ilköğretim ve lise öğreniminde -a- şubesine hep seçme öğrencilerin alınması.
(tesadüf mü bilemem. hala devam ediyor mu onu da bilemem.)
özellikle taşrada -a- şubesi doktor çocuklarının, üst düzey memur çocuklarının, elit tabakanın evlatlarının sınıfı olur. okulda almanca ve fransızca yabancı dilleri okutulsa bile -a- şubesi ingilizcedir. ve genelde -a- şubesi öğrencileri "tünaydın" derler.
c sınıfından dayak yedikten sonra ortadan kalkan durum . genelde üstü başı temiz çocuklardır bunlar fakat tenefüslerde yanlışlıkla c sınıfının önünden geçtiklerinde artıkın temizliklerinden eser kalmamıştır .
ben bunu bugün değil ama çok eskiden * gördüm diyip katıldığım tespittir. kızları da daha güzeldir. b şubesi ortadadır iki tarafa da yakındır. c dedin mi orda dur derim. c ler halktır. işçi, memur, köylü çocukları olup şubedeki az sayıdaki kızlarla idare etmek durumunda kalırlar. ama sporda önüne gelene yüz tekme atar. futbol olsun basketbol olsun hepsinde a nın b nin eline verir. a nın kızlarından bir gülücük koparmaya çalışırlar. a lar öğle arasında pizzacıya falan gider. c ler tabldottan yiyip arka tarafta maç yapıp terli terli derse girer.
(bkz: a demeyin bana)
a subesindeydim gercektende okulda bi havamiz vardi 1 den 8 e kadar a subesi hep en basarili, en yaramaz, en aktif, en guzel kizlari olan sinif a subesiydi zaten okul okadar kucuktuki sadece a subesi vardi..