liselileri, üniversitelilerin, lisans üstülerin, doktora yapanların falan bilemeyeceği yıllardır.
evet, bugün kapısında yattığımız, vizesiz seyahat edebilmek için suriyelileri geri kabul ettiğimiz avrupa'ya, 1980 yılına kadar vizesiz seyahat edebiliyor, kafamıza göre girip çıkabiliyorduk.
çünkü o zamanlar türkiye avrupa için önemliydi, müttefikti, hatta işgücüydü avrupa için.
2. dünya savaşı sonrası üye olduğumuz avrupa konseyi ile birlikte başlayan avrupa'ya vizesiz seyahat olayı, 1980 yılında yaşadığımız 12 eylül darbesi sonrası almanya'nın tek taraflı vize koyması ve almanya'yı takiben fransa'nın da vize koyması ile sona ermeye başlıyordu.
almanya 12 eylül darbesi sonrası 3 sene türkiye'ye vize uygulayacağını duyuruyordu.
bunun üzerine türkler de diğer ab ülkelerine gidip oradan almanya'ya ve fransa'ya geçmeye başlayınca, almanya ve fransa'nın baskılarıyla diğer ab ülkeleri ve ardından da tüm avrupa ülkeleri türkiye'ye vize uygulamaya başladılar.
ve o günden bugüne avrupa ülkelerine gidebilmek için annemizin böbrek nakline ihtiyacı olup olmadığına dair bile belgeler istemeye başladılar bizlerden.
işte bugün geldiğimiz nokta, aslında eskiden sahip olduğumuz bir hakka yeniden kavuşmanın arifesidir.
yani bizler ne yaptıysak kendimize yaptık.
kendi içimizde sağ-sol kavgaları yaparak dünyada "istenmeyen insan" olmayı başardık.
1980'den 2016'ya...tam 36 senedir avrupa'ya özgürce gidemeyen bir nesil yetişti. tam 2 kuşak avrupa'ya gidebilmek için binbir zorlukla uğraşmak zorunda kaldı.
şimdi umalım da yeniden elde edeceğimiz bu hakkı koruyabilelim.
çirkeflik yapıp yine kaybetmeyelim.
üç günlük dünya ve dünyada gezilip görülecek çok yer var...
