ab'nin bizi kabul etmeyeceği gün gibi aşikarken; bole bir şeye şaşırmamak gerekir. Böyle bir hadisenin üzerinden bu kadar geçmişken ülkemiz adına değişen ne oldu : daha teslimiyetçi,daha sönük,daha ilkesiz ,gurursuz daha daha daha... bir ülke olmamızı istemelerinden başka hiçbir şey.
Ab kurulurken 12 ülkeyle kurulmadı. Daha az bir üye sayısı vardı ama neden 12 yıldızlı bir bayrağa sahipti hiç düşünen oldumu? Çünkü ab bayrağını tasarlayan kişinin açıklaması şöledir: 'isanın 12 havarisinden etkilenerek yaptım.' yıllarca hristiyan bir topluluk olarak gorulen abnin bizi alması mucizedir. Almaz demiyorum ama butun ülkemizden ,etik değerlerimizden, her şeyimizden geçtiğimiz anda alacaktır...!!!
Bu konuda cok konusmayacağım; çünkü anlatmaya kalkışırsam sözlük sayfaları almayacak; kısacası abnin bütün kaynakları tükenmeye, bütün genç nufusu(üretimi) düşmeye başlamıştır. Yani onlar bize mahkum biz onlara değil.
Yaptığımız gümrük birliği paraşütsüz dalışımızı anlatmama gerek yok sanırım. Gümrük birliği ab'ye üye ülkelere verdiği ayrıcalıklara karşılık yük olarak verilir. Ama bize hiçbir ayrıcalık yokken tamamen yük... sen bize üye olma ama biz seni pazar yapalımın kibarcası. Tabi gümrük birliği anlaşması yapılınca sokaklarda davul zurna eşliğinde halay çeken başka bir ülke halkı varmı oda merakımdır.
çok sürpriz olmayan olaydır. zorla kendimizi adamlara yamamaya çalışırsak adamlarda ottan boktan sebeplerle müzakereleri askıya da alırlar, almakla kalmaz askıdan indirmezler. yılmaz erdoğan'ın cebimde kelimeler oyununda da söylediği gibi, biz yıllardır adamlara biz avrupalıyız diyoruz ama adamlarda bize bakıp valla biz sizi çıkaramadık diyorlar.. gözümüzü açıp gerçekleri görmek gerekir bence, ki yaptığımız şey istenmediğimiz bir yere girmeye çalışmaktır. ve türk milletine yakışmayan bir harekettir.
avrupa birliği - türkiye ilişkisine biraz vakıf olanlar bileceklerdir ki, türkiye birlik için diğer üyelerden tamamen farklıdır. gerek üye olarak kabul edilmesi için öne sürülen şartlar, gerek müzakere sürecinin uzunluğu gerekse bu süreç içinde hep ilklere imza atmasıyla ülkemiz bu farklılığı yaratmıştır. birliğe üye olmadan gümrük birliği'ne alınan yegane ülke olan ülkemiz için böyle ön koşullar sunulması da normal karşılanmalıdır elbet.
sen, "her ne olursa olsun * ab'ye girmemiz gerekir" deyip de, daha birliğe üye olmadan gümrük birliği'ne üye olur, tüm ekonomik sahanı açık bir pazara dönüştürürsen, karşındaki de sana limanları aç da der, sözde soykırımı tanı da.
yüzümüzü batıya dönelim evet, ama böyle değil..bu şekilde değil..
yeni alınan bilgilere göre, küfür eder gibi komisyon yardımcısının ağzından "beyler, müzakereleri durdurmayacağız, sadece yavaşlatıcaz" dedikleri belirtilmiştir.
onlarda biliyor şu müzakere davasının ne kadar dokunduğunu bize, ne biçim demeçtir abi o öle harbi %90 demeç verdi hepimize:
-efenim bizim yapabilceklerimiz bu kadar bundan sonrası size kalmış, daha da fazlasını yapmayı düşünmüyoruz.
+yapma yağ! öyle mi? iyi o zaman güzelim, ben de seni öldürmicem! sana yavaş yavaş acı çektirticem!
-abi yapma nolur!
+sus, yerim şimdi abini...
-abi ben senin bokunu yiyim yapma!
+nıhaha ha ha ha ha ha ha!!!!!!!!! götürün şunu müzakere ofisine, bir de komiser bey ilgilensin!
-üüüü üüüüü üüüü üüüü.... **
hiçbir politik bilimciyi, diplomatı, aydın köşe yazarını şaşırtmayan durumdur. bu duruma şaşıran da bilgisizdir. bu duruma prosedür diyen daha da bilgisizdir. "Olli Rehn, Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmadığı sürece müzakerelerdeki 8 başlığın askıyı alınmasını tavsiye ettiklerini açıkladı"* ab başka hangi ülkeden böyle bir şey istemiş acaba? kıbrıs konusunu türkiyenin aleyhine bitirmek isteyen bir topluluğa girmek eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. bazı değerler hala ölmedi. ulusal şeref, ulusal onur AB için ayaklar altına alınıcaksa lütfen ab ye girmeyelim. çünkü biz bunu çocuklarımıza anlatamayız. evet, mevcut iktidat için şeref ve onur anlamsız kavramlar. ama bu kıbrısta, rumlar tarafından öldürülen türklerin kanıdır. kıbrısta öldürülen türk mehmetçiğinin kanıdır. bölgede çok acı olaylar yaşanmıştır. türk askeri adaya barış getirmiş, rum-turk kesiminin sınırlarını çizmiştir. ve kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti tanına kadar rum kesmini tanımayacaktır. akp hükümetine kadar izlenen politika buydu. demokrasinin sakat taraflarından biride budur. tabiki "ananıda al git" diyen mantık,ayşenin neden tatile çıktığını anlamıyacak; bugüne kadar izlenen politikaları kendine göre değiştiricektir. bunuda ab gibi içinde yüzlerce yıl savaş durumunda yaşadığımız devletler barındıran, bizi her fırsatta köşeye sıkıştırmaya çalışan *** bir topluluğa üye olmak adına yapıcaktır.
bu karar avrupa birliği nin iki yüzlülüğünü değil türkiye nin girmek istediği topluluğun kurallarına nasılda uymak istemediğini göstermektedir.
bu prosedur, avrupa birliği tarihinde hep böyle olmustur.aday bir ulke avrupa birliğine bildirdiği ulusal programına, ya da avrupa birliği nin olmazsa olmaz sartlarına uymadıgı takdirde uyelik sureci askıya alınır. bu britanya nın da basına gelmistir.uzulcek kızacak birsey yoktur kanımca.
bunun yanı sıra bir klube giriyorsan, kurallarına uymak zorundasın, kimse türkiye yi zorla sokmaya calısmıyor bu birlige. eger istemiyorsan ve kurallarını uygulamıyacaksan zaten debelenmene gerek yok.
hukumetin basın toplantısı da sasırtmadı. keske farklı bir sey duyabilseydik, diplomasi konuyu gecistirmek olmamalı, cozum uretenlere ihtiyac var, acilinden.
biri cıktı sacını taradı *, digeri de * bildik, basma kalıp cumleler dısına cıkamadı. yolumuza devam edecegiz, onumuze bakacagız, odun vermeyecegiz, bla bla bla...
bir gün bizim de görüşmeleri askıya alabileceğimiz günleri beklememe sebebiyet veren hadisedir. hiç onurumuz yok mudur ki, yıllardır bunların peşinde koşuyoruz, şahım adına bu durumdan çok utanıyor ve iktidara laflar hazırlamış durumdayım.*
* eninde sonunda almaya mecbur oldukları için hiç rahatsız olmadığım durumdur. gönül isterki almasınlar. aldıkları zaman abd'nin daha çok boyunduruğu altına gireceğiz. ama avrupa çin'in baskısını biraz daha hissetmeye başlasın o zaman bizim avrupa birliği ne girdiğimiz gündür.
tarih: 17 aralık 2004 ab'ye yapamayacağımız sözleri verdik, (en başta ankara protokolünün rum kesimi dahil 10 ülkeye genişletilemesi) 18 aralık 2004 coşkulu karşılamalar, ab'ye girilmiş gibi gösteriler (ab'den bırakın müzakere tarihi almayı, ab'ye girmesi kesinleşen ülkelerde bile böylesine şaşaalı gösteriler olmamıştır)... ab hiçbir adaya kullanmadığı "ucu açık" kavramını türkiye'nin adaylığı için kullanmıştır... hiçbir ülkeye bize koşulan şartlar koşulmamıştır ancak; biz bu şartların hepsine evet demişizdir. ankara protokolü'nü genişlettikten sonra bir deklarasyon yayınlayıp "bu bizim rum kesimini tanıdığımız anlamına gelmez" demiş, ab de karşı deklarasyon yayınlayıp "artistlik yapma lan, bal gibi yapacaksın, imzan var sıkıyorsa yapma dediklerini" demiştir. ab'den müzakere tarihi alındığından beri bir arpa boyu yol katedilmemiştir (keza çok ağır şartlar vardır, örneğin ab ülkelerinden her yıl 30000 ton yaş sebze-meyve alınması şartı gibi), işine gelen yasaları çıkaran bu parlemento işine gelmeyeni çıkarmamıştır, ab şartı adı altında bazı kurumlar pasivize edilmiştir, şimdi de çıkıp kimsenin "askıya alındı" gibi bir serzenişe hakkı yoktur, keza yapılanlarla, yapılmayanlarla, verilen tavizlerle, alınamayan tavzilerle kazan-kazan ilkesi yerine kaybet-kaybet ilkesinin uygulandığı bir müzakere sürecinde, aslında şu anki mevcut hükümetin "ab'ye girmek" yerine, "ab'ye giriyormuş gibi yapmak" yaptığı aşikardır...
arkadaşlar şaşırmamak lazım. tarih boyunca bu lavukları önce er meydanlarında sonra kıbrıs açıklarında yene yene bıkmışız. adamların içinde kalan hınçları var bize karşı sokakta ki misket oynayan çocuğa sorsan o bile söyler avrupa nın bizi istemediğini.
bunlar göz boyama zaten.bizi oyalama taktikleri.
adamın seninde a... koyayım birliği ninde diyesi geliyor.*
talihsiz bir karardır, keşke tamamen askıya alsalardı da uğraşmasaydık artık. gireceğiz diye türlü şaklabanlıklar yapıp duruyorduk, şimdi kısmen askıya alınınca daha bir padişah soytarısı oluruz ya hadi hayırlısı bakalım...
(bkz: yeter ki onursuz olmasın aşk)*
OLLi REHN iN TOP ARTIK TÜRKiYE DE DiYEREK TOPU TACA VURDUĞU VE ASLINDA TOPUN KENDiLERiNDE OLDUĞU, KIBRIS RUMLARI TARAFINDAN BiR BEŞiKTE SALLANAN AB PARLEMENTERLERiN AĞIZLARINDAKi EMZiK GiBi HiÇ DÜŞÜRMEDiKLERi VE DÜŞÜNMEDEN YAPTIKLARI SAÇMALIK ÖTESi DANGALAKÇA VE ÇOK RiSKLi BiR HEDE HEDE.
buyuk bir yavaslatma taktigi. sasırılması gereken bir durumda aynı zamanda. muzakereleri acmaya izin var fakat kapatmak icin ongorulen tavsiye kararına uyulması zorunlu hale geldi. adamlar zaten tavsiye kararını belirlemeyi erkene almıslardı. ne bekliyorduk ki, dolayısıyla sasırılmaması gereken bir durum. yapılan lobiler de zaten gun gibi ortadaydı.
bundan sonra neler olabilecek peki. turkiyenin geri cekilme gibi bir durumu soz konusu olamayacagına gore, baya bir kafa patlatmak gerecek gibi geliyor bana. onumuzde kritik secimler de var, fransa cumhurbaskanının acıklamaları,*finlandiyanın tepkisi * ve almanyanın tehditvari acıklamaları * dıs politikada lobi anlamında daha fazla calısmamızı gerektirecek.
oyle ortalıgı kaldırmanın, buyuk bir ofke yaratmanın bence mantıgı yok. uzlasmaya gidilme yolunda ve lobi faliyetlerini arttırma konusunda ciddi ciddi calısmak gerekli. kabuguna cekilip kusmek, ya da ofkelenip sacma sapan beyanatlar vermek hic te faydalı olmayacaktır. *
avrupa birliği 15:00, 29.11.2006 itibari ile müzakerelerin 8 başlık altında kısmen askıya alınmasına karar verdi.
bu tür saçmalıklarla gözümüzü korkutup kıbrıs politikamızı yıkmaya çalışıyorlar
avrupa birliğinin asıl niyetini gösteren, ve türkiyeyi proveke etmek isteyen saçma eylem.