a thousand splendid suns

entry80 galeri0
    55.
  1. uçurtma avcısından sonra mutlaka okunmasi gereken kitap.
    Kitap inanılmaz bir şekilde akıcıdır.şu an sadece Yıllar sonra aynı zevkle ve ağlayarak okumayı umuyorum.

    --spoiler--
    Sırrını Rüzgara fısıldarsan, ağaçlara söylediği için suçlayamazsın.
    --spoiler--
    0 ...
  2. 54.
  3. ''Kadınların dikkatine:
    Evinizden dışarıya çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda amaçsızca dolaşması, caiz değildir. Dışarıya çıkacaksanız, yanınızda mutlaka bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan kadın dövülecek ve evine gönderilecek.
    Her ne şart altında olursa olsun, asla yüzünüzü göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken, burkayla örtüneceksiniz. Aksi halde, şiddetle kırbaçlanacaksınız.
    Makyaj malzemeleri yasaktır.
    Mücevher yasaktır.
    Çekici, gösterişli giysiler giymeyeceksiniz.
    Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız.
    Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz.
    Uluorta gülmeyeceksiniz. Gülenler, kırbaçlanacaktır.
    Tırnaklarınızı boyamayacaksınız. Boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir.
    Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır.
    Kadınların çalışması yasaklanmıştır.
    Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz.
    Dinleyin.. iyi dinleyin..''
    0 ...
  4. 53.
  5. afganistan gibi bir ülkede, savaş içinde bir de kadın olmanın zorluklarını anlatan, bir solukta okuyabileceğiniz okurken de kendinizi karakterlerin yerine koymadan edemeyeceğiniz bir kitap.

    kitapta sizi etkileyebilecek bir çok cümle bulabilirsiniz.

    " bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir meryem. bir ananın rahmine hiç benzemez. kanamaz, sana yer açmak için genişlemez. "
    0 ...
  6. 52.
  7. asya edebiyatının yükselişine güzel bir numune olan kitaptır. daha önceki entrylerde çok bahsedilmiş kadının taliban toplumundaki yerinden. Şimdi ise ben başka bir perspektiften yaklaşmak istiyorum olaya. yıllarca doğu, bilhassa aydınlanma çağı sonrası, batı için egzotik, el değmemiş, iştah kabartan bir uygarlıktı. nitekim belirttiğim gibi aydınlanma çağından sonra çeşitli aydınlar (ben bu tip aydınlara toplum mühendisi diyorum) doğu üzerine çeşitli yazılar yazdılar. başta osmanlı olmak üzere çoğu edebiyatı doğrudan etkilediler. onların o yıllarda doğuya bakışları bir 16.yy daki bakışlarından çok farklıydı. gelişimine tüm hızıyla devam eden ve iştahlı batı, geri kalmış doğuya abilik yapmak istiyordu. metinleri incelerseniz eğer gözünüze çarpacak olan şey bir kontrol çabasıdır. bu yaklaşıma oryantalizm adı verildi. bunun temelinde anlama, etkileme, düzenleme avrupalıların tabiriyle re-create fikri vardı. bu yolla doğunun sözümona zaaflarından çıkar sağlamaya çalıştılar. (ki bu hala sürüyor) yeri geldi hareme girdiler, yeri geldi çok eşliliği, kadına karşı tutumu, eğitimsizliği, miskinliği, üreme oranlarını dile getirdiler. bunları savunduğumdan değil yanlış anlaşılmasın fakat geleneğe dair ne varsa temeline dinamitler koymaya çalıştılar. ne zaman ki doğu okumaya başladı ve global dünya ile tanıştı, işte o zaman aydınlardaki batıya karşı eziklik kompleksinden sıyrılış göze çarptı ve oryantalist çalışmalara karşı doğunun tutumu sertleşti. Şimdi kitaba ve yazarına gelelim. eğer ki sen bir halkı dışarıdan görüp eleştirirsen buna karşı cephenin oluşması çok zor değildir. fakat bu eleştiriyi dünyaya o topraklardan gelen, birincil bir tanık tarafından yaptırırsan bu işin etkisi artar işte. doğu toplumlarının sorunu çözüme yönelik hamleler yapmasından ziyade kendi özeleştirisini aşağılık kompleksiyle birleştirip içersinde kamplaşmalara gitmesini ve birbirini yemesini keyifle izlersin. oysaki bilirsin ki kabil'i kalbi bellemiş afganistan toprakları bin sene önce böyle değildi. islama bakış böyle değildi. taşeron bir örgüt baskı yoluyla katliamlar yaptı ve yapıyor ve bunu seyreden ve oranın sorunlarını gerçekten önemsemeyip uyuşturucu potansiyelini ve stratejik konumunu esas alan politikalarla o ülkeyi savaş alanına, toplumun psikolojisini yıkıma, yönetimi kaos içerisinde bırakmaya yönelik hamleler yapan batı yönetimlerinin yaptıkları bir kenarda dururken, insanlar koltuklarında oturup oradaki insanları eleştiriyor ya işte bu batıya yeter. yıkıcı politikalarıyla dünyayı belleyen zihniyet eleştirilmelidir önce doğu değil. doğu eleştiriyi aşıp çözüm yollarına yönelmedikçe böyle daha çoook kitap yazılır çok ağlanır.
    0 ...
  8. 51.
  9. 50.
  10. ismini saib tebrizi'nin şiirinde kullandığı nitelemeden alan güzel kitaptır. Uçurtma avcısı ise yazarın en iyi kitabıdır. hatta halit hüseyni'yle henüz tanışmamış olanlara önce bu kitabı sonra uçurtma avcısını okumasını öneririm. okurken yazarın senaryosunda biraz duygu sömürüsü yaptığını hissettim artarda gelen felaketler, ve meryem'in sonu v.s.

    halil cibran üstadın da adının geçmiş olması ayrı güzeldir hani romanda:

    --spoiler--
    Sırrını Rüzgara Söylersen, Agaçlara Söyledigi için onu SuçLayamazsın...
    --spoiler--
    0 ...
  11. 49.
  12. "bırakılan soluklar; şimdilik kurtulduklarını ama bir başka yerde, çığlıkların ve kesif duman bulutlarının arasında bir çırpınmanın sürüp gittiğini, çoplak elle, deli gibi toprağı kazan, enkazın altından bir kız kardeşten, bir ağabeyden, bir torundan kalanı çekip çıkarmaya çabalayan birilerinin olduğunu bilmek.
    canını kurtarmış olmanın bedeliyse, kimin kurtaramadığını merak etmenin ıstırabıydı."
    0 ...
  13. 48.
  14. bir khaled hosseini kitabı.

    tamam tırt bir tanım oldu ama kitabın benim tanımımla uzaktan yakından ilgisi yok.

    hiç bir kitabı böylesine 'hem okumak, hem okumamak istemedim şimdiye dek. Okurken çok sinirlendiğim, üzüldüğüm, kızdığım ve hatta ağlamak üzere geldiğim zamanlar oldu. Kitabı okuduğum dönemlerde günlük hayatımda da hep fazladan bir gergin, hep bir asabi, hep bir sinirliydim. Sıkıntı bende miydi bilemiyorum ama bu kitap beni altüst etti şu tez hazırladığım günlerde. Eğer hayatınızda iyi kötü her şey yolunda gidiyor ve canınızı sıkacak 'kaliteli' bir şeyler arıyorsanız alın size en büyük cevher. Bundan iyisi afganistan'da kayısı.
    0 ...
  15. 47.
  16. Iyimser bir entry olmayacak, sunu söyleyebilirim; Karanlik bir günes...
    Söyleyecek çok sey var aslinda, bir o kadar da az sey. Her sey gözümüzün önünde hatta gözümüze bata bata gerçeklesiyor. Savas, ölüm;
    baris, yasam; ask, nefret; terör, çıkarlar... insanin acimasizligi ve merhameti arasindaki gel gitlerinde savrulus ve ona bagli olarak ebedi kaybedis. Insanlarin çogu önündeki iki yoldan yanlisini
    -kötüsünü -seçti Binlerce yil öncesinden birbirini hiç tanimayan ve birbirlerinden haberdar olmayanlar dünyanin sonunun geldigini söyledi, binlerce yil sonra bugün biz ayni seyleri söylüyoruz; ama zaten gerçeklesecek olandan yüz akiyla çikmanin hesabini yapmak yerine daha fazla nefret, daha fazla aci, daha fazla ölüm melegi, daha az sevgi, daha az ask yetistiriyoruz.
    Daha fazla sevgi ekmeliyiz dünyamiza.
    Hem olayin bir de kadin yönü var. Ask yönü daha dogrusu. En kötü durumlarda filizlenme tehlikesi olan ask o kötü durumlarda insanlara yanlis kararlar verdirebiliyor. Savas ya da o tür bir ortamda zaten içinde olumsuzluk barindiran aski daha da olumsuz kiliyor. Kadin, erkek ve doga. Doganin kendinden kadina verdigi dogurganlik, bereket, sefkat ve yine doganin kendinden erkege verdigi mücadeleci karakter ve savasçi özellik. Biraz da bunlarin üstünde durmak lazim bence.
    0 ...
  17. 46.
  18. gözlerim dolarak okuduğum kitap hatta yer yer tutamadım göz yaşlarımı.bambaşka bir dünya,korkuları korkularınız; acılarını acınız hissettiren cinsten, olayı daha da acı kılan şu ki tüm bunlar kurgu değil, gerçek.başarılı, mutlaka okunması gereken bir khaled hosseini kitabı.
    1 ...
  19. 45.
  20. kitaptan kadınların anladıklarıyla erkeklerin anladıkları, hissetikleri bambaşkadır. Hiç alakam yokken rahat, özgür, ve sorumluluğumun sadece kendime ait olduğu bir kadınlık yaşıyor olmamdan utandım.
    1 ...
  21. 44.
  22. okurken içimin acıdığı kitaptır. okurken çok fazla gerildim. yer yer bir film izliyormuşum gibi isyan ettiğim noktalarda oldu. ben dram okumayı seviyorum diyenlere şiddetle tavsiye ediyorum. eğer olur da filmini çekerlerse geberdiğimizin resmidir. ~çok acuklu olur lan

    --spoiler--

    --spoiler--

    taliban rejimindeki afganistan da yaşayan iki kadının hayatlarının bir noktada kesiştiği muhteşem bir öykü..
    1 ...
  23. 43.
  24. okunmalı ve okutulmalı. Bu kitabı okumadan insan ölmemeli.
    0 ...
  25. 42.
  26. 1960’ların sonu . afganistan, sovyetlerin etkisi altında. bir tarafta komunizmin diğer taraftaysa şeriatın kol gezdiği bir dönem. sovyet işgalinden sonra ortaya çıkan taliban’ın sert , acımasız yönetimi. ve yaşanılan onca sıkıntı içerisinde yolları kesişen iki ayrı dünya ..leyla ile meryem’in hayatları konu ediliyor romanda. 1960’lardan 2003’e deyin uzanan roman khaled hosseini’nin uçurtma avcisi’ndan sonraki 2.kitabı.

    leyla , meryem , tarık, nana, raşit, celil. ..

    bir harami geliyor dünyaya . adı meryem. daha küçük meryem, haraminin ne manaya geldiğinden bihaber , ayda yılda bir onu ziyaret eden babasıyla geçirdiği güzel dakikalar yetiyor kendisine. meryem bir haramidir ve 1970’lerin afganistanın’da, ona dayatılan yaşama boyun eğmek zorunda kalır ve babası yaşında bir adamla evlendirilir.
    kadınların hor görüldüğü, saçma ve utandırıcı vahşetin içinde adeta bir kardelen gibi büyümeye çalışan leyla var şimdi karşımızda. daha modern bir anne babaya sahip olan leyla, meryem’den farklı bir yaşam tarzına sahip ve dünyaya bakış açısı meryem’e göre daha umut dolu. lakin yaşanılan o buhranlar neticesinde hayatı alt üst olan leyla’nın yolu, meryem ile kesişir.

    “pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. her zaman. bunu hiç unutma meryem….seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez. o da tahammül. sabretmek. katlanmak. sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, meryem. bir ananın rahmine hiç benzemez. kanamaz, sana yer açmak için genişlemez.”
    ….

    “daha çok küçüksün, biliyorum, ama bunu şimdiden anlamanı ve iyice öğrenmeni istiyorum. evlilik bekleyebilir, eğitim beklemez. sen çok, çok zeki bir kızsın. gerçekten öylesin. istediğin her şey olabilirsin, leyla. seni tanıyorum. ayrıca, bu savaş bittikten sonra afganistan’ın erkekler kadar, belki daha da çok, sizlere gereksineceğini biliyorum. çünkü bir toplumun, kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı hiç yoktur, leyla. hiç yoktur.”

    kitabı okurken, hep bir sonraki sayfayı düşünmekten alamadım kendimi. kitaptan yaptığım alıntılara yorum getirmek haddime değil. okurken kafanızda birtakım cevaplar bulacaksınız ve yaşanılan hayat, katlanılmak zorunda kalınan ceremeler, gözlerinizin dolmasına yeterli olacak. leyla’yı hayal edeceksiniz, sarı buklelerini. meryem’i.. .uzun, esmer suratını, ürkek bakışlarını… nana’yı, sözlerini, haklılığını, kırılmışlığını… azize’yi düşüneceksiniz, zeka ile parıldayan gözlerini, kekemeliğini. zalmay… yuvarlak, kıvırcık kafası… tarık’ın geniş alnı, yakışıklılığı, sadakati, anlayışı, sonsuz sevgisi. celil’in pişmanlığı, raşit’in gaddarlığı, kahpeliği ama bunlara rağmen içinde sakladığı yıkıntıları...
    roman, yalın bir dille , olaylar 3.kişinin ağzından anlatılmış.

    sinema’ya da uyarlanacak olan kitap, birçok ülkede ses getirdi. okunmasında fayda var. filmini de sabırsızlıkla bekliyorum.
    0 ...
  27. 41.
  28. okunduktan sonra afganistan'lı olmadığıma şükrettiğim muhteşem bir kitap. kitapta afganistan'da 7 den 77 ye kadın olmanın zorlukları dile getiriliyor.
    1 ...
  29. 40.
  30. muhteşem kitap. kadın olmanın zorluğunu bir kez daha, bu kez gözyaşlarıyla okudum. ah meryem, leyla... tek suçunuz kadın olmak mı?
    0 ...
  31. 39.
  32. uçurtma avcısında olduğu gbi yine akıcı sade ve yine abd yanlısı tutum sergilemiş khaled hosseini. iki kadının hayatlarının kesişmesini anlatılır. zorla evlendirelen genç kızlar harami çocuklar. kocasından dayak yiyen kadınlar talibanın şeriat tutumu sovyet rusyanın yaptıkları babaya çocukluk arkadaşına duyulan özlem aşk hepsi bu kitapda anlatılmış. bitidikten sonra yüzünüzde acı bir tebessüm belirmesi muhtemel.
    0 ...
  33. 38.
  34. kurgusu ve anlatım tarzıyla, bitirene kadar bir an olsun elimden düşüremediğim khaled hosseini kitabı.
    0 ...
  35. 37.
  36. güzelim ve güneşin çağırdığı bir cumartesiyi elimden bırakamadığım için kendisini başlayıp bitirmemle geçirdiğim kitap ki güzel bir ayna tutuştur doğuya, erkek egemen kültürlere ve ezilen, insan yerine dahi konmayan kadınlara... beğendim lakin içim karardı, isyan ettim ve şükrettim, kader olan coğrafyaya... doğduğum aileye!
    2 ...
  37. 36.
  38. ben bir kitap da bu kadar ''offf'' çektiğimi hatırlamıyorum. bildiğimiz hikayeler, lakin çok derinden vuruyor yahu. bir çok yerinde içim acıdı, lakin bir yer var ki... işte orada, resmen hissettim.

    --spoiler--
    leyla zalmay'ı doğururken, hastane de narkoz olmaması, sezeryanla yapılacak bir doğum da narkoz olmaması. işte, o satırlarda neşteri kendi karnımda hissettim.
    --spoiler--
    4 ...
  39. 35.
  40. Afganistan gerçeğini leyla ve meryem karakterleri üzerinden yansıtmaya çalışan "Bin Muhteşem Güneş" aynı zamanda önemli toplumsal ve siyasal konularada ince bir bakış niteliği taşıyor.
    0 ...
  41. 34.
  42. böğrüme öküz oturdu derler ya işte o cinsten bir kitaptı. her sayfasında gözlerim de yaşlar birikti. meryem co ve leyla can'ın çektiği acıları khaled hosseini öyle güzel işlemiş ki içimde hissettim.

    (bkz: şuracığıma bir öküz oturdu)
    4 ...
  43. 33.
  44. taliban zamanını anlatan ilginç bir perspektif. cahilliği, açlığı, ölümü, haksızlığı, askı, öksüzlüğü, şiddeti vs anlatan ve mutlaka okunması gereken bir kitaptır.
    1 ...
  45. 32.
  46. bin muhteşem güneş, ilk romanı uçurtma avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan hosseini'nin ikinci romanı. yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...

    küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar...

    khaled hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. tanıtım yazından copy paste.*

    kitabın başında herşey normal hızında ama tüm gerçekliğiyle ve içtenliği ile ilerlerken ortasına gelinde bir duygu yoğunluğu içinde buluyor insan kendini. okunması gereken kitaplardan afgan halkının durumuyla yüzleştiriyor.ABD yandaşlığı Rusya ya karşı duyulan nefret gözden kaçmıyor. her ne kadar ülkemizde bazı kadınların kaderleri bu kitaptakiyle benzer olsa da haline şükreden bir psikoloji içine giriliyor.

    --spoiler--
    ah meryem co diye hayıflansam da mutlu sonlar hep güzel*
    --spoiler--
    1 ...
  47. 31.
  48. hıçkırıklara boğan, kıçımıza rahat mı batıyor ki? diye düşündüren, gece gece hayattan soğutan ve hayata tutunduran bin muhteşem güneş, etkileyici, ağlatıcı, içine hapseden bir öykü.
    okunulası romandır.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük