malum, siyasal islamcılığın abd icadı olduğunu türlü kanıtlarıyla birlikte dile getiririz yılların yılıdır. el kaide, taliban ve ışid olaylarından sonra şeriatçılar bile neyin ne olduğunu anladı.
fakat sorun şu ki hala siyasal islamcılıktan vazgeçmediler! "gerçek islam bu değil. biz öyle değiliz. hakeza abd'nin diktiği fidanlar da olsak, amerikancı değiliz, hatta abd düşmanıyız..." gibi bir şeyler söyleyerek durumu kurtaracaklarını sanıyorlar.
dediklerine bir itirazım yok. fakat alayını iki dakika düşünmeye davet ediyorum: el kaideciler, talibancılar ve ışidçiler de kendilerini abd düşmanı sanıyordu, öyle olmaları neyi değiştirdi?
gerçek şu: abd'nin devasa bir gücü var ve o gücü kullanmak istiyor. o güç sayesinde herkesi hizaya getirmek, istediğini almak, bölme, parçalama senaryolarını gerçekleştirmek istiyor. isteklerini yerine getirmesi için tek bir şeye ihtiyacı var, o da "justification"... yani yaptıklarının adil olduğunu iddia edebilmesi, yaptıkları için bir meşruiyet zemini oluşturması lazım. aksi taktirde aynen vietnam savaşı'nda olduğu gibi iç patlamalarla karşılaşması ve tabandan baskı gören bazı müttefik yönetimlerinin eskisi kadar işbirliği yapmaması mukadderdir.
peki, "justification" nasıl sağlanır? dün komünizm öcüsüyle, bugün ise siyasal islam öcüsüyle ki sıradan batılı insanların midesini komünizmden bile daha çok bulandırıyor...
dolayısıyla abd,hakkından gelmek istediği ülkelerde önce siyasal islam'a yol açıyor, sonra siyasal islamcıları bahane ederek ülkenin anasını belliyor. bu noktada siyasal islamcıların ne düşündüklerinin, ne yaptıklarının, kendilerini nerede gördüklerinin zerre önemi yok. isteseler de istemeseler de abd'nin oyuncakları, kaldıraçlarıdır bunlar.
tüm bunların farkında olup da siyasal islamcılıkta ısrar etmek vatana ihanet değilse nedir?
"Ally No More: Erdoğan’s New Turkish Caliphate and the Rising Jihadist Threat to the West"
iyiymiş!.. ama serdar turgut'un da dediği gibi, bunları hafife almaya gelmez. bak, sucukçu muhasebecisi'nin yakın dostu, sudan diktatörü darbeci general yobaz ömer el beşir ülkesinin bir kısmını kaybetti bile...