Dış politika uygulamalarımızda aciz olduğumuzu gösteren durumdur.
Şaşırtıcı değildir.
Aynı hataları, iç politikamızda da yapıyoruz şimdi. Şehitlere sahip çıkarmış gibi görünüp, medya ile kitlelerin Kuzey Irak'a girişe olan olumsuz bakış açısını yumuşatıp, Allah Allah nidaları eşliğinde, gencecik askerlerimizi -ki arkadaşlarımız, çocuklarımız, kocalarımız, kardeşlerimiz ya da kuzenlerimiz olacaktır bu askerler- Kuzey Irak'a gönderelim mi diye tartışacağız ve maalesef uluslararası sermayenin kazanmasına karar verilirse, gireceğiz de... ama terörün önüne geçemeyeceğiz... çünkü çağımızın terör biçimi medyatik terördür. Kitlelerde korku yaratmak asıl hedeftir. Terörizmi kitlelere bu korku duygusu yerleştirir. bunun önünde devletler, siyasi kadrolarının oluşturacağı prestij ile durabilirler.
Fakültede prestijin, bilinçli siyasi politikalar oluşturarak zaman içinde kazanıldığını öğrendik. Bunun için siyasi arenada oynanan oyunun "küstüm , ver misketlerimi"den öte bir stratejiye sahip olduğunu görmek gerektiğini de.
Ermeni sorunu özellikle 1999'dan beri temcid pilavı gibi günlük rutine göre ısıtılmış ve gündeme taşınmış konulardan biridir ancak bu konu hakkında acilen lobileşmek gerekliliği idrak edilememiştir. Gündem, gemiciklerle, ananı da al gitlerle magazin haline getirilirken, sıfır eksiltmedeki başarılarla panayır yerine çevrilmiştir.
Oysa şimdi, eksiltilen sıfırlar, iç dinamiklere zarar vermeye başlamıştır... Ermeni yasa tasarısı geçti diye krize de girebiliriz her an ve "mecburen" Kuzey Irak yolu da açılmış olur.
Cem Karaca'nın dediği gibi "Bindik 1 alamete, gedeyoz gıyamete"
abdullah gül, "Komite'nin bu kabul edilmez kararının, geçmişteki benzerleri gibi Türk halkı için hiçbir geçerliliği ve saygınlığı yoktur" diyerek, savurulan tehditlerin havada kaldığını göstermiş, hem kendi dışişleri bakanlığı döneminde, hem de organik bağı olduğu 60. hükümet'te olan başarısızlığı "yahu halkım takma kafana olur bunlar" diyerekten, "ne şiş yansın, ne kebap... " anlayışı ile kapatmaya çalışmıltır.
daha çok gezen bir cumhurbaşkanı olacak biri olduğu için, bu kararı referans alacak ülkelere de sık sık gidecektir kendisi sanırız...
bazen yasanmasini istemedigimiz bi durumla karsi karsiya kalabiliriz. bu - istemedigimiz - durumu yasamak mecburiyetinde kaliriz. bu mecburiyet bazen menfi yonde bir degisime neden olabilir. ve esen degisim ruzgariyla kullenmek uzere olan ölgün ates canlanabilir..
abd kongresinin aldigi bu karar umarim ki; abd ile olan iliskilerimizi tekrar gozden gecirmemiz icin bir firsat olur.
bizim için oldukça önemli olan sözde ermeni soykırımı meselesinin abd'nin iç politikasına alet olması... demokratların Bush'a muhalefet için evet demesi ve ermeni lobisinin karardan önce soykırım yapıldığını iddaa eden yaşlı birkaç ermeniyi meclise getirerek kararı etkilemeye çalışması...
$imdi bu haber okundugunda insan ne hissediyor tarif etmeye cali$alim;
akp gibi abd gudumunde bir hukumete sahip oldugumuz bilinen bir gercek. gorsen sanki abi-karde$ ili$kisi soz konusu. adamlar hot diyor ve "peki ağabey" cevabi geliyor bizimkilerden. gayet ahenk icinde surup giden bir ili$ki gibi bakiliyor. sonra ne oluyor? boyle abuk subuk i$ler oluyor i$te. hukumet kendini kullanilip bir ko$eye atilmi$ mendil zannede dursun, halk nasil bir aciyla bakiyor tum bu olaylara sizce? hukumetin yanli$ di$ politikalari bariz $ekilde ortada. politikani yaparken ipleri ba$kalarinin eline bu kadar verir, kendini bir $eylere bu kadar bagli kilarsan umugunu sikarlar adamin i$te. taviz vere vere sira götümüze kadar geldi. ama ne olacagi da belli. $imdi kabul edilir, genel kurula gelince red edilir. agzimiza bal calinir, amerika sizin dostunuz mesaji verir. arkada$ arkada$i ne zamandir s.ker oldu da haberimiz yok?
"ileri karakol" ülkesi olarak gördükleri, malezya ile bir tuttukları, başbakanını anca demokrasi yoksunu az gelişmiş ülke liderleriyle yaptığı ovÂl toplantıya çağırdığı, höt dese kedi gibi kaçan bir yönetim gördükleri bir ülke hakkında a.b.d. tarafından yapılması beklenen ve sonunda gerçekleşmiş olaydır.
yıllardır uyuyan türkiye'nin yediği kazıklardan biridir. şaşırılmaması gerekendir. türkiye amerika birleşik devletlerine lojistik desteği keserim gibi bir tehdit savurmuş , amerika'da bu tehdite şamarla cevap vermiştir. yıllardır amerika'nın şamar oğlanı kıvamındayız zaten. aklı başında hiçbir devlet başka bir ülkenin tehdidine gelmez zaten. eskiden çok eskiden türkiye de gelmezdi.
ermeniler 50 yıldır bu tasarı için deli gibi çalışırken biz bişrbirimizle uğraştık , iç işlerimizi sattık , dışişlerindeki prestijimizi yitirdik. allah aşkına birisi bana neden sömürge gibi davrandığımızı açıklasın. hrant dink isimli ermeni asıllı türk vatandaşını öldürdük. öldürdükten sonra çeşitli rezilliklere imza attık. cinayeti işleyenlerin arkasından ağıt yaktık.'hepimiz ermeniyiz' diye bir slogan uydurduk. üzüntüyü paylaşma amaçlı dillendirilen bu söylemin milliyetci kesimi delirteceğini bile bile birileri bu sloganı gözümüze soktu. nitekim bir kısım delirdi ve plan yapmayın plan diyerek ülkeyi kurtaracağını sandı. plan da yapıldı , tuzağa da düşüldü.
kızmamız gereken amerika değildir , politikacılarımızdır.bu oyunu oynamayı bilmeyen recep tayyip erdoğan , abdullah gül de dahil son 50 yıldır başa geçenlerin hepsi suçludur. türkiye en parasız olduğu kuruluş döneminde bile taviz vermemiş, kurallarını kendi koymuştur.ne oldu türklere?
esip gürleme konusunda üstümüze yok ama iş eyleme gelince herkes arazi, bir beceriksizlik bir akılsızlık almış yürümüş.
bu tasarı meclislerinden de geçtiğinde ne yapacaksınız? tazminatları ödeyip toprağı verecek misiniz? belki özelleştirip satmış gibi yaparız türk milleti uyumasın diye.of benim güzel ülkem.
sanki artık yapacak hiç bir şey yokmuş gibi görünüyor.
sahi bir kuzey ırak vardı , 15 şehit vardı ne oldu onlara?
Tasarı lehine oy veren demokrat Brad Sherman ise Türkiye'nin tepkisinin abartıldığını savunarak, "Birkaç kızgın söz söylenecek ondan sonra bitecek" dedi. Bu cumle çok hoşuma gitti. Aynen de öyle olacak.
bana aynen geçen yılki fransız onayını hatırlatır. bilmem dizi manyağı ülkem insanı hatırlar mı ama geçen yıl aynı karar fransız parlamentosundan geçmişti. ülke ayağa kalktı, yok efendim nasıl olur da fransa böyle bir şeyi nasıl yapar da, fransayla ilişkiler eskisi gibi olmaz da, çok zarar görür de, türkiyedeki renault lar kapanır da zart da zurt da 2-3 hafta süren bir tepki süreci yaşandı. üzerinden bir, bir buçuk yıl geçti. aklında bu karar olan, hatırlayan, tepki koyan kaç kişi var?
bir de şu yönden bakalım. sarkozy eline geçen her fırsatta türkiyenin ağzına sıçmaya devam ediyor. sözde ermeni soykırımını kabul etmenin yanı sıra adam türkiyenin avrupa birliğinde hiçbir zaman yeri yok diye bas bas bağırıyor. öte yandan, fransada tasarının oyanından bu yana türkiye fransa arasındaki ekonomik işbirliği ve alışveriş önceki yıla göre bir buçuk kat artmış durumda.
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Nicholas Burns, konuyla ilgili olarak "Tepkiler ilişkileri yaralamamalı" buyurmuşlar. Bu bir yakın kız arkadaşına tecavüz edip sonrasında da arkadaş kalalım demek gibi bir şey. Sen tepki göreceğini biliyorsun. Neden bundan kaçıyorsun ki?
Gerçi adamlar haklı. Ben de olsam ben de o kadar çekinmem Türkiye'den. Askerinin başına çuval geçirilen kaç ülke, harekat yapmak için başına çuval geçirenden izin almış?
kasımpaşa delikanlısının tepkisini merak etmemize yol açan, soykırım tasarısı. vatandaşı azarlarken, kendisini ve arkadaşlarını beğenmeyenlere başka ülke vatandaşı olmayı tavsiye ederken, askerlik yan gelip yatma yeri değil derken takındığı tavırlarla, kasımpaşa kabadayısı olduğunu ispatlamıştı herkese. şimdi kabadayılığı adamına göremi yaptığını görüceğimiz zaman, karşısında eli kolu bağlı vatandaşa, gazeticiye gösterdiği tepkiyi, her seçimden önce gidip icazet aldıklarınada göstere bilecek mi?
"ırak' a girme" meselesinde ağırdan almamız karşısında yediğimiz cezadır. üzerine bir de, "ankara birkaç gün kızar, sonra yumuşar" dolması verilmiştir. aklıselim bunu yutmayacaktır ama ne yazık ki aklıselim çoğunlukta değildir.
Köle ticareti sırasında Amerika'ya getirdikleri her bir canlı köleye karşı 10 kölenin öldüğü ve bu rakamın toplamda 100.000.000 kişi olduğu tahmin edilmektedir. Yine Amerika'nın asıl sahibi kızılderili'lerin milyonlarcasını öldürüp kültürlerini yok ettikleri bilinmektedir. Japonya'ya atılan atom bombaları, vietnam savaşı, ırak ve afganistan işgalleride yakın tarihimizde katliam ve kıyımlardır. Şimdi bu kadar vukuatı olan bir ülkenin böyle bir tasarıyla uğraşması kadar komik olan bir şey yoktur. Türkler ermeni soykırımı yapmıştır veya yapmamaıştır demiyorum. Sadece diyorum ki dinime küfreden bari müslüman olsa.
sonunda gerçekleşen ve rahatlamamıza sebep olan şeydir. senelerdir "bak eğer şunu yapmazsan, bacağını açmazsan, götünü vermezsen ermeni tasarısını kabul ederiz" deniliyordu. e şimdi de ne çıkaracaklar karşımıza? merak konusudur. birinci entryde ne yazık ki yazılmış. acaba ne yazık ki mi oley mi? orası tartışma konusudur. amerika isterse ambargo koysundur. türkiye kesinlikle ermeni tasarısını kabul etmeyecektir.*
önümüzdeki ramazan bayramı ile beraber bize çifte bayram yaşatan olaydır. allah tasarıyı geçirenlerden razı olsundur. zira amerikayla artık hiçbir bağımız kalmamıştır.
"artık ne olacaksa olsun" dedirten karardır. kormaktan, kaygılanmaktan sinirlerimiz bozulmuş, elimiz kolumuz bağlanmış, iş yapamaz hale gelmişizdir. bir yandan da gündem saptırmaca devam ederken, hiç birşeyden haberi olmayan amerika halkına benzemeye başlamaktayız. bizim kabul ettiğimiz tasarılar, üzerinde oturup düşünülmeden unutturulurken, bizim insanlarımız da "yeşil kartımız var oh oh" diyerek rahat yaşayabileceklerini iddia ediyorlar. tazminat olarak verilen topraklarda bakalım yeşil kart geçecek mi...
baglayıcılıgı olmayan bir karar olmasına rağmen, diğer ülkelere örnek teşkil edecek ve teker teker her ülke soykırımı tanıyacak. bir sene sonra soykırımı kabul eden ülke sayısı yüzü geçerse saşırmayınız. genç bakış programında dinlediğim hikmet sami türk'ün söylediğine göre: rte hükümetinin, kendi sınırlarında bile kabul edilmeyen hamas liderini muhatap alıp türkiye'ye davet etmiş ve böylece yahudi lobisini kızdırmıstır; sonuç olarak da amerika'da bizi destekleyen yahudi lobisi desteğini çekince defalarca gelip de kabul edilmeyen ermeni tasarısı kabul edilmiştir.
hükümetimizin olağanüstü dış politika başarılarından biri daha. hükümetimizin şansssızlığını da ortaya çıkarmıştır bu oylama. Öyle ya, yıllardır savunulan dış politika kalelerimizin hepsinin bu hükümet döneminde düşmesi tamamen şanssızlıktır. yoksa zat-ı muhteremler katiyen beceriksiz değillerdir. Şimdi sıra düşürülecek başka kale kaldımı diye aramaya gelmiştir.
