bizde gündem ayran iken elin adamının kafa yorduğu konudur.
(rosava da atladı bu konuyu)
pek dile getirilmiyor ama yakında götümüze girecek sağlam bir kazık var.
(* Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı - TTIP)
abd ile ab dünyanın ekseninin doğuya kaydığını gördükten sonra birlikten kuvvet doğar diyerek serbest ticaret anlaşması için görüşmelere başladılar. eee başlasınlar the barz bize ne diyebilirsiniz. haa bizi ilgilndiren kısım şu. yıllar evvel ab ye girmeden gümrük birliğine giren üstün zekalı politikacılarımız (ne hikmetse onlar da şimdikiler gibi abd nin ağzının içine bakıyorlardı) sayesinde ab nin 3. ülkeler ile yaptığı serbest ticaret anlaşmaları bizim burnumuzdan geliyor. (elalemin derdi bizi geriyor yani!)
şöyle örneklendireyim. Cezayir, Güney Afrika ve Meksika ab ile serbest ticaret bölgesi anlaşması yaptılar. buna göre adamlar türkiye'ye mal satmak istediklerinde gümrüksüz olarak önce yunanistan'a sokup oradan da gümrük vergisi ödemeden türkiye'ye sokabilir. ama biz onlara mal satmak istediğimizde eşşşşşek gibi gümrük vergisi öderiz. (ab den sonra ikili anlaşmalarla serbest ticaret anlaşması imzalamamış isek ki yukarıdaki örnekteki devletler imzalamıyor)
ab krizden çıkmak için abd dışında kanada, japonya, latin amerika, singapur ile serbest ticaret anlaşmaları için müzakere halinde.
buralarda masada yokuz. varsa yoksa ayran amk.
dur sizin sözlerinizle söyleyeyim:
ayran içmeyen şerefsizdir.
aksırana kadar için ayranı tıksırana kadar için.
hayat ayran ve pilavdan ibaret değildir.
abd ile ab yi kapsayacak olan bölgeselleşme hareketidir. ab nin içinde bulunduğu krize karşı gösterilen reaksiyonla oluşturulan anlaşma ile küresel liderler, ticaret hacimlerini gelişmiş ülkelere kaydıracak ve serbest ticaret kartı ile yeni ticari anlaşmalara ivme kazandıracaklardır.
ab ve abd nin dünya nüfusunun yarısından fazlasının yaşadığı bölgeleri kapsayacak olan hamlesinin en fazla zarar vereceği ülkelerin başında türkiye gelmektedir. herhangi bir imtiyazdan ve birliktelikten yararlanamayacak olan türkiye, taşıdığı yükümlülükten dolayı seri darbeler almaya açık hale gelecektir.
bunlar :
1 - ab nin üçüncü ülkelerle olan gümrüklerini sıfırlaması ve türkiye nin, üyelik gereği, tek yanlı olarak gümrükleri indirmek zorunda kalacak olması.
2 - malları serbesite kazanacak olan üçüncü ülkelerin, türkiye iç pazarına rahatça dalmaları ve bu şekilde, cari ve dış açığın giderek artması.
3 - anlaşma ile beraber üçüncü ülkelerin pazarlarına engelsiz giremeyecek olan türkiye nin, yüzde 5 lerden yüzde 40 lara çıkan bir gümrük engelini aşmak zorunda kalacak olması.
4 - ab ile olan rekabetsiz pozisyonun bu anlaşma ile giderek kemikleşmesi ve dünya piyasalarındaki türkiye etkisinin azalması.
5 - üçüncü ülkelerin, ab pazarlarına hiç olmadığı kadar atılım yapacak olması ile beraber türkiye nin, ab pazarındaki ihracatında önemli bir düşüş yaşanması.
Türkiye ciddi anlamda sıkıntıya sokabilecek anlaşmadir. Türkiye muhataplarına konu ile ilgili endişeleri dile getirdiğini söylüyor ama bekleyip görmek lazım.
tam da tahmin ettiğimiz gibi abd - ab ile anlaşınca gümrük birliği gereği bizde seve seve (bildiğin sikile sikile de kibarlığımdan böyle yazıyorum)
abd nin pazarı olacağız!
abd malını bize gümrüksüz satacak ama biz onlara satarken seve seve gümrük ödeyeceğiz!
bundan kurtulmanın yolu abd'nin bu hakkından vazgeçmesinde!
ama abd bu konuda 15'lik kız gibi nazlıymış haberleri geliyor!
(yine kibarlığımdan böyle yazdım aslında "amk salakları sizin yularınız dışarda bi de ben gümrük alayım da double penetration olsun yavşaklar" diyor)
1995 yılında imzalanan gümrük birliği anlaşmasıyla serbest piyasa ve yabancı sermayenin halklar üzerindeki olumsuz etkisinden sonra ortadoğu halklarının ve türkiyenin tek boyutlu kapitalizmin kölesi olacağı anlaşmadır.akpnin büyük sermayeyle beraber ortakları,bölücü ve dinci sermaye için her şey güzeldir,çünkü onlar büyük sermayenin türkiye içindeki uzantısıdır.
