abd içte ve dışta zor durumda olan erdoğan'a soğuk davranarak "benim ortadoğu'yu şekillendirme, kıbrıs ve ermeni politikasında istediğim diğer adımları da atmazsan karşına geçerim, dımdızlak kalırsın" imasında bulunuyor. erdoğan, bunun farkında ve 24 nisan günü ermenilerden bunun için özür diledi. bu meyanda kıbrıs'ta sessiz sedasız rumlarla görüşmeler başladı. öcalan'ı en küçük fırsatta serbest bırakmaya da niyetli. bunlar, abd'nin kendisinden desteği çekebileceği korkusunun yansımalarıdır.
zamanında yatırım yaptıgı atın delirmesidir. ne yapsın abd. yarısın bitip deli atın sakinlesmesini bekliyor. Yerine gecirecegi atı coktan buldu. deli atı vurduktan sonra yeni atı hipodroma sokacak.
amerika gelsin de bizi kurtarsın gibi sapıkça düşüncelere baştan karşı olmakla beraber insanı düşündüren tavırdır.
abd-türkiye ilişkileri tam olarak durgun suya benzemekte en ufak bir dalga yok. abd ne tepki gösteriyor rte ye ne de destek veriyor. sadece göz yumuyor. öte yandan obama erdoğan ile hiç konuşmuyor soma da da taziye için abdullah gül ü aradı obama.
geçtiğimiz gün abd dışişleri sözcüsüne "israil dölü" lafı soruldu, kadının bi "hayır israil dölü demedi ismail öldü dedi" diye savunmadığı kaldı.
abd başkan yardımcısı da güney kıbrıs ı ziyaret ediyor, yıllar sonra ilk kez. tüm bunlar birbirinden bağımsız parçalar gibi görünüyor şu anda ama insanı kuşkulandırmıyor değil.