaafiyetlerini her geçen gün daha da kanıksıyoruz bu ve beneri çirkin ilkesizlikleri normal karşılıyoruz. o yüzden ulusal karakterimiz her geçen gün düşüyor.
idareciler zaman ve şartlara göre hareket ederler yani durumu idare ederler abdullah gül idareci olabilir.
ama mustafa kemal zamanı ve şartları kendi doğrularına göre değiştirip etrafındakileri bu doğrulara göre hareket ettirendir. bu anlamda idareci değil önderdir!
dahice siyasi manevralarla onun bunun dümen suyuna girip istenilen politik adımları atmayı aynı kefeye koyan ışık saçan nur beyinlerin yadırgamayacağı ne var ki canım bunda diyeceği durum.
üç kuruşluk kulaktan doldurulma ve dayatılma talihsiz tarih bilgileriyle çarpıtmaktan bahsedenler şunu bilmeli,
sovyet movyet denmiş ya hani!
bir kurtuluş savaşı veriliyor, bir ulus kuruluyor ve bir adım atılıyor ve sovyetlerden destek almak için komünist parti kuruluyor sonra amaçları doğrultusunda kullanıp o partiyi kapatıyor. yani neymiş. çıkarları doğrultusunda büyük bir ülkeyi kullanıyor gazi paşa!
ayrıca mustafa kemal'e birilerini öldürttü suçlamasını yapanlara karşı da cumhuriyet savcılarını göreve çağırıyorum. bu bir!
senin örnek verdiğin abdullah gül, acaba şu kafkasya krizinde amerikan tarafının tezlerini erivan'a sunmak için diplomatik aracılık yapıyor olmasın?
yani sen şu an dümen suyuna girensin, yönlendiren değil yönlendirilensin. keşke atatürk'Ün kafasında olsaydı da sayın Gül, sana ambargo başlatan, mallarını boykot eden rus ülkesinin tırlarını kapı dışarı edecek cesarete sahip olsaydı!
gazetecilerin, politikacıların, vatandaşların hatta ülkelerin siyasi görüşleri zamanla değişebilir. hatta bu değişimler oldukça köklü, şaşırtıcı değişiklikler olabilir. geçmişte komünist olanların bugün liberal, muhafazakar olanların da dışa açılımcı söylemlerini görebilmekteyiz. örneğin, sovyetler yıkıldıktan sonra bugün eski doğu almanya sınırları içindeki yerleşim yerleri de siyasi görüş bakımından oldukça sağa kaymıştır. bu bakımdan abdullah gül'ün 15 sene önceki söylemlerini bugün, " -sen geçmişte bak böyle demiştin" diye yüzüne vurmak, kamuoyuna şikayet etmek, çok somut bir yaklaşım değil, ancak iyi bir muhalefet örneğidir.
bugünkü görüşleri ile bir hayli çelişen görüşlerdir.
ancak birilerinin anlamadığı şudur: adamlar değiştik, geliştik, entel olduk diye bas bas bağırırken ve bu adamlara inanmak gereği varken (!) neden hala adamın 15 yıl önceki görüşleri esas alınır ki. yani adam değişemez mi(!)değişebilir ve de gayet net değişimler yaşamışlardır.
bir kere din-diyanet işleri derken, dünya işlerine dalmışlar ve kapitalizme gönül vererek zenginleşmişler ve bu çerçevede de görüşleri değişmiştir. para insanı değiştirir , bunu bilmiyor musunuz?
yani allah aşkına hala neden inanmıyorsunuz? adamlar değişti ve gelişti ve akıllandılar. buna inanmanız için daha ne yapmaları gerek ki böyle abuk başlıklar atıyorsunuz, anlamıyorum sizi.
15 yılda kişilerin dünya görüşleri değişebilir. dünya da siyasal kutuplar bu kadar hızla şekillenirken be değişiklikler gayet normaldir. ulan 15 sene önce bir çoğunuz çişinizi altınıza yapıyordunuz, siz değiştiniz de abdullah gül neden değişmesin?
atatürk'ten benzetme yapmaya ne kadar teşne imiş bu akpci teraneler. şaşı bak şaşır ettiler resmen, helal!
ulan biri sovyetler, biri ermenistan. biri hemen kuzeyinde sana yardım edebilecek bir büyük güç; diğeri azerbaycan'da türk halkını katleden, türk devletini işgal etmiş, soykırım iddialarından vazgeçmeyen, her sene sana lanet okuyan bir devletçik...
yarım akıllı kafadan bacaklılar...
ulan gözünüz de şaşırdı iyice akp aşkıyla. ulan bu kadar ikbal hırsı olmaz ki, ulan allah soracak bunların size hesabını kul soramazsa... aklı gıt adamlar!
hadi gözünüz şaşırdı, ellediğiniz şeyin boyutunun farkında olsanıza. kendi devletinizin bir tarafına sokuşturmaya çalıştığınız şeyin farkına varsanıza. aptallar!
abdullah gül'Ün 15 yıl önce 15 yaşında değil 40'Lı yaşlarında olduğunu unutan bünyelerin "aman canlar siyasette olur böyle şeyler aaaaa falan" diye alkış tuttukları taban tabana değişkenlik gösteren görüşler. o zaman yazık etmiş castro kendisine yıllardır sosyalizm kasarak, ya da alparslan türkeş keşke ara sıra komünizmden bahsetseymiş 3-5 sosyalistten oy alırdı. ya da ufuk uras'ı "türk'Ün milli sembolü bozkurt" isimli bir makale yazmaya davet ediyoruz. le pen'de fransa'da ezilen afrika kökenli fransa vatandaşlarının haklarını savunmaya başlasın ha?
fikirleri doğru ya da yanlış, beğenilir ya da beğenmez olsun, belirli bir siyasi çizgide yıllardır sabit duran insanların hepsine hakaret etmektir dün ak dediğine bugün bok diyen siyasi figürlere sahip çıkmak.
bir şey yanlışsa yanlıştır. bırak yanlışını politikacı savunsun sen politikacı değilsin. karakterin, ilkenin ve kişiliğin yanında durmak zorundasın. durmazsan cia'nin kucağında oturan şeyhlerin eteğini öpüp sonra secdeye kapanıp allah'tan medet umarsın!
Hala Mustafa Kemali tabulaştırmaya çalışmak çok üzücü. Onun yaptıklarını neden eleştiremiyoruz. Sonuçta her ikisi de geçmişte söylediklerine ters düşen işler yapmışlardır. Büyütmeyin ve eleştiriye açık olun. Mustafa Kemal'i eleştirmek Cumhuriyet düşmanlığı değildir. Körü körüne savunmak ta Cumhuriyeti korumaz.
(bkz: Bir tabu olarak Mustafa Kemal.)
abdullah gül'den zerre hazetmem, ancak abdullah gül'ün sözlerini bak yıllar evvel ermenistan'a sövüyordu, şimdi maça izlemeye gidiyor, barışçıyım imajı veriyor ıyyghk şeriatçılar fak yu! diye aktarmak, bence olaya at gözlükleri ile bakmaktır.
şimdi şöyle bir durum vardır ki, abdullah gül bu sözleri bugün de söylese yadırganmayacak sözlerdir, çünkü abdullah gül'ün sözlerinde, ermenistan'a ve ermeni halkına yönelik herhangi bir suçlama, hakaret yoktur, onun sözlerinin muattapı devrin o zamanki ermeni cumhurbaşkanıdır ki abdullah gül'ün eleştirdiği, katliamların müessibi türkiye'dir sözünü söyleyen de devrin ermeni cumhurbaşkanı idi...
şimdi ermenistan'ın başında şubat 2008'de seçilmiş bir cumhurbaşkanı var ve herifin daha bir falsosunu görmedik. kalkıp lan bak eskiden ne dedi şimdi ne yapıyor tüüü demek veya eskiden öyle demiş gelişmiş falan demek tamamen yanlış. ben abdullah gül'ün geliştiğine inanmıyorum, gelişmiş gibi göstermeye çalışıyor ama bu durum tamamen farklı, abdullah gül'ün sözlerinin muattapı olabilecek 2 farklı adam var, birisi tam bir türk düşmanı, diğeri ise pasifist. 15 yıl önceki hatalardan dolayı pasifist bir adamı da yargılarsan, sözde ermeni soykırımı iddialarında ermenilerin bizi suçlamalarına karşı ne diyeceksin o zaman? o da geçmişte şartların gerektirdiği şekilde yapılmış katliamlardı, biz yıllardır bunun savaşını veriyoruz, "hayır o başkaydı o zaman savaş halindeydik ermeniler bize şunları yapmıştı" diye şimdi biz çok değil 15 yıl önceki bir olayla tüm ermeni halkını ve kendi cumhurbaşkanımızı yargılıyoruz, bunu da çok demokratik oldugunu sananlarımız yapıyor, hatta kalkıyor bir gazetede yazıyor, hiç düşünmeden hem de sırf abdullah gül düşmanlığından...
hem sonra şu başlık altına baktım, içler acısı, ağlanır harbiden, birileri kalkıyor bu yazıyı sözlüğe aktarıyor, diğerleri atatürk'le abdullah gül'ü karıştıyor, elma ile armut bir mi? abdullah gül ne zaman atatürk'ün sikletine yükseldi bir de o var, atatürk'ün döneminde yaptığı alakasız eylemleri alın bunun gibi bir şeydi o demek nasıl bir mantık, yok eğer illaki sidik yarışına girilecekse, abdullah gül ve kankası tayyip'in hükümetinin, koskoca tekel'i ve telekom'u iki yıllık karlarından daha az bir paraya satması, peşkeş çekmek vs. değil de ne, o zaman bu da aynı şey...
