abd nin orta doğu kuklaları

entry4 galeri3
    1.
  1. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ilk seçim zaferinden sonra o zamanki adıyla DTP'nin milletvekillerini çok ağır dille eleştirmiş ve DTP milletvekillerinin terör örgütü PKK'yı "terör örgütü" olarak sınıflandırmakları sürece onlarla hiç bir müzakerede bulunmayacağını söylemişti. Ancak gün oldu, devran döndü... Zamanın DTP milletvekilleri olan BDP milletvekillerine karşı sayın başbakanımız tavrını değiştirdi ya da değiştirmek zorunda kaldı. Hiç bir fikir paylaşımı yapmayacağı milletvekillerine karşı aynı dille bir daha hiç eleştiri yapmadı ve onları görüşmeye çağırmaktan da çekinmedi.

    Tabi başbakanın BDP milletvekillerine karşı olan tavrının bu şekilde değişmesi insanların aklında soru işareti bıraktı.

    Sayın başbakınımızın BDP milletvekillerine karşı tavrı Barak Obama'nın ve onun kurmaylarının Büyük Ortadoğu Projesi için yaptığı Türkiye gezileri sonrasında değişti. Barak Obama cami gezdi, camilerin mimarisi hakkında yorum yaptı, Türkiye'yi pohpohladı gitti. Pohpohlandığımız için biz de "tamam, Ortadoğu Projesi'nin lider ülkesiyiz" dedik, hemen... Tabi herkes Obama'nın Türkiye için medya karşısında söylediklerini tartışıp durdu. Hiç kimse bu gezinin asıl amacının tam olarak ne olduğunu da merak etmedi.Ortadoğu'da halklara özgürlük(!) verme siyaseri uygulayan Amerika'nın bu sefer hedefinde Türkiye vardı. Her ne kadar umduğu petrol rezervini bulamasa da Irak'a verdiği özgürlük ile Irak'ı parçalayan ABD yönetiminin Türkiye'de ki Kürt vatandaşlarımıza da özgürlük verme isteği bu proje kapsamındaydı.

    Bundan sonra hükümetimiz tarafından ortaya bir adet "açılım" attı. Adına demokratik açılım dendi ancak bunun adı gittikçe "Kürt açılımı" haline geldi. Bir insana siz ne kadar "Kürtsün, Çerkezsin veya Lazsın" derseniz, o insan o kadar kendini sizden ayrı ve farklı hissedecektir.Bu açılım da sadece Kürt vatandaşlarımızın bizden ne kadar farklı olduğunu hissettirdi ve doğudaki Kürt milliyetçiliğini tetikledi. Bu da zaten Ortadoğu Projesi'nde ABD'nin olmasını istediği şeydi.

    Tabi mesele sadece isimden de ibaret değil. Açılım şu an sadece sırf şamata olsun diye ortaya atılmış bir sözden ibaret. "Nedir bu açılım" sorusuna aylardır hiç kimse cevap veremiyor. Bir açılımdır gidiyor.... Güya anadilde öğretim, anadilde konuşma, anadilde tv özgürlükleri verildi Kürt vatandaşlarımıza. Tabi, bunlar yapılırken Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3. maddesi ne olduğu unutuldu. Anadilin bir ülkenin vatandaşlarının birleştirici unsuru olduğu da hiçe sayıldı. Tabi bütün bu yenilikler yapılırken, devletin hiçbir kurumu da oturup düşünmedi "bu bölgedeki sorun ne" diye.iki hastane, bir okul açıp tüm sorunların giderileceği düşünüldü.

    Öyle görünüyor ki açılım şamatası devam ettikçe Türkiye, Büyük Ortadağu Projesi'ndeki lider kukla olma yönünde emin adımlarla ilerleyecek. Ha! Tarihi bilenler bilir... Bugün Osmanlıcılık oynayanlar, Fransız ihtilali sonrasında neler olduğnu da bilmek zorundalar. Bir halka ne kadar farklı olduğunu empoze ederseniz, onları o kadar ayrılıkçı yaparsınız. Hükümet, IMF'den eliğini ayağını çekmişken ve dış siyasette ABD'den bağımsız bir dış politika izleyip iran ve Rusya'ya yakınlaşmışken, "bölgede güçlü Türkiye" sloganlarıyla ülkemize gelen Amerikan diplomatlarının tam da istediklerini yapıyor. "Amerika'ya muhtaç ve güçsüz bir Türkiye" için hem terörü körüklüyor, hem de vatandaşlarımızı birbirinden ayırıyor.
    0 ...
  2. 2.
  3. Eski ABD Ankara büyük elçisi abromowitz 20 eylül 1996 da bir açıklama yapmıştır.

    "Recep Tayip erdoğanı başkanlığa hazırlıyoruz"

    20 eylül tarihinde aydınlık dergisinin manşetinde de bu haber yer almıştır.
    1 ...
  4. 3.
  5. usame bin ladininde içinde bulunduğunu kuklalardır.saddam hüseyin gibi onuda elbet sahneden silme zamanının geleceğini düşünmekteyim.
    0 ...
  6. 4.
© 2025 uludağ sözlük