daha dün gelen abd büyük elçisi francis joseph ricciardone nin haddini bilmeden kendinde içişlerimiz hakkında yorum yapabilme cüretini bulması sonucu giriştiği durum. sana mı kaldı lan bizim özgür basınımız, bağımsız yargımız. sen git kendi işine bak. kokteyllere katıl, koruma ordusuyla gez, yarım yamalak türkçe ni geliştir biraz.
bu abd büyükelçileri de hep böyle canım. had bilmez adamlar. bundan önceki de bahçeli nin hani de cuma namazı kılması gündemdeyken yine yerini bilmeyerek bir açıklama yapıp "böyle kritik bir dönemde düşündürücü bir davranış" demişti.
yok mu lan bir büyükelçi yemini? ...haddimi bileceğime... neye inanıyorsam onun üzerine yemin ederim diye yemin etsinler de öyle gelsinler bunlar. olmaz böyle.
soner yalçın'ın abd ajanı olduğunun değil de, abd yönetiminin gönlünün kimden yana olduğunun delili olabilecek bi durumdur. bu durumda solcu zekası da herhalde şöyle bi slogan geliştirir:
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Şık ın teknik takibe takılan konuşmaları sırasında, yine tutuklu Ergenekon soruşturması şüphelisi Soner Yalçın için gazetecilik faliyetleri değil israil istihbaratıyla bağlantıları nedeniyle gözaltına alındığı ididası gündeme geldi.
bu haber delilleri ile ıspatlanırsa musa nın cocugu kitabını yazıp israil e başkaldıran erdoğan ı yermek için bir taraflarını yırtanlar ne yapacak?
bir israil uşağı tarafından manüple edilen ve beslenen sözlük ulusalcı ergenleri kendilerini nasıl hissedecekler?
ağlama duvarını yalayan genereli bağırlarına bastıkları gibi soneri de aynı bağıra basacakalr mı?
gazetecileri koruma komitesi (cpj)
basın konseyi
uluslararası basın enstitüsü (ipi)
the newyork times
makine mühendisleri odası
türkiye gazeteciler cemiyeti
sanki "düşmanımın düşmanı dostumdur" ittifakına göz kırpabilitesi yüksek gibi görünen durumun ilk yoklaması ilk adımcığı. eh gör bak neler olacak dememişleri boşuna.