birkaç yıl öncesine kadar üniversitelerde yaptığı programlarda aşırı yanlı şekilde muhalefet yaparak tarafsızlığını ve inandırıcılığını kaybeden bi adam çok güzel gaz veriyodu alttan alta konuklarına ve öğrencilere hayır olay tamamen tezatlık taşıyor üniversitelerde program yapıyosun içeriği öğrencilerin konuğa soru sorması ve onları sıkıştırması sözde ama gel gör ki soru soranların çok azı bu tarz soru soruyo eline mikrofanı alan mevcut düzenden bahsedip bence şöyle olmalı bence böyle olmalı demeye başlıyor konukta başını sallayıp bunu onaylıyor nedir abi bu amacı olmayan program tamamiyle zaten şu an özel üniversiteleri geziyo abbas güçlü bey devlet üniversitelerine giremiyor her nedense..
öğretmenlerin yanında olduğunu söyleyip.bu kadar az kontenjan açıklandığında sesi soluğu çıkmayan abimiz.ayrıca teknik eğitim fakültesinin ağzına ettiler kimsenin sesi çıkmıyor çok ilginç.
imam hatip öğretmenlerine pozitif pozitif ayrımcılıklar yapılırken,
teknik eğitim fakültesi öğretmenlere negatif ayrımcılık yapıldı.
nötr olaydınız bari.
işine gelmeyen görüşleri "sen şunu biliyor musun" diye laf sokarak susturan sunucu bozuntusu... insanlar her şeyi bilmek zorunda değil. bilmeyeninde bileninde 1 oy hakkı var.
çoğu zaman etrafa "bu konuşanlar ne konuşuyor?" bakışlarıyla bakan, soru sorma yetisi zayıf ve birileri tarafından kullanılacaklar listesine alınmış* aydın doğan hedesi*.
artık programında az siyaset daha çok öğrenci sorunları olsun. sonuçta öğrenciler için yapılmış bir programda öğrencilerin en büyük sorunu aidat, harç parası filan gibi para tuzaklarının kaldırılmasıyla ilgili konuşmaları lazım.
balyoz planında cuntanın kullanacagı sözde gazetecilerden bir tanesi olarak ismi geçen kişi, açıklamasını duymadık bu konuda, programları ile bunu tahmin etmek zor degildi ama iyi oldu listenin deşifre olması, tecavüzcüsüne aşık ulusalcı bünyelerin anlaması açısından.
eğitim konusundaki haberleri öğrencilerle paylaşan ve eğitim sorunlarıyla ilgilenen bir gazetecidir. zaman zaman konuya hakim olmadan yaptığı yorumlarla yarsa da yine de bu sorunların üzerine eğilmesi bakımından takdir ettiğim kişilik.
su dakikalarda laf arasına girerek insanları konusturmamayı basaran insan. her kelimeden sonra konusana laf sokup nıye konusamıyorsun diyerek üste cıktıgını sanıyor ama programın ıcıne sıcıyor farkında değil.
az önce sivas katliamı hakkında bir şeyler söylemek isteyen öğrenciyi unutalım gitsin tadındaki çıkışıyla azarlayan insan. nesini unutalım sayın güçlü? niye unutalım? unuta unuta bu hale gelmedik mi biz? boş beleş adamın tekiymiş bunu da gösterdi bu gece. ardından da sivasın pastırması meşhurmuş diye devam etti. zaten madımak otelinin altına da kebapçı açılmıştı.
zekasına kurban olduğum.
galatasaray üniversitesi'ni 19. sırada göstermiş türkiye'de.
tamam belli kriterler koymuşsundur anlarım. ona göre böyle çıkmıştır da demek ki kriterler yanlış hocam.
nabza göre şerbet vermekte üstüne yoktur muhteremin. memlekette program yaptıracak başka insan mı kalmadı allasen. yeteneksiz, birikimsiz, meziyetsiz...
tipik ulusalcı gazeteci. kendisi için demokrasi isteyip fikir özgürlüğü isterken herşeyi kendi bilir edasıyla yorumlar yapmakta ama karşıt fikir ileri sürenleri çocuklukla(eğitimcileri dahi), olayları anlamamakla suçlamakta. bu faşizan tavırlardan bıktık ama onlar bıkmadılar. ya onlar gibi düşünüp süper insan olacaksın ya kendin gibi düşünüp cahil olacaksın. bir sözünle adını koyuveriyorlar.
katsayı uygulaması için sözleri de ilginç. meslek lisesi mezunuymuş da, meslek liseliler hazırlık kursuna gitmeden üniversite kazanamazmış da, hazırlık kurslarına çok para vereceklermiş de bla bla bla. türkiye'de üniversiteyi kazanmak için kursa gitmeyen kaç kişi var? hepsi bu parayı vermiyor mu? onu da geçtim bir aydın isen hukuksal açıdan karar vermesi gereken danıştayın hukuksuzluk yaptığını söylemen gerekmez mi? sıradan siyasi yaklaşım gösteren halk tipinde "oo iyi oldu zaten imam hatiplileri üniversiteye sokacaklardı" diye olaya bakmanın iki sonucu vardır ya cahilsin ya olaya siyasi yaklaşıyorsun ve hukuk, insan hakları umurunda değil. mühim olan imam hatiplilerin üniversiteye girmemesiyse gerisi teferruat zaten değil mi? sonra çık isviçre bile insan haklarını çiğniyor, hukukun üstünlüğünü gücü veya çoğunluğu elinde bulunduranlar çiğniyor diye kına. insan önce kendini düzeltir sonra memleketindeki olayları düzeltir, en son dışarıdakilere tepki gösterir. bu ülkede azınlık çoğunluğun haklarını çiğniyor.
bu tür insanlar hiç anlayamayacaklar. iyi niyetle yapılan protestolar bir çok masumun ölmesine ve darbelere neden oldu. bu halk artık sonunun darbe olacağından korktuğu için hiçbir şeyi protesto etmiyor. ama cevabını sandıkta veriyor. abbas güçlü gibiler ise sandıktan çıkan sonucu inanılmaz ve garip görüyor. bu halktan o kadar uzaklar ki neye nasıl tepki verdiğini anlayamıyorlar. bahaneler de basit. halk cahil, halk kömüre, pirince kendini satıyor. ne kadar sığ yorumlar. bu halkın dedeleri kurtardı vatanı. devleti sizin dedelerinizin kurması ve sizlere gücü teslim etmesi önemli değil. lenin'in dediği gibi elbet bir gün halk devrimi olacaktır.
linkinde, üniversitem hakkında yazı yazmış olan kişi.
ben bu okulda kesintisiz 5 yıl bulundum ama bu şahıs 2 kez gelmesine rağmen ne kadar sorunsuz olduğumuzu yazmış! geçen sene de gelmişti, bu sene de gelmiş...
öncelikle güzel olan kısımları alt alta yazmış, yazının sonuna da, birkaç sorunları var gibisinden eklemiş ve tabir caizliğinde geçiştirmiş!
yahu oradaki öğrenci için;
- kampüs minibüslerinin 18 yolcu almadan kalkmaması saguar'dan çok daha önemli!
- kampüs minibüslerinin müthiş bir ivmeyle 1 lira olması hidrojen arabasından daha önemli!
- mühendislik fakültesindeki öğrencilerin, fen edebiyat fakültesinden derse gelen hocaların ezik hissetmesinden kaynaklanan not vermeme olayı erasmus'tan çok daha önemli!
- yemekhanede saatlerce kuyruk beklemeleri, sıra geldiğinde seçmeli(!) olan menüdeki yemeklerin kalmaması; uzaktan eğitim sisteminden çok daha önemli!
- aynı apartmandaki dairelerin aileye 300 öğrencilere 600 liraya kiralanması; araştırma merkezlerinden çok daha önemli!
- dönemde alınabilecek ders sayılarını bir anda düşürmeleri, birçok öğrenciyi mağdur etmesine rağmen kendi kafalarına göre dersleri kaldırıp-eklemeleri dolayısıyla çoğu kişinin ortalamasının düşmesi ve bunun düzeltilmesine yönelik hiçbir çalışma yapılmadığı için çoğu kişinin bırakın dönemi bir sene okulu uzatması; öğrencilerin final sonuçlarını görebilmek için zorunlu olarak doldurduğu hocaları notlandırma sisteminden çok daha önemli!
- yaz okulunu kaldırmamaları, yaz okulunda birinci öğretim ve ikinci öğretimler aynı derse girmelerine rağmen ikinci öğretimden 2 kat para almaları, yine yaz okulunda alınabilecek kredi sayısını 12den 10a düşürmeleri; aradığın hiçbir şeye adam gibi ulaşamadığın veritabanı aboneliklerinden çok daha önemli!
sayardım da daha, neyse... yukarıdaki güzel şey diye sayılan projelerden-organizasyonlardan eğer 5bin kişi etkileniyorsa, olumsuzluklardan 40bin kişi etkileniyor... abbas bey, bir daha bir üniversite hakkında bir şeyler yazacak olursanız, oturun doğru düzgün bilgi alın insanlardan... üniversiteye hazırlanan binlerce insan var, günahına girmeyin kimsenin... sadece eğitimin güzel olması yetmiyor...
