kendimi odun gibi hissediyordum bi tane de romantiğinden film açayım dedim bunu izledim.
1 saat 42 dakika. 2002 yapımı. ımdb 7,4
mandy moore'u angelina jolie'ye benzeten tek ben değilimdir herhalde. bu filmde epey benzettim.
konusu klasik olsa da sevdim. izlenebilir.
Benim normal bir hayatim vardí
Basit seylerle gulup egleniyordum.
Bunlardan biri de genclik filmleriydi.
Cok hatta hic beklentim olmadigi icin mi bu kadar begendim bilmiyorum.
Kiz - ama bana asik olmayacaksin - dediginde filmin sonunu tahmin ettim aslinda .
Úlkemizde cekilen ask filimlerinin senaryolarinda bu filmden esintiler var.
Mandy moore Pek sevmem ve sevmedimde.
Shane west kisisine hayran kaldim lakin .
Babasina yalvardigi sahnede koca bir buyuk bas olan ben once alt cenemin titremesi sureti ile hungur hungur agladim.
Beklentisiz izlerseniz seversiniz.
shane westin aşık olmasını ve sevdiği kız için yaptıklarını izlerken sinsi sinsi ağlatan ama aslında hiçbir olayı olmayan film.
hepimiz öyle bir aşk istiyoruz ama yalan yok. o yüzden öylesine bir film izlenmek isteniyorsa eğer izlenebilir.
''bana aşık olmayacaksın'' dediğinde kızda bir maraz olduğunu anladığım film. öyle hıçkıra hıçkıra ağlatmaz ama boğazınıza koca bir öküzün oturmasına neden olur.
aşkın bazen yanıbaşımızda veya hiç beklemediğimiz birinde olduğunu sadece onu bulmamız gerektiğini anlatan film. boğazınızı düğümleyen sizi bir şeyleri düşünmeye iten film. filmi gerçekten benimseyebilirseniz söylediğimi daha iyi anlarsınız. aşkı öyle anlatan bir tanım var ki işte bu dersiniz. aşk bu.
"aşk daima yürekten ve sabırlı sevmektir.
kıskançlık değildir.
aşk kendini beğenmiş veya kibirli değildir.
bencillik veya terbiyesizlik de değil.
aşk suç değildir
yada alınganlık."
sonucun ne olacağını bile bile izlediğiniz bir film sizi ağlatabiliyorsa iyidir.a walk to remember da öyle.unuttuğunuz duygularınıza bile yumak yumak gömülebilirsiniz
son 35- 40 dakikası hüngür hüngür, zırıl zırıl, hıçkıra hıçkıra ağladığım film. aslında film beni çok şaşırtmadı. kız zaten " bana aşık olmayacağına söz ver. " dediği zaman insan tahmin ediyor neler olacağını ama kendini tutamıyor işte. tek kelimeyle harika bir film. 9. 9 şiddetinde tavsiye ediyorum.
insana " acaba ben de 3- 4 sene aynı hırkayla dolaşsam kendime bir landon carter bulabilir miyim? " dedirten filmdir ayrıca.*
aşkın insanı nerden nereye getirebildiğini, ne kadar güçlü,kalıcı ve masum bir duygu olduğunu anlatan harika bir film.
beni benden alan sözlerse: bizi aşkımız rüzgar gibi.göremiyorum, ama hissedebiliyorum.
Basit sıradan bir gençlik,lise filmi gibi görünebilir ama kesinlikle değil.Hayatınızda izleyebileceğiniz birkaç iyi aşk filminden biri.ilk izlediğim gün ağlamaktan bir hal olmuştum.Tabi o anki ruh halinizde çok önemli.Sevgiliyle izlenebilecek en güzel filmlerden biri. Sevginin önemini sevdiğinin yanındayken kıymetini bilmen gerektiğini öyle güzel anlatılıyorki. Soundtrackleride ayrı bir güzel.indirdiğimden beri sürekli o güzel şarkıları dinliyorum bıkmadan usanmadan.Filmden şu repliklerde gerçekten insanın hafızasına kazınacak çok güzel sözler.
Our love is like the wind... I can't see it, but I can feel it.
Love is always patient and kind. It is never jealous. Love is never boastful or conceited. It is never rude or selfish. It does not take offence and is not resentful. Love takes no pleasure in other people's sins but delights in the truth; it is always ready to excuse, to trust, to hope, and to endure whatever comes. Love does not come to an end.
insanın içini mahveden, dudakta minik tebessümler oluştururken gözlerden yaşları akıtan, işte gerçekten aşk budur dedirten film. kesinlikle izlenesi film.