siyasi kariyeri şimdilik askıda olan sabık Reis-i Cumhur.
Şimdilik askıdadır çünkü AKP'de siyaset yapması mümkün değildir. Ya AKP içinde kurultay marifetiyle gücü ele geçirecek ki bu hemen hiç mümkün değil;
ya da başka bir partide siyasete devam edecektir.
Çankaya'da çizdiği pasif ve ehli keyif imajdan sonra da bu ikinci senaryodan da pek hayır beklemese iyi eder.
Sözün özü; siyasi kariyeri aslında bitmiş olan kişidir. noter
tam 7 yıl boyunca 1 kere bile tayyip ağanın sözünden çıkma, her yasayı geciktirmeden onayla, tek bir ters söz söyleme, göz göre göre taraflı cb ol, daha görevi teslim etmeden parti'm'e döneceğim de,
ve bir çırpıda kalemin kırılsın, harcan.
çok değil 1 yıl sonra tayyip ağa akp'yi de satacak. demiştim diyeceğim.
partiye dönüş sinyallerini vermesinin hemen ardından gerek parti içindeki bazı milletvekillerinin, gerekse de sosyal medyadaki parti temsilcilerinin saldırısına uğrayan eski cumhurbaşkanı.
çok ilginç gerçekten. lan bu kadar kolay mı?
onlarca yıllık dava arkadaşını bu hale getiren birisi, size neler yapar hiç düşünmüyor musunuz?
cemaatçilerin ak partiyi bölmesi için ümit besledikleri kişi.
lakin öyle olmayacak, tayyir erdoğan abdullah gül dostluğu sağlam temeller üzerine kurulmuştur.
gerek siyasi gerekse karakteristik duruşuyla son derece asil ve onurlu bir insandır.
görev süresi boyunca en çok seyahat eden cb oldu kendisi. ben bu gezilerin hep bu güne yönelik olduğunu düşünüyorum. hiçbir devlet büyüğünün gitmediği illere, ilçelere gitti. halkla baya iç içe oldu. tayyip erdoğan'ın siyaset ve iktidara bu kadar hakim olduğu bir devirde silinip gitmemek için yapabileceği tek şey buydu bence ve iyi de değerlendirdi. gittiği yerlerde ilgi gördü, sevildi. abdullah gül, akp içinde sindirilebilir belki ama türkiye genelinde erdoğan'dan sonra en fazla toplum desteği gören siyasetçidir.
çok beklesek de mit yasası, internet yasakları gibi tavır göstermesi gereken yasalara ses çıkarmadı. tam bir emanetçi olup hakkını almayı bekledi. hakkını alacağı gün oyun dışına itildi.
akıllı da kendisi. yasaları onaylarken bir yandan da sosyal medya üzerinden aslında ne düşündüğünü ve mecbur olduğunu dolaylı yoldan ortaya koydu. partiyle, siyasetle mecbur kalmasa ilgilenmeyecek olan, tek beklentisi ileri giden ve özgürleşen, zenginleşen bir türkiye olan seçmen kitlesi için sinyali çaktı.
haşim kılıç'ın konuşmasına gülümserken abdullah gül bugün fırsatın kendisine geleceğini biliyordu ve tepki almadan, lince uğramadan bu günlere gelebilmek için pasif kalmaya razı oldu. bir tane tetikçi gazeteci bile kendi tabanında abdullah gül'ü hain ve güç sevdalısı olarak hedef yapmaya yetebilir ak zombiler nazarında.
akp'nin bence şöyle bir gerçekliği var,
parti ilk çıktığı günkü anlayış ve enerjiyle devam etseydi bugün yüzde 70 civarı oy alabilecek potansiyeli vardı. kemal kılıçdaroğlu anlayışını bile bünyesinde toplayabilirdi, ertuğrul günay projesinin bir üst versiyonu olarak. kürt siyasetini de çok daha ciddi ve güvenilir şekilde işgal edebilirdi. milliyetçi ve muhafazakar seçmen zaten bir şekilde bu partinin tabanıydı. bahçeli sadece kaymayı engellemeye çalıştı, seçmenine vaad edebileceği çok fazla bir şeyk yoktu.
kurucu tayfa dedikleri adamların asıl temennisi buydu aslında, şimdi iktidar her dediğini yaptırmaya yetince bu adamlar gereksiz görülüp pasifize edildi. arınç da bunlar içinde en bilinen ve en sadık en cefakar olanı. o bile bıktı kutuplaştırıcı tetikçilerden ve tayyip erdoğan'ın güçe olan açlığından.
uzlaşmacılık yerine kitleyi kemikleştirip yetersiz liyakatine rağmen sadakati, borozancılığı sayesinde koltuk bekçiliğini kimseye kaptırmama gayretiyle hareket edildi. bunun da adı kutlu dava, milli hedef falan oldu. bu tetikçiler koltuklarından olmasınlar diye akp'nin en büyük itici gücü olan cemaat için bile cadı avı uygulamasının fitilini ateşledi.
akp'nin uzlaşmacı günlerine dönebilmesi için abdullah gül son çıkıştır.
iktidar sizin olsun amk yeter ki şu milleti birbirine düşürmeyin, yalan dolanla bölmeyin, herkesin hakkını savunun, ekonomiyi boşlamayın, hukuku askıya almayın da ne bok yerseniz yeyin.
3 dönem kuralına takılan 70 milletvekili ile birlikte kendi partisini kuracaktır. rte bugünkü olağanüstü kongre ile partide kendisini istemediğini belli etmiştir zaten.
zamanında arınç la birliktekte yenilikci kanadın başını çekip refah partisini ikiye bölmüştür bu nedenle parti bölme konusunda yeterli tecrübeye sahip kayserilidir, kendisi bana göre cumhuriyet tarihimizin en silik cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmiştir. partiye geri döneceğim açıklamasını da çok mantıklı bulmuyorum zira kendisi milletvekili değil neticede başbakan olamayacağı kesin en azından gelecek seçime kadar, bu hamlenin sebebi muhtemelen kendisinin istediği başbakan adayına yeşil ışık yaktırmak ya da parti içerisinde hala ağırlığı olduğunu hissettirmek olabilir neyse zamanla göreceğiz.
GÜl ''Görevim bittikten sonra şüphesiz partiye döneceğim. Doğal olan budur" açıklamasını yaptıktan sora akp'nin kalem şörleri tarafından karalamaya başlandı.
Akp kardeş kavgasına doğru gidiyor sanırım bu yeni türkiye başkanlık sistemi gibi düşüncelere balta vurur kendi kendilerine ayak bağı olurlar. çünkü kamuoyuda etkisi fazla olan kişilerden biri abdullah gül olası bi ayrılık muhalefete güç kazandırır. bizi mutlu eder.
zerre kadar güvenmediğim devlet adamı. ortalığı bulandırmaya çalışıyor ama nafile.
paralelcilerin elinde kaseti olmasaydı meydanlarda çok top koşturacaktı ama olmadı. 7 yılda ne yapmış öncesinde dış işleri bakanlığı döneminde ne yapmış? Ahmet Davutoğlu ondan 1000 kat daha başarılı dış işleri bakanlığı yaptı.
ak parti kurucusu olması başbakan olacağı anlamına gelmez.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye'nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız islam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek...' http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=181295
ak parti kongresi cumhurbaşkanlığının bitmesine bir gün kala yapılarak saf dışı bırakılmış, cumhurbaşkanımız.
resmen vefasızlık ve satıcılıktır kendisine yapılan.
seçimden önce bir yorumcu böyle olacağını söylemişti de ihtimal vermemiştim.