islam dininin ve inancın temellerinden biri olan, ibadet etmek ve öldüğümüzde ahirete cenabet intikal etmemek için her daim üzerimizde bulundurmamız konusunda 1400 yıldır kur'an'ın ve hadislerin ışığında bizlere öğretilen, "temizlik imandan gelir" ilkesinin ana direği olan, müslümanların ve ak takkeli müminlerin yüzlerinin nur gibi parlamasına olanak sağlayan abdesti; hiç aksatmadan, günde 5 vakit alan insana ateistlerin yaklaşamadığı ve eğer geceleri biz uyurken zarar vermek için falan gelirlerse şayet, ellerinin ayaklarının birbirine dolanıp çarpıldıklarına dair yıllardır ninelerimiz tarafından anlatılan efsanedir...
evet arkadaşlar şu an takkelerim diken diken oldu allahıma. çocukken falan anneannem balkonda çay içerken anlatırdı bu ateistli hikayeleri hep, onlardan biri geldi aklıma;
vakti zamanında bizim köyde rıfat adında kendi halinde bi amca yaşarmış, asla ibadetlerini aksatmaz, abdestini her daim taze tutar, takkesi de günün 24 saati bembeyaz parlarmış. velhasıl bir gün köyün ileri gelen ateistlerinden muhtar mustafa kemal emmi, alt köylerdeki ateist gençlere haber salıp, bir akşam plan yapmak üzere onları buluşmaya çağırmış. demiş ki onlara; "yahu bu rıfat ibinesi iyice zıvanadan çıktı, köyde bizim gibi olanların sayısı git gide azalıyor, herkes camiye falan gidiyo akoyim bu adamı ortadan kaldırmalıyız" deyip rıfat amcayı ortadan kaldırmak üzere gençleri kışkırtmış. ee tabi dünyadan ve allah'ın varlığından bihaber olan, kahvede bütün gün pinekleyen ateist gençler de "oo eğlence çıktı wuhu" diye ellerine geçirdikleri sopa, taş, mınçıka, muşta, kamasutra gibi ne kadar kesici ve yaralayıcı alet varsa rıfat amcanın evinin yolunu tutmuşlar... o arada rıfat amca olacaklardan habersiz abdestini alırken bi gürültüler patırtılar falan duymuş ama hiç merak edip bakmamış bile, çünkü kendinden son derece emin, allah'a teslim etmiş kendini, baksa ne olacak ki yani kedi köpek falandır deyip seccadesini yere sermiş. o arada muhtar mustafa kemal eşliğinde 10 bölük tabur halinde evin etrafını saran ateist gençlere, muhtardan emir gelmiş, "ben size dönmeyi değil ölmeyi emrediyorum gebertin şu rıfat köpeğini..." allah allah illallah, tabii bütün köy çıkmış sokağa pencereye, toplanmışlar rıfat amcanın evinin önüne. tabii kimse de müdahale edemiyor çok kalabalıklar. neyse rıfat amca açmış kapıyı, direk zaten takkesinin beyazlığından bütün köy aydınlanmış, şöyle bir sağa bakmış sola bakmış, aralarına doğru yürümeye başlamış. yürürken daha yeni aldığı abdestin suyu parmaklarından damlıyormuş. yürümüş.. yürümüş, girmiş ateistlerin arasında:
rıfat amca: ne oldu gençler, nedir sizi böyle kızdıran, nedir bu hiddet?
ateistler: ihtiyar sen çok oldun artık bak bu köyde bi düzenimiz vardı içine ettin, artık millet bize itibar etmez oldu, allah mı ne varmış herkes ona sığınıyo yeter artık yettin.
rıfat amca: ahh gençler ahh, keşke bilseydiniz doğruyu, keşke görebilseydiniz..
ateistler: kes moruk kes artık, geberticez seni diz çök...
tam o anda rıfat amcanın başına dikenli sopayla vurmak üzere gelen ateist gencin eli, cüneyt arkın'ın filmindeki babasına vurmak için elini kaldıran adamın eli gibi bembeyaz taş kesilmiş. sonra teker teker tüm ateistler hücum etmiş ama kimisi taş olmuş, kimisi çaydanlığa falan dönüşmüş, kimisi hınzıra, kimisi şebeğe dönüşmüş, sonra rıfat amca hiçbir şey olmamış gibi arkasını dönüp girmiş evine öylece...
yıllar evvel tüm köylünün gözleri önünde yaşanmış bu hadiseyi işte bu sözlerle anlatıyordu anneannem ben çocukken. işte ondandır ki, büyüklerimiz hep anlatır bizlere bu hikayeyi, kimine dedesi, kimine ninesi... bu efsane dilden dile, kuşaktan kuşağa yayılmıştır. ve işte ondandır ki abdestli insana ateistler yaklaşamaz, tüm ak takkeli müminler bunun böyle olduğunu bilir. isterseniz deneyin bi görün yani denemesi bedava...
hurafedir, bunu söyleyen din'e kötülük etmiş olur. insanların din'i yanlış anlamalarına neden olur.
kısace türbeye, ağaca çaput bağlamaktan farksızdır, islamda yeri yoktur.
yarısından fazlası ateist olan japonlara marmaray yaptırıp dua ile açmalarından anlamıştım bu dincilerin mallığını, ama nihayetinde çekiyoruz işte. bu da öyle bi mallık, çevremdeki herkes şeriatçıyken, bi sürü kişiye de yaklaştığıma göre, eh neyse yazmaya değmeyecek iddia.
